Günlük hayat akışımızda birçok sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Kimi zaman gözle görülür, elle tutulur bir problem olmadığında bile kendimizi yorgun, stresli hissediyoruz. Aklımızda geçmişe ve geleceğe dönük bir sürü halinde dolanan düşünceler oluyor. Bu da yaptığımız işlere odaklanamamamıza ve kendimizi kötü hissetmemize, enerjimizin düşmesine neden oluyor.
Bu düşünceleri bastırmamız için birçok kişisel gelişim kitabı bize yol göstermeye çalışıyor. Dediklerine kulak verecek olursak:
1) Uyku düzenine dikkat edip sağlıklı bir hayat sürmemiz gerektiğine dikkat çekiyorlar. Ne de olsa sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur.
…
2) Pozitif düşünmek, hayata belki de pembe gözlüklerin ardından bakmaya çalışmakta bir diğer seçenek. Kim bilir, belki bu şekilde bardaklarda dolu gözükür.
…
3) Kafamızın içinde dolaşan bu istenmeyen düşünceleri bir yere yazmak, derdimizi kağıtlara dökmeye çalışmak bir diğer başarılı olabilecek girişim.
…
4) Kendimize değer vermek, sevmek ve buna göre hayatı yaşayıp olayları gözden geçirmek de önemli bir etken bu yolda.
…
5) Belki de en önemli seçeneklerden bir diğeri de kendimizi dinlemeye, dinlenmeye zaman ayırmak.
…
Bu konuyla alakalı olarak bilimin de söyleyecekleri var elbet. İngiliz bilim adamları yaptıkları çalışmalar doğrultusunda beynin hafıza bölümünde istenmeyen düşünceleri bastıracak bir kimyasal buldular!
Dr. Taylor Schmitz ve Prof. Michael Anderson Cambridge Üniversitesi’nde yaptıkları çalışmada, beynin hafızayla bağlantılı bölümünde var olan kimyasalın istenmeyen düşünceleri bastırdığını ve istenmeyen anıları yok sayabileceğini ön görüyor.
Çalışma bir grup katılımcı ile test edildi. Testte katılımcılara birbirleriyle ilişkisiz kelimeler verildi ve onlara kelime çiftini yeşil görüyorlarsa hatırlamalarını, kırmızı görüyorlarsa hatırlamaktan kaçınmaları söylendi. Katılımcılar onlara söyleneni yapmayı başardılar. Bu sırada katılımcıların beyin kimyasını gözlemleyen araştırmacılar, mesajların GABA isimli kimyasalla sinir hücreleri arasında geçiş sağladığını tespit etti.
…
Bu demek oluyor ki beynimiz istenmeyen birçok düşünceyi bastıracak güce oldukça sahip. Ayrıca; bu araştırma kaygı bozukluğu, stres ve hatta şizofreni gibi rahatsızlıklar hakkında çözüm sağlamak için önemli bir adım olma niteliği taşıyor.
Yorumlar (0) Yorum Yap