Her yıl geleneksel olarak yapılan YKS sınavı yaklaşırken eğlenceli bir paylaşımda bulunalım dedik. Her kafadan bir sesin çıktığı bu ortamda tartışmalara bulaşmayıp sessiz sedasız kendi hayatlarını yaşayan dedelerimize mikrofonu uzattık. İşte anlattıklarından çıkardığımız on kural ve mealleri:
1- Önce Tedbir, Sonra Tevekkül Kuralı
Maksat köşeyi dönmekse, paranın nereden geleceği belli olmuyor. 90’lı yıllarda TV Sinema mezunları, birbiri peşi sıra açılan özel televizyonlar sayesinde kameramanlık için bile 5-6 bin dolar maaşlarla işe başlamıştı. Ama bunları 5 yıl önceden öngörebilir misin? Hayır. O zaman uzun uzadıya düşünmeden, zaten çalışacağınız kadar çalıştık diyerek, yazın bir yeri, yapın dersinizi, stajınızı; kader bir noktada size de güler elbet.
2- Neyi Bildiğin Değil Kimi Bildiğin Önemlidir Kuralı
Amerika’da bile bunu söylüyorlarsa, Türkiye’de tanıdıkların ne kadar önemli olduğunu artık siz düşünün. İyi üniversitelerde yanınızda oturan vatandaşın günün birinde Türkiye’nin Steve Jobs’u olabileceği ihtimali, özel üniversitelerde ise Ziyagillerin varisi olma ihtimali var. Biraz sosyallik, bölümün ne olduğunu önemsiz bir ayrıntı haline getirebilir.
3- Aşk Olmadan İş Olmaz Kuralı
Medyanın büyük isimlerinden biri vaktiyle işe alımlarda “artık zeki adam değil, işine aşık adam arıyorum” demişti. Çok akıllıca. Çünkü aşık olan her şeyi yapar, her engeli aşar. Sabreder, yılmaz. Günümüzde ise hangi alan olursa olsun hayat artık böyle şeyleri gerektiriyor. Tanıyarak, bilerek aşık olduğunuz bir bölüm varsa, ana-babanızın kulağına hoş gelmese de yazın, belki de kurtuluş buradadır.
4- Aşkın Gözü Kördür Kuralı
Aşık olun dediysek, eğer sırf parasına, şıkır şıkır kıyafetine, söylerken hoş gelmesine bakarak aşık olduysanız, bölümünüzün zaman geçtikçe bir Nuri Alço’ya dönüşmesi mümkün. Nice tıp, hukuk, mühendislik öğrencisi bu yolda yaptığına yapacağına lanet etmiştir. Bir bölümle evlenmeden önce biraz kimdir, kimlerdendir, bunlar tam olarak ne yapar, üniversitede hangi dersleri alırlar diye soruşturmakta fayda var.
5- Nerede Çokluk Orada B… Kuralı
Prensip olarak çok bulunan bir şeyin fiyatı düşer. Herkes aynı yöne gidiyorsa durup düşünmekte fayda var. Hatta dünyada son yıllarda
şirketler aleminin en çok konuşulan kitaplarından biri tam da bunu söylüyordu. Keşfedilmemiş bir alanda uzmanlaşmak belki de gerçek çözümdür. Türkiye’deki pek çok girişim, ABD’den kopye alınarak yapılmıştı. Henüz Türkiye’de keşfedilmemişken tabii.
6- Başkası Olma Kendin Ol Kuralı
Başkası olmak zorunda kalacaksanız işiniz zor, çünkü kendi olanlar daima başkası olanlara galip gelecektir. Tercih edeceğiniz bölüme yaranmak için “girişken gibi”, “entelektüel gibi”, “ay herkesle arası çok iyidir gibi”, “bilgisayar işlerinden anlıyor gibi” olmak zorunda kalacaksanız ve bu kılıklar size bol gelecekse, mümkünse uzak durun.
7- Boğulacaksan Büyük Denizde Boğul Kuralı
Eğer büyük oynamak hayalleriniz varsa, boğulma ihtimalini göze alıp büyük denize atlamanızdan başka çare yok gibi. Bu da Türkiye şartlarında İstanbul demek oluyor. Türkiye’nin vergilerinin yüzde 45’ini tek başına ödeyen bir şehirden bahsediyoruz. Yolda yürürken bile bir şeyler öğrenebilirsiniz. Tabii mevlasını bulanlar gibi belasını bulanların da olduğu bir gerçek. O da işin boğulma kısmı!
8- Güzel ile Taş Taşı Çirkin ile Bal Yeme Kuralı
İnandığınız ve anlamlı bulduğunuz bir bölümde/işte, konforlu bir işten çok daha fazla tatmin elde edebilirsiniz. Örneğin, pek çok öğretmen eğitim işinin idealist yapısı nedeniyle manevi bir tatmin buluyor ve daha fazla kazanacağı bir iş arayışında olmuyor. Yüksek ücretli ya da prestijli olduğunu düşündüğünüz pek çok işe ise her gün kaderine kahrederek giden çalışan sayısı az değil.
9- Eşeğe Altın Semer Vursalar, Eşek Yine Eşektir Kuralı
Her ne kadar günümüzde o artık Eşek Bey statüsüne yükselmiş olsa da, üniversite tercihlerine altın semer gözüyle bakmak yapılan en büyük hatayı özetliyor: Eşeğe değil, semere güvenmek.
İnsanı tartışmayıp, hangi diplomanın iyi kazandırdığını tartışmak bu hataya işaret ediyor. Eskiden, doktorun, avukatın, mühendisin bulunmadığı zamanlarda belki salt diploma para ediyordu. Ama artık kişisel özellikler kaderinizde çok daha etkili.
10- Müslüm Gürses Kuralı
Müslüm Baba’nın çok güzel ifade ettiği gibi,
İnsanoğlu yana yana
Gitgide yaklaşır sona
Nasıl olsa bir gün gider
Zengin fakir aynı yola
deyip, fazla talepkar olmayın. Zengin olayım, elli liralık lahmacunlar yiyip yedi bin lira hesap ödeyeyim sevdanızdan vazgeçin. Bir anda bölümler ve üniversitelerin önemini yitirdiğini, bulutların dağıldığını ve bir nebze huzura kavuştuğunuzu göreceksiniz.
Türkiye’nin kültürel yapısı gereği hala kimsenin aç kalma ihtimalinin olmadığını da düşünürsek, hayata biraz daha rahat bakmak o kadar da zor değil.
Merhabalar ben Onur , bir hayalim ve fikrim var. Aklına takılan bir şey olursa veya destek olmak için çekinmeden yazabilirsiniz. Umarım beğenirsiniz:)
Yorumlar (0) Yorum Yap