Stalin: Gençlik Yılları, Ekim Devrimi ve İktidarı

Josef Stalin, 18 Aralık 1878 Gori doğumlu, efsanevi Sovyetler Birliği lideridir. Gerçek ismi Yosif Visaryonoviç Cugaşvili’dir. 3 Nisan 1922’den 16 Ekim 1952 tarihine kadar Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komitesi Genel Sekreteri olan Gürcü asıllı lider, 1927 yılında Lenin’in ölümünden sonra Sovyetler Birliği’nin mutlak lideri ve Marksist-Leninist ideolojinin uygulayıcısı olmuştur. Stalin’in lakabı Gürcü dilinde çivi anlamına gelen Koba’dır.

Ekim Devrimi’nin planlama ve uygulama aşamalarında aktif rol oynayan Josef Stalin, 1930’lu yıllardaki ekonomik kalkınma ve İkinci Dünya Savaşı’ndaki zaferleri nedeniyle Rusya tarihinin en önemli devlet adamlarından biri olarak görülür. Hakkında en fazla eser yazılan 17. İnsan olan Stalin’le ilgili tam 1108 eser kaleme alınmıştır.


Stalin’in Gençlik Yılları

stalin

Josef Stalin, gerçek ismiyle Yosif Visaryonoviç Cugaşvili, 18 Aralık 1878 yılında Gori’de doğdu. Henüz 7 yaşındayken yakalandığı çiçek hastalığı yüzünde kalıcı izler bıraktı. 10 yaşındayken Gürcü çocuklara Rusça eğitim verilen rahip okuluna yazıldı. 12 yaşındayken yaşadığı iki at arabası kazasından dolayı sol kolu, hayatı boyunca tam iyileşmeyecek şekilde sakatlandı.

16 yaşındayken Gürcü Ortodoks Rahip Okuluna girmeye hak kazandı fakat bundan 5 sene sonra otoriteye karşı geldiği için okuldan atıldı. Stalin’in devrimcilikle tanışması ise gençlik yıllarında Lenin’in kitaplarını okumasıyla başladı. Lenin’in fikirlerinden etkilenerek Marksist bir devrimci olmaya karar veren genç Stalin, Tiflis’teki Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi’ne katıldı.

Parti çatısı altında, 1 Mayıs gösterileri örgütlemek, Batum’da petrol işçilerinin örgütlenmesini sağlamak ve greve gitmelerine destek olmak gibi Marksist eylemlerde aktif rol oynadı. 1903 yılında Bolşeviklere katılan Josef Stalin, Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi 2. Kongresinde kararlı ve girişken tavrıyla Lenin’in dikkatini çekti. Böylece partinin ve Bolşeviklerin Kafkas Bölge Sorumlusu oldu. Rus Çarlığına bağlı gizli polis servisi Ohranka tarafından sürekli izlenmesine rağmen, Kafkaslarda grev örgütleme, propaganda, banka soygunu gibi illegal parti faaliyetlerinde önemli rol oynadı.


1905-1911

stalin

Rus İmparatorluğu çapında geniş yankı bulan 1905 devrimi sırasında Josef Stalin Tiflis’te bulunmaktaydı. 24 Aralık 1905 tarihinde Finlandiya’nın Tampere kentinde yapılan Bolşevik Konferansı’na delege olarak katıldı. Tiflis’e döndüğünde Çarlık askerlerinin ve Çarlık rejimi yanlısı Karayüzler örgütünün devrimi bastırdığını ve devrimcileri katletmeye başladığını gördü. Sonrasında Josef Stalin, Tiflis’te devrimcileri katleden Çarlık Ordusu komutanı General Fyodor Griyazanov’a düzenlenen suikastın içinde yer aldı.

O tarihlerde Bolşevik Parti banka soygunu faaliyetlerini yasakladığı için Stalin partiden geçici bir süreliğine istifa etti ve bir bankayı soyarak Bakü’ye kaçtı. 27 Nisan 1907 tarihinde eski dostu Stephan Şaumyan ile birlikte İngiltere’ye geçerek partinin 5. Kongresine gözlemci delege olarak katıldı. Stalin, sert politikaları ve kaba davranışları sebebiyle partili aydınlar ve bazı üst düzey yöneticiler tarafından pek beğenilmese de parti içindeki işçiler tarafından oldukça sevilmekteydi. Bakü’de geçirdiği yıllarda Çarlık destekçisi Karayüzler ile mücadele etmesi ve Bolşevikler için petrol zenginlerinden zorla para toplamasıyla Kafkasya’da parti tabanında, Lenin’den sonra en etkili ikinci kişi olmayı başardı.


