Çoğumuz 1 kiloluk bir şeyi kaldırmışızdır ve tecrübelerimiz sayesinde 1 kilonun nasıl bir şey olduğunu da hayal edebiliyoruz. Peki bir kilo ne kadar ağırdır ?
Bu soru hepimize garip gelecektir tıpkı yazının başlığı gibi.
Fakat dünyada resmi olarak tam bir kilo ağırlığında olan tek bir nesne vardır ve Paris’in hemen dışında bir kasada saklanır. İşte bu işi ilginçleştiriyor.
Uluslararası Kilogram Prototipi , 1889 yılında yapılmış platin ile iridyum karışımı bir silindirdir. Dünyadaki tüm tartılar bu prototipe göre ayarlanır.
Bu metal parçası şaşılacak derecede sıkı bir biçimde korunur çünkü kaybolması veya hasar görmesi durumunda küresel çapta bir kriz yaşanacağı düşünülür. Böyle bir durumda da dünyanın başka bir yerinden 100 kilo altın alan bir şirket , eline doğru miktarın geçtiğinden emin olamaz ; yanlış ayarlı tartıların azizliğine uğramaktan endişe eder.
Gelelim güven konusuna :
Ekonomi , ulusal ve küresel olarak belirlenmiş resmi standartlar olmadan iyi işleyemez. Ayrıca en sıkı serbest piyasa savunucuları bile hukuk ve mülkiyet haklarını uygulamak için hükümetlere ihtiyaç olduğunu bilir ve kabul eder. Bu tip yasaların yokluğunda , serbest piyasa , ekonomiler , toplumsal düzen düzgün işleyemez , kaos ve anarşi ortamı doğar. Ekonomi Bilimi’nin önemli isimlerinden Adam Smith bu tehlikeden 18.yy da bahsetmiştir.
” İnsanlar bir şeye sahip olduklarında , ona rastgele el konulamayacağından dolandırıcılık ve hırsızlığın cezasız kalmayacağından emin olmak isterler. ”
Şu an içinde bulunduğumuz dünya öylesine karmaşık sosyal , toplumsal , ticari ilişkilerle bağlanmıştır ki Kelebek Etkisi dediğimiz kavram işler haldedir adeta. Bir noktada yapılan eylemin binlerce kilometre uzaklıktaki başka bir noktada sonuçları meydana gelmektedir.Hal böyle olunca da güven ve düzene fazlasıyla ihtiyaç duyarız sistemlerimizin işler halde kalabilmesi için. Bir toplumun sağlık sistemi , toplumsal düzeni , siyasi yapılanması gibi birçok yeri doldurulamaz temelleri vardır elbette. Ancak ben bu konu üzerine Ekonomi alanıyla gideceğim.
Kapitalizm güvene son derece bağlıdır. Bir banka kişinin borcu geri ödeyebileceğine güvenebilirse o kişiye borç verir. Aynı şekilde uluslararası yatırımcılar da bir ülkenin iflas etmeyeceğine güvenirse , o ülke büyük oranlarda borç alabilir.
Hükümetin En Üstün Görevi : İstikrarlı ve Adil Bir Hukuki Yapı Sağlamak
Hükümet istikrarlı ve adil bir mülkiyet sistemi sayesinde kanunları çiğneyenlerden hesap sorulan bir hukuki yapı sağladığı takdirde düzen işleyecektir.
Sanayi Devrimi süresince İngiltere’nin gelişmesinin temel sebeplerinden biri son derece güvenilir bir hukuki sisteme sahip olmasıydı. Mülkiyet Hakları’nın çizgisi net ve kesin bir şekilde çekilmişti ve insanlar bu haklarının sonuna kadar korunduğundan şüphe etmiyorlardı. Dolayısıyla daha büyük mülkiyet haklarına ve yeni girişimlere giriştiler. Haklar sadece gözle görülüp elle tutulabilen mülklerle de sınırlı değildir elbette. Sadece görünür mülkiyet haklarının korunması kesinlikle yetmez .
Bir Mucit , İcadının Başkaları Tarafından Sahiplenileceğini , Çalışmasının Karşılığını Alamayacağını Düşünürse Yeni Bir Şeyler Üretmek için İstekli Olmayacaktır.
Fikri Mülkiyet Hakları … Bir girişimci girişim projesinin çalınması ve bu durumda maddi manevi zarar görmesi neticesinde eğer hakkını arayamazsa neden bulunduğu ortamda yeni fikirler için çabalasın ki ? Bir yazar veya bestekar ürettiği eserin kopyalandığını veya çalındığını görürse ilgili mercilere itirazlarda ve şikayette bulunacaktır. Peki hakkını savunamazsa ? Yeni bir şeyler üretmek için daha isteksiz olacaktır. Bir tasarımcı , tasarımının çalındığını , bir kimyager formülünü .. vb.
O halde hükümetler , sadece insanların kanuna ve sözleşmelere uymasını değil , ekonominin gelişmesine el verecek , doğru kanunların yürürlüğe girmesini de sağlamalıdır. Aynı zamanda belli başlı vazgeçilmez standartları ( ağırlık , uzunluk ve diğer ölçüler gibi ) korumalıdır.
Toplumun Yeri Doldurulamaz Temellerine Sahip Çıkılmalıdır.
Yorumlar (0) Yorum Yap