“Kitap Okuma Alışkanlığı ile İlgili 5 Alışılmadık Tavsiye”

15 yaşına kadar kitaplarla çok alakası olmayan biri olarak yayınlıyorum bu içeriği. Öyle doğduğu günden beri kitaplarla yatıp kalkan biri olmadım ama ilerleyen zamanlarda katlanarak büyüyen bir sevgim ve ilgim oldu kitaplara karşı. Öncelikle kitap almayı sevdim, kütüphane oluşturmayı en sonunda okumayı sevdim bu biraz zamanımı aldı tabii.. Sanal ortamda çok fazla dolaşan bir konu bu; neden kitap okumalıyız ? kitap okumanın yararları ? gibi başlıklar halinde. Daha sonra da “kelime dağarcığımız zenginleşir”, “konuşmamız akıcı hale gelir” gibi tavsiyeler olur. Bunlar doğrudur, fakat kitap okuma isteği arayan birine yeterli midir bilemiyorum. Farklı bir yaklaşım deneyelim. Şöyle ki; bir insan bir hayvanın kendisine ilişmesinden hoşlanmayabilir, ama sonuçta hayvana karşı nefreti yoktur ona zarar vermek istemez. Ben ilk olarak kitaba yaklaşımın bu şekilde olmasını isterim. Kitap okumayan biri en azından kitapları severse hem kendisi için hem de çevresi için bir başlangıç yapmış olabilir. Okumasa dahi arkadaşları ile kitapçı dükkanlarını gezmesi büyük bir adımdır. Ben hiç kitap okumazken bile, kitapçı dükkanlarına girdiğimde mutlu olurdum. Okuldan kitap verdiklerinde koklardım o kitapları. Kütüphaneme düzenli bir şekilde dizerdim ve tüm bunlar bugün kitapların benim için önemini oluşturan adımlar oldu.. Gelelim meselenin özüne.. 
Kitapları sevin ; evet arkadaşlar eğer kendinizi biraz zorlarsanız, hatta zorlamadan kitapları severek başlayabilirsiniz. Sadece düşünün,  okumasanız dahi dünya genelinde kabul görmüş bir şeyi sevmiş olacaksınız. Belki kitapların duruşunu, belki bir kütüphaneyi, belki kitap mağazalarını.. Bu sevgi belki çevrenizden birini sıkı bir okur yapabilecek kadar etkileyici olacaktır. Sadece düşünün, sevebilirsiniz. 

Alanınıza uyarlayın ; Hukuk okuyan biri için doğru bir örnek olur mu bilemiyorum.. Kalın kitaplar ile lisans öğrenimini tamamlamış insanların yüzde kaçı kitap okumayı sevmez, detaylı bir istatistiksel çalışma gerektirir. Ama suç kitapları ilginizi çekebilir ve büronuzda bir kitaplık görmek isteyebilirsiniz. Eczacı mısınız ? Bitkisel tedavi yöntemleri ile alakalı kitaplarla donatabilirsiniz eczanenizi. İdari işlerde, analiz yapabilmek için polisiye romanlar ilginizi çekebilir.. Bir düşünün, mutlaka mantıklı gelecektir..

Arkadaşınız olabilir ; Bu çok klişe gelebilir; size kitaplarla arkadaşlık yapın, sahil kenarında, cafede, parkta her yerde kitap okuyun ve insanlarla bağlantınızı koparın demiyorum. Sadece şunu düşünün; çok güzel bir havada, yalnız başınıza ormanlık bir alanın tepesindesiniz, önünüz alabildiğine gökyüzü ve ağaçların üstündesiniz. Elinizde bir bardak çay ya da kahve, sizi etkileyecek bir kitap okumanın zevkini tatmak istemez misiniz ? Bu durumu gözünüzde canlandırın, faydasını göreceksiniz.. Canınız sıkıldığında, arkadaşınızla dışarı çıkıp kahve içtiğinizi düşünün, bu normaldir, olması gerekir fakat bunun yerine kitapta okuyabilirsiniz. Kitap sizi dinleyemez, akıl veremez ama içeriğiyle sizi farklı bir düşünceye sürükleyebilir. Bunu da arkadaşınız yapamaz, arkadaşınız sizi içeriğiyle farklı bir yere sürükleyemez.. Bunu da bir düşünün.. 
Farklı dünyaların kapısını aralıyorum düşüncesine kapılın ; Mutlaka izlemişsinizdir; bazı bilim kurgu filmlerinde çocuklar evlerin bazı kapılarını açınca farklı bir evrene geçerler. Orada fantastik maceralar yaşarlar. Her kitap kapağı açıldığı andan itibaren farklı bir yere sürükler insanı. Bedeniniz o an orada bacak bacak üstüne atmış elinde bir kitapla oturuyor olsa da, ruhunuz daha önce tarifi yapılmamış bir evrende olacaktır. Bazen uçurtma uçuran bir çocuk, bazen bir katilin peşinde ki dedektif, bazen bir fakir bazen de yaşlı bir bilge olabilirsiniz. Belirli sayıda yazılmış sayfaların sağladığı bu duyguyu başka bir şey ile yakalamak mümkün değildir.. 
Bilgilerin kalıcılığına inanın ; Teknolojinin nimetleri saymakla bitmez. Bugün bir çok şeye önemsiz gözüyle bakılarak bir kenara bırakılıp, istediğimiz anda internet sayesinde ulaşabiliyoruz düşüncesi ile öğrenmekten vazgeçiliyor.. Kulağa mantıklı gelse bile, benim aklıma yatmıyor. İnsan beyni bir poşet değildir. Boş bilgiyle doldurmak diye bir şey yoktur.. Adalet savunucularının cüppelerinde cep olmamasının; para ile haksızlık yapılmayacağının göstergesi olması bilgisi gereksiz midir sizce ? Ya da, deve kuşlarının gözlerinin beyinlerinden büyük olması gereksiz bir bilgi midir ? Ben herhangi bir şeyi bilmenin gereksiz olabileceğini kabullenemiyorum. Bugün bir ülkenin geçmişte yaşadığı siyasi problemlerine kolaylıkla erişebilirsiniz ama bir kitapta anlatılırsa ve siz onu yaşamış gibi okursanız, tam olarak kavrayabilirsiniz. Geçmişte işkence görülen zamanlar vardır, bunu duyunca etkisi çok olmaz, ama siz işkence görmüş birinin diliyle yazılmış bir kitabı okursanız, işkenceyi çeken kadar hissedersiniz ve asıl o zaman kavrayabilirsiniz olayların ciddiyetini.. Birçok örnek verilebilir. Kendiniz de yapabilirsiniz bunu.. Deneyin..
Sonuç olarak; kitap okumayı yararları ile  değil, bakış açısı ile sevdirmek mümkün müdür göreceğiz. Unutmayın, siz olmasanız bile; kardeşiniz, çocuğunuz, arkadaşınız veya başka biri sizden etkilenebilir.. Kitaplar ve kitap okumak çok özel ve güzeldir. Mutlu zamanlarda, güzel kitapları, ağız tadıyla okumanız temennisi ile…

Muhammed Yenice
Kategoriler: Kültür

Yorumlar (0) Yorum Yap

/