Lisans eğitimimin bitmesine 3 haftadan az kaldığı şu günlerde kendime bir soru sordum. Okuduğum üniversite, bölüm bana ne kattı, bende ne gibi değişikliklere neden oldu, benden neler götürdü?
Her bölümün kendine has zorlukları vardır. Burada mühendis olmak daha iyi sizin bölümünüz daha kötü kıyaslaması yapmayacağım. Aksine iyisiyle kötüsüyle bir Makine Mühendisi’nin gözünden (bence böyle diyebilirim 3 hafta sonra mezunum çünkü) gözünden lisans eğitimimi paylaşacağım sizlerle.
Önce iyi tarafından başlayalım;
Tebrikler artık bir “Mühendis”siniz.
Her ne kadar toplumun gözünde çamaşır makinesini tamir edebilecek bilgiye sahip veya klimanın filtresini temizleyebilecek bir kişi olarak görülseniz de aslında artık çok daha fazlasına sahipsiniz, potansiyelinizin farkına varma zamanınız geldi de geçiyor.
Peki mühendis nedir? Mühendis; bir problemi en kısa sürede, en ideal ve en ekonomik şekilde çözen, ilgili alanlarda uzmanlaşmış insandır.
Makine, elektrik-elektronik, bilgisayar, inşaat mühendisi ve daha birçok mühendislik dalı olsa da mühendisliğin temelinde yatan, ve her mühendisin mezun olduğunda sahip olduğu temel özellikler vardır.
Not: Aşağıda sayacağım maddeler severek, isteyerek mühendislik okumuş kişiler için geçerlidir.
…
– Analitik Düşünme
Mühendislik derslerinin olmazsa olmazı olan bu madde aslında Mühendisliğe Giriş 101 dersidir. “Ben nasıl olsa lisedeyken her şeyi ezberledim üniversitede de böyle yapıcam bitecek” diyenlere kötü haber, arkadaşlar bitmiyor. İsterseniz geçmiş dönemlerde çıkan tüm çıkmış soruları ezberleyin, tüm formülleri hafızaya atın, her şey hocanın soruda ufak bir değişikliğine bakar, siz de kağıda bakarsınız.
Ezberlemek yerine olayın mantığını kavramaya çalışmalısınız. Formülleri ezberlemek yerine nasıl çıkarıldığını farkettiğiniz an aslında ezberlemek için ne kadar çok vakit kaybettiğinizi farkedeceksiniz. Çünkü genelde çoğu formül birbirinden türetilerek elde edilir. Bunu unutmayın. Yeri gelmişken; Euler’e çok laf etmeyin, üniversite hayatınızda nasıl olsa kurtulamayacaksınız.
En sevdiğim klişelerden biri de “Hocam bunu gerçek hayatta nerede kullanıcaz?” Kullanıyorsunuz arkadaşlar… İş görüşmesine gittiğinizde size “çamaşır makinesi içindeki kayış kasnak sisteminindeki kayma miktarını bulun.” Dediklerinde keşke ezberlemeseydim diyeceksiniz. Cevabını bilmeseniz bile her açıdan düşünüp kötü de olsa bir yaklaşım yapabilmelisiniz.
…
– Az ile Yetinmeme
Araştırma ödeviniz en az 2 sayfa olmalı diye sadece 2 sayfa ödev yapmayın. Verilen konuyu araştırdıkça, öğrenmenin güzelliğini farkına varmaya başlayacak ve öğrenmeye aç birine dönüşeceksiniz.
Çünkü üniversitede verilen ödev, araştırma konusu, projeler boşuna verilmez. Ya ileride uzmanlaşacağınız konu hakkında bir proje yaparsınız ya da (SPOILER ALERT) hocanızın size araştırın ve çözün dediği sorunun aynısı ya da benzeri sınavda mutlaka çıkar.
Kütüphaneye gitmeye alışın. Bilgi kirliliğinin kol gezdiği internet ortamı her zaman en iyi kaynak değildir bunu unutmayın. Gerekirse en ufak konuyu anlamak için saatlerinizi harcayın kütüphanede. Ama gün sonunda konuya nasıl hakim olduğunuzu gördüğünüzde siz de şaşıracaksınız.
…
– Gidiş Yolundan Çok Sonucun Etkili Olması.
Üniversite hayatımın 2. senesi, “Mukavemet-2” dersi. İlk vizeden 05 almanın verdiği şok ile ikinci vizeye günlerce çalışmıştım. Sınavdan çıkarken 100 alıcam diye seviniyordum. O sevincim yaklaşık 2 hafta sonra notların açıklanmasıyla hayal kırıklığına dönüştü. Koskoca 50 yazıyordu. Mümkün değildi, en kötü işlem hatası olsa gidiş yolundan puan verir 70-80 alırım diyordum. Kendimden o kadar emindim ki sınav kağıdıma bakmak istedim. Hocamın odasına gidip baktığımda, bir sorunun üstü kırmızı bir kalemle çizilmişti. 50 puanın gittiği soruyu görmemek mümkün değildi. Nerede hata yaptım diye bakarken, bölme işleminde paydada 16 yerine 32 yazmıştım. Neden? Çünkü formülü öyle ezberlemiştim. Hocam da komple o soruyu silmişti. “Hocam son satırda hatam neden 50 puan kırdınız” sorusuna;“İleride insan hayatı dahil olacak bu işlemlere. En ufak hatan bir can kaybına neden olabilir. Bunun farkında olman lazım her zaman.” diyerek cevap verdi. O sözü bir tokat gibi suratımda hissettim o gün.
Sadece okul hayatında değil günlük hayatında da davranışlarınızın, eylemlerinizin sonucu daha çok konuşulur, etkili olur. Nasıl mı? Birine her gün iyilik yaparsın, ama o yaptığın tek bir hatana bakar. Gidiş yolu sonucun yanında bir hiç olabilir.
…
– Hocalarla İletişim Geleceğini Şekillendirir
Her mühendislik öğrencisinin senede en az 2 defa isyan ettiği dönem mutlaka vardır. Aynı anda derslere girmek, vizelere çalışmak, projenizi yetiştirmek kimi zaman çekilmez olabiliyor. Farkında olmasanız da aslında bir çok sorunun üstesinden gelmeye alışıyorsunuz.
İş hayatı da biraz öyle değil midir? Aynı anda sizden yapmanız beklenen birçok iş, bunun yanında sosyal hayatınız ve aileniz. Belki hayatınız boyunca baskı altında çalışacaksınız, stresli olacaksınız. Ama bunlarla da başa çıkmayı öğrenmeye başlamanız gerek.
Yorumlar (0) Yorum Yap