1911-1917

stalin

Josef Stalin Kafkaslarda geçirdiği senelerin ardından, 1911 yılında daha büyük Bolşevik örgütlerinin bulunduğu St. Petersburg veya Moskova’ya gitmek istediğini ve daha aktif hareketlerde rol almak istediğini parti yönetimine iletti. İsteği dikkate alınan Stalin, 1911 yılının Eylül ayında Sankt-Petersburg örgütüne geçti.

Bolşeviklerin ayrı bir parti olduklarını açıkladıkları Ocak 1912 Prag Parti Konferansında Stalin, ilk kez Merkez Komitesine seçildi. Nisan 1912’de Sankt-Petersburg’da, Komünist Parti Merkez Komitesinin yayın organı olan Pravda Gazetesinin yayınlanmasında görev aldı. Hem gazetede yazdığı yazılarda hem de parti içinde Rusça “çelik adam” anlamına gelen Stalin mahlasını kullanmaya başladı.

Çarlık rejimi, Merkez Komitesine sızan Ohranka ajanı Roman Malinovski’nin istihbaratlarıyla Josef Stalin ve diğer Bolşevik liderlerini yakalayarak sürgüne gönderdi. Stalin, temmuz ayında Sibirya’daki Narym kasabasına sürgüne gönderilse de kısa sürede firar etti. Josef Stalin bu dönemlerde Bolşeviklerin ve Menşeviklerin birlikte hareket etmeleri gerektiğini savundu.

Bolşeviklerin ayrı bir siyasi hatta kalmaları gerektiğini savunan Lenin ise Stalin’i buna ikna edebilmek için Krakow’a çağırdı. Krakow’da bulunduğu dönemde Viyana’daki Bolşeviklerin yanına giden Stalin, burada en önemli eserlerinden olan “Marksizm ve Ulusal Sorun” kitabını kaleme aldı. 1913 yılının Şubat ayında Sankt-Petersburg’a tekrar döndüğünde Malinovski tarafından tuzağa düşürülen Josef Stalin, Kuzey Kutup dairesindeki Turhansk bölgesi Kureika köyüne sürgüne gönderildi.

Yaklaşık 4 yıl süren sürgünün sonunda 1916 yılının Aralık ayında, Dünya Savaşı’nda zor durumda olan Çarlık rejimi tarafından diğer siyasi sürgünlerle birlikte orduya alınmak üzere geri çağrıldı. Ancak çocukluğunda geçirdiği kazalardan sonra sakatlanan sol kolu sebebiyle askere alınmadı. 1917’de Şubat Devriminin gerçekleşmesinden sonra özgür kaldı ve tekrar Sankt-Petersburg’a hareket etti.


Ekim Devrimi

ekim devrimi

Josef Stalin, sürgünde birlikte olduğu Lev Kamenev ve Matvei Muranov ile birlikte 1917 Şubat Devriminin ardından Petrograd’a döndü. Şubat Devrimi sırasında Bolşeviklerin önde gelen liderlerinin hepsi sürgündeydi. Devrimden sonra, ikincil derecedeki liderlerden Vyaçeslav Molotov ile Aleksandr Şlyapnikov yönetimi ele geçirdi. Stalin, Lev Kamenev ve Matvei Muranov ile şehre gelince Pravda gazetesinin başına geçti.

Stalin başına geçmeden önce geçici hükümete karşı sert eleştirilerde bulunan Bolşevik yayın organı, Stalin yönetiminde geçici hükümete karşı daha ılımlı bir politika izledi. Ancak Pravda’da Menşeviklerle birlik olunmasına yönelik yazılara şiddetle karşı çıkan Lenin, sürgünde bulunduğu İsviçre’den döner dönmez Pravda’nın geçici hükümet yanlısı politikalarını reddetti ve tarihe Nisan Tezleri olarak geçen kararlarını ilan etti. Bu kararlarda geçici hükümete destek verilmeyeceğini, aksine tüm iktidarın Sovyetlere verilmesi için örgütlenme başlatılacağını söyledi.

