Nuri Bilge Ceylan, lise yıllarında filizlenen fotoğraf merakı, ardından Boğaziçi Üniversite’nde fotoğrafçılık kulübüne girmesiyle devam eden hobisi sayesinde sinemaya ilk adımlarını attı. Ardından üniversitede saygın hocalardan seçmeli sinema dersleri aldı ve sinema klübünde vakit geçirmeye başladı.
1985 yılında okuldan mezun olan Nuri Bilge, ‘Ne yapmalıyım?’ sorusunun cevabını önce Londra’da, ardından Katmandu’da aradı. Aylar süren batı ve doğu seyahatlerinin ardından Türkiye’ye dönen Nuri Bilge Ceylan askerlik yapmaya karar vererek kararsızlığın verdiği sıkıntılara bir son verir ve Ankara Mamak’ta geçen bir buçuk yıllık askerlik günleri boyunca hayatının geri kalanını nasıl şekillendireceğini keşfeder. Bu tahmin edebileceğiniz gibi sinemadır.
Koza, Kasaba, Mayıs Sıkıntısı, Uzak, Üç Maymun, Bir Zamanlar Anadolu’da, Kış Uykusu ve Ahlat Ağacı filmlerinin yönetmenliğini yapan Nuri Bilge Ceylan uluslarası birçok ödül kazanarak ne kadar değerli bir yönetmen olduğunu gösterdi. Şimdi değerli yönetmenin en beğendiği 10 filme bakalım.
1) Mirror (Ayna) IMDB/8.1
Birçoklarına göre Tarkovsky’nin en derinlikli eseri olan Ayna, yönetmenin kendi yaşamından yola çıkarak aşk, anılar, bağlılık ve belki de hayatın kendisi üzerine şiirsel bir film. Efsanevi yönetmenin anne ve babasının gerçekten iştirak ettiği film, ailenin evlerinin eskiden bulunduğu aynı yere hakikaten inşa edilen bir kulübede çekildi. Baba Tarkovsky şiirlerini kendi sesiyle okudu. Eleştirmenler Tarkovsky’nin aslında bu filmi Solaris’ten önce çekmek istediğini ancak Sovyet sansürcülerden ürktüğü için politik olarak daha az riskli olan filmi öne aldığını söylerler.
2) Andrei Rublev IMDB/8.2
15. yüzyılda Tatarların saldırıları altında inleyen Rusya’dayız. Andrei Rublev hem bir keşiş hem de ikona ressamıdır. Barbarlık, şiddet ve kana kontrast olarak doğanın mucizevi güzelliği ve inanç Rublev’in beslendiği kaynaktır. Ne var ki bir köylü kızını tecavüzden kurtarmak için bir adamı öldürmek zorunda kaldığında hayatı ve Tanrı inancını yeniden sorgular.
3) Tokyo Story IMDB/8.2
Usta yönetmen Yasujirô Ozu’nun başyapıtı olarak kabul edilen film diğer Ozu filmleri gibi sakin ve naif bir edayla dönemin Japonya’sında meydana gelen kültürel ve sosyal değişimlerin aile değerleri ve sosyal ilişkiler üzerindeki etkisini, çocuklarını ziyaret etmek için Tokyo’ya gelen ihtiyar Shukichi ve karısı Tomi üzerinden gösteriyor.
4) Late Spring (Geç Gelen Bahar) IMDB/8.3
Japon yönetmen Yasujiro Ozu’nun ‘Norika’ üçlemesinin ilk halkasını oluşturan Late Spring, 2. Dünya Savaşı sonrası geleneksel Japon kültüründeki değişimlere odaklanan bir yapım. Eşinin yaşamını yitirmesiyle kızı Noriko’yla bir başına kalan Shukichi, evlenme çağına gelen kızını telkinleriyle evlendirmeye çalışır. Bu durum, babasının onsuz ev işlerini yürütemeyeceğini öne süren Noriko’nun tepkisine yol açar. Ozu, evlilik teması üzerinden yalnızlık kaygısı, Batılılaşma ve aile kavramlarını, tüm kariyerinin imzası niteliğindeki bir yalınlıkla işliyor.
