DÜNYANIN EN BÜYÜK YERALTI ŞEHRİNE HOŞGELDİNİZ! KARŞINIZDA DERİNKUYU

Derinkuyu, Türkiye’nin Nevşehir ilinde bulunan bir ilçedir. Kapadokya’da ki 36 yeraltı şehrinden en büyüğüdür. Tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte M.Ö. 3000 yıllarına kadar uzandığı tahmin edilmektedir. Derinkuyu’nun ilk yerlileri Asur kolonilerine kadar uzanmaktadır. Şehrin en yoğun kullanıldığı dönem ise Romalılar dönemine denk gelmektedir. İnsanların savaşlardan kaçıp kendilerini korumak için bu şehri inşa ettiği biliniyor. Bu bölgede yaşayan Hristiyanları, Romalı ve Arap akınlarından koruyan bu yeraltı şehri ilginç mimarisi ile dikkat çekerken ilk bulunduğu zamanlarda bu şehrin bir “uzaylı eseri” olabileceği bile düşünülmüş. 1830’lu yıllara kadar bu bölgede yer üstünde hiçbir yerleşim olmadığı kaydedilmiş. 
1963 yılında bulunan Derinkuyu 1967 yılında insanların ziyaretine açılmıştır. Bu yeraltı şehri adını, bulunduğu konumdaki 52 adet su kuyusundan almış. Toplamda 4 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Derinkuyu’nun bu zamana kadar 2,5 kilometrekarelik kısmı temizlenip ortaya çıkarılmış. Ortaya çıkarılan bu alanda toplam 8 kat var ve hepsi de ziyarete açık durumda. Bu 8 kat toplam 50 metre derinliğe kadar uzanıyor. Geri kalan alanlarında temizlenip açılmasıyla birlikte toplam derinliğin 80 metreye kadar inebileceği ve kat sayısının da 13’e yükselebileceği tahmin ediliyor.   
Bu gizemli yeraltı şehrinde aynı anda 50 bin kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. Bu kadar kişiyi hiç gün ışığı görmeden barındırabilecek kapasiteye sahip Derinkuyu’da ahır, ibadethane, şaraphane, misyoner okulu, çalışma odaları, mezarlık, dinlenme odaları, kiler, yeme-içme yerleri, havalandırma bacaları, akıl hastanesi gibi insanların yaşamını devam ettirebilmesi için birçok alan inşa edilmiş. Gelen düşmanlardan korunmak, kaçmak, düşmanları yavaşlatmak için bu şehir çok dar inşa edilmiş. Bu sebeple ziyarete gelen insanların bir sorunla karşılaşmaması için klostrofobisi olmaması ve bunu tetikleyecek birtakım sağlık sorunlarının olmaması gerekiyor. Dünya tarihinde ki en eski akıl hastanesinin de Derinkuyu’da olduğunu belirtelim. Şimdi gelin ortaya çıkarılan bu 8 katı birlikte inceleyelim.
Demin belirttiğim gibi bilerek çok dar inşa edilen bu yeraltı şehrine girmek için 5 metrelik dar bir koridordan geçip ilk kata ulaşıyorsunuz. 1. Katta ahır, şaraphane, misyoner okulu ve vaftizhane bulunmaktadır. Şehrin 2. Katına ulaştığınızda oturma odası, şehrin girişine çıkılabilen bir çıkış, mutfak, şaraphane, erzak depoları ve ahır yer almakta. Derinkuyu’nun 3. Katında şehrin tüm katlarına inen, hava dolaşımını sağlayan merkezi bir havalandırma bacası görülüyor. Yine bu katta bulunan bir tünel 9 km uzakta bulunan Kaymaklı yeraltı şehrine bağlantıyı sağlıyor. Yine misyoner okulunu göreceğiniz bu katta ayrıca bir toplanma alanı da mevcut. Bunların dışında kilise, günah çıkarma alanları ve mezarlıkta bu katta bulunuyor. 
Yeraltı şehrinin 4. Katına geldiğimizde ise bizleri bir zindan karşılıyor. Güvenlik ihtiyacının yerleşime en çok yansıtıldığı kat olan 4. Katta havalandırma kanalları, sarnıçlar, su kuyuları ve mezarlıklar mevcut. Yeraltı şehrinin dağıtım merkezi olduğu düşünülen 5. Katta 3. Kattan gelen tünelin sonlandığı alan, havalandırma bacası, bacayla bağlantılı odalar ve 5. Katı 7. Kata bağlayan bir tünel bulunmakta. 6. Kat, 5 ile 7. Katı birbirine bağlayan bir tünelden oluşuyor. Tünel üzerinde iki kapı odası 3 tane de tünel kontrolünün sağlandığı güvenlik odası bulunuyor. Şehrin 7. Katı diğer katlara göre en geniş alana sahip. Merkezinde bir toplantı odası bulunan bu katta mezarlık, su kuyusu ve kilise var. 8. Kat ise inilebilen en son kat ve burada havalandırma borusunun bulunduğu küçük bir kat var. 
Şehir duvarlara açılan küçük oyuklara dökülen bezir yağı ile aydınlatılıyormuş. O zamanın teknolojisi, mimari bilgisi ile bu kadar geniş kapsamlı, ayrıntılı bir şehir nasıl inşa edilmiş insan düşünmeden, hayrete kapılmadan edemiyor doğrusu. Ortaya çıkarılacak katlar ile daha çok şey öğreneceğiz bu şehirden. Kapadokya’nın gizli yer altı dünyasına ait daha çok bilgi edinip, sırları ortaya çıkarabilmeli, bilinmeyen dünyaları keşfetmeye devam etmeliyiz. 
Kategoriler: Kültür

Yorumlar (0) Yorum Yap

/