Tabandaki işçi ve askerlerin ayaklanma hareketlerinden rahatsızlık duyan geçici hükümet, Bolşevikler üzerinde kovuşturma başlattı. Bu dönemde yapılan Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi 6. Kongresinde Lenin’in geçici hükümete teslim olması teklif edildi. Stalin bu teklife şiddetle karşı çıkarak Lenin’in saklanmasını sağladı. Lenin’in Finlandiya’da olmasından dolayı Sverdlov’la birlikte parti yönetiminde olan Stalin Ekim Devrimi ile birlikte iktidarı aldı.

Petrograd’da yapılan 2. Tüm Rusya Sovyetleri Kongresi’nde, Lenin önderliğindeki Bolşevikler iktidarın sahibi oldu. Bolşeviklerin çoğunluğundaki kongre, ilk Sovyet hükümeti olan Lenin başkanlığındaki Sovnarkom’u onayladı. Josef Stalin ilk hükümetin kabinesinde Milliyetler Halk Komiseri görevini üstlendi.


Stalin İktidarı

stalin

Ständige Freundschaft mit Stalin.
“Freundschaft mit Stalin ist die Gewähr des Sieges, des Friedens und der Zukunft” heißt es in dem Aufruf der Regierung der Deutschen Demokratischen Republik zum 70. Geburtstag von Generalissimus Stalin am 21.12.39.
UBz: I.W. Stalin am Schreibtisch
Aufn.: Illus-SNB 5.12.49
4636-49

Lenin, Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri makamını önce Troçki’ye teklif etti. Ancak Lev Troçki Genel Sekreterliğin önemsiz bir makam olduğunu söyleyerek bu teklifi geri çevirdi. Sonrasında Lenin’in kararıyla bu makam Stalin’e verildi ve Stalin iktidarı ile birlikte Sovyetler Birliği Komünist Partisi Genel Sekreteri makamı, Sovyetler Birliği’nin en yüksek yönetici merci oldu.

1922’de monarşi yanlısı Beyaz Terörü bozguna uğratarak ülkeden kovan Bolşevik yönetimi, devletin federal yapısıyla ilgili tartışmalara başladı. Lenin’in tüm cumhuriyetlerin eşit haklara sahip olduğu, statülerinin ve egemenlik haklarının korunduğu birleşik federasyon planına Stalin tam anlamıyla katılmıyordu. Stalin, diğer cumhuriyetlerin Rusya Federatif Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlı olarak özerk bir yapıda olmaları gerektiğini savundu.

Kendisi de Gürcü olan Stalin, Gürcü Komünist Partisinin özerk hareket etme taleplerine sert müdahalelerle karşılık verdi. Bu olaya ciddi şekilde tepki gösteren Lenin, Stalin’in genel sekreterlik görevinden alınmasını önerse de Stalin Gürcistan’daki Abhazya ve Güney Osetya bölgelerinin özerk cumhuriyetler olmalarını sağlayarak genel sekreterlik görevini korudu.

21 Ocak 1924’te Lenin’in ölümünden sonra Stalin, Zinovyev ve Kamenev ile ittifak kurdu. Parti içerisinde önemli bir yeri olan ve uzlaşmaz tavırlarıyla bilinen Troçki’yi sürgüne yollayarak mutlak iktidarını güçlendirmiş oldu.


Ekonomik Kalkınma Adımları

stalin

Josef Stalin, 1927 yılında 1. Beş Yıllık Planı yürürlüğe sokarak tarım ve sanayi alanlarında güçlü bir kalkınmanın ilk adımını attı. Enerji yatırımlarına ağırlık vererek ülkenin her yanına hidroelektrik santralleri kurdurdu. Tarım politikasında kolektif bir yol izleyerek verimi arttırmasına rağmen bu durum bazı eski toprak sahibi aristokratları rahatsız etti.

Bunun üzerine özellikle Batı Ukrayna’da kolektif çiftliklere sabotaj, yağma ve ateşe verme eylemleri başladı. Bölgede kıtlığa yol açan bu eylemler sonrasında Stalin sert tedbirler almaya başladı. Çiftlikleri talan etmeye kalkışanlar çalışma kamplarına gönderilerek cezalandırıldı. Bütün bu politikalar sonucunda dört yıl üç ay gibi bir sürede 1. Beş Yıllık Planın hedeflerine ulaşıldı.