5) A Man Escaped (Bir İdam Mahkumu Kaçtı) IMDB/8.2
Duvarlara, kapılara, kendisine karşı kavgaya girişmiş bir adam: Lieutenant Fontaine’in (François Leterrier) hikayesi, Un condamné à mort s’est échappé ou Le vent souffle où il veut . Bresson, filmine altına imzasını da attığı “Bu gerçek bir hikayedir. Yaşananları tüm çıplaklığıyla anlattım.” ifadesi ile başlar. Ardından savaş esiri Fontaine’in her fırsatta kaçmaya yeltendiğini görürüz. Cesaret, filmin kilit kelimesidir ancak Fontaine’in sahip olduğu sadece bu değildir. Fontaine cesaretin yanında, aklını ve diğer duygularını da kontrol edebilen dengeli bir insandır.
6) Au Hasard Balthazar (Rastgele Balthazar) IMDB/7.9
Sinema tarihinin en kendine özgü yönetmenlerinden Robert Bresson’un en özgün filmlerinden Rastgele Balthazar, eşek Balthazar’ın yaşam öyküsünü anlatıyor. Balthazar doğar, büyür, satılır, yük taşır, bir sirke katılır, bazı insanlar tarafından sevilir, çoğu zaman kötü muamelelere maruz kalır, yaşlanır ve nihayet doğduğu yere dönüp sessizce ölür. Tüm bu süreç içinde çevresinde olup bitenleri metanetle karşılayan Balthazar, içine atıldığı hayatı tüm çileleriyle kabullenen, başına gelenlere sakince boyun eğen bir ‘aziz’dir bir bakıma. İnançlı bir katolik olan Bresson’un diğer filmleri gibi aynı zamanda dinsel bir metafor olan film, insanoğlunun dünyadaki çilesi üzerine büyüleyici bir alegoridir.
7) Shame (Utanç) IMDB/8
Ingmar Bergman’ın bir savaş durumunda insanların ne tür tepkiler verdiklerini incelediği psikolojik bir çalışma. Film istilacı kuvvetlerin geldiği Gotland’de geçiyor. Jan ve Eva Rosenberg, iç savaşın ardından huzurla yaşamak için bir adaya yerleşirler. Ancak asker dolu bir uçağın yaşadıkları adaya düşmesi sonucu tüm dengeleri ve huzurları bozulur. Tüm askerlerin adayı bir savaş alanına çevirmesiyle, hayatlarını tehdit altında gören genç çift, başka bir yere kaçmak ister. Ancak yakalanarak isyancı askerlere yardım ve yataklık etmekle suçlanırlar. Albay Jacobi, adayı savunan ordunun başındadır ve onlara yardım edecektir. Bunun için bir talebi söz konusudur. Eğer Eva ile beraber olabilecekse hiçbir engel yoktur ortada.
8) Scenes From A Marriage (Bir Evlilikten Manzaralar) IMDB/8.5
Sıradan insanların sıradan hayatlarını anlatmasıyla Bergman sinemasında bir ilk olan Bir Evlilikten Manzaralar, on yıldan sonra aşkları canlı kalsa da evlilikleri çöken İsveçli çift Marianne ve Johan’ın hayatını mercek altına alıyor. Altı bölümlük bir mini-dizi olarak İsveç televizyonlarında yayımlanan Bir Evlilikten Manzaralar, ertesi yıl sinema için yeniden kurgulanarak kısaltıldı. Festivalde, bütünlüğü korunarak özgün kurgusu gösterilecek olan Bir Evlilikten Manzaralar, başta Woody Allen ve Richard Linklater olmak üzere birçok usta sinemacının çalışmalarını etkiledi.
9) L’Avventura (Macera) IMDB/7.9
Anna, sevgilisi Sandro ve en yakın arkadaşı Claudia’nın da dahil olduğu bir grupla beraber bir yat gezisine çıkar. Yat, Akdeniz’e doğru açılırken Anna sevgilisine karşı hissettiği duygularını sorgulamaya başlar. Yat bir adaya yaklaştıktan kısa bir süre sonra Anna gizemli bir şekilde kaybolur. Anna’yı arayamaya başlayan Sandro ve Claudia’nın arasında ise bir aşk başlar…
10) L’Eclisse (Batan Güneş) IMDB/7.9
Roma’nın banliyösünde yaşayan çevirmen Vittoria(Monica Vitti), sorunlarla geçen bir geceden sonra yazar olan nişanlısı Ricardo(Francisco Rabal)’dan ayrılır ve Roma’ya bir borsa bağımlısı olan annesini ziyarete gider. Burada borsa simsarı Piero(Alain Delon) ile tanışırlar. Bir materyalist olan Piero ile mutsuz ve boşvermiş Vittoria arasında başlayan yakınlaşma ikisinin de yalnızlıklarına son vermez.
Yorumlar (0) Yorum Yap