1933-1938 yıllarını kapsayan 2. Beş Yıllık Plan döneminde 4500 fabrika ve enerji tesisi açıldı. 3. Beş Yıllık Planın ilk üç senesinde yaklaşık 3000 sanayi tesisi kuruldu. Böylece 1940 yılı sonunda, 2. Dünya Savaşı öncesinde, 9000’den fazla büyük ölçekli sanayi tesisi açılarak SSCB ağır sanayi üretimi 1913 yılına oranla 12 katına çıkarılmış oldu.


Siyasi Mücadeleler ve Tasfiye Hareketleri

stalin

Bolşevik devriminin ardından tarihteki ilk işçi sınıfı iktidarını kuran Lenin, Stalin ve arkadaşları, ilk zamanlarda birçok konunun idaresinde sıkıntılar yaşadı. Parti içerisinde Troçki ve arkadaşlarının başını çektiği sol muhalefetin yanında Buharin, Rykov gibi isimlerin öne çıktığı sağ muhalefet de Stalin iktidarından rahatsızlardı. Troçki ve taraftarları 1929 yılında sürgüne gönderilmiş olsa da gerek parti içinde gerek tabanda Troçki’nin hala bir karşılığı mevcuttu.

Stalin’in, ekonomik kalkınmanın ilk adımlarını attığı politikalar halk tarafından sevilip benimsenince muhalefet güç kaybına uğradı. Bunun üzerine 1930’larda Troçkist muhalefet ve sağcı muhalefet, Stalin hükümetini devirebilmek için birleşme yolunu seçerek suikast ve sabotaj eylemlerine başladılar. 1934 ve 1938 yılları arasında, Politbüro üyesi Kirov’un suikastı da dahil olmak üzere birçok eylem gerçekleştirdiler. Bu eylemlerin sorumluları Moskova Davaları ve Tuhaçevski Olayı gibi çeşitli davalarda yargılanıp cezalandırıldılar.

Stalin iktidarının en karanlık ve en kanlı zamanları 1937-1939 yılları arasındaki dönemdi. Bu dönem Batı’da Büyük Temizlik, Rusya’da ise Yejov’un Dönemi olarak bilinir. 1937 yılında yaşanan Tuhaçevski olayı ile birlikte ordunun Japon desteğiyle hükümete darbe yapma girişiminin olduğu ortaya çıktı. Tuhaçevski olayından bir ay sonra siyasi polis örgütü NKVD’nin başındaki isim olan Yejov, Batı Sibirya’da Japon destekli bir isyan çıktığını raporladı. Bunun üzerine Stalin, imzaladığı genelge ile yurt genelinde Sovyet karşıtı suçlara ve isyancılara karşı harekete geçilmesini istedi. Bu genelgenin Sovyet Rusya’ya etkisi çok büyük oldu.

Stalin’e ülkenin her yerinden isyan ve komplo haberleri raporlandı. Bu raporların çok büyük bir kısmı Nazilerle işbirliği içinde olan sağcı muhalefet mensubu Yejov tarafından uygulanan komplolardı. Yejov, genelgeyi suiistimal edip isyancıları ve suçluları cezalandırmak yerine partiye sadık olan masum insanları iftiralar ve sahte delillerle tutukluyordu. Bu şekilde ortalığı karıştırarak Stalin hükümetini devirmek isteyen Yejov’un raporlarından başlarda hiç şüphelenilmese de zamanla hukuksuzluklar yavaş yavaş anlaşılmaya başlandı.

1938 yılının Kasım ayında Yejov’un yerine getirilen Beria, hukuksuz yargılamalara dair soruşturma başlattı. Soruşturmanın sonunda Yejov ve arkadaşlarının ihaneti anlaşıldı ve 1939’da idam edildiler. Büyük Temizlik sürecinde haksız yere tutuklanan veya çalışma kamplarına gönderilen yüzbinlerce insan serbest bırakıldı. Bir o kadar insan da Yejov’un sahte delilleriyle idam edildi. Ülke çapında kaosu körükleyerek Stalin hükümetini zayıflatıp ülkeyi Nazi işgaline uygun hale getirmek isteyen Yejov önderliğindeki grup, Sovyet Rusya’ya ve Stalin’in imajına ciddi zararlar verdi.


Parti İçi Demokrasi

parti içi demokrasi

 

Josef Stalin, 1936 yılında Anayasa çalışmalarına başladı ve bu Anayasa ile kapalı oy ve açık seçim ilkelerini seçimlerde yürürlüğe sokarak ülkeyi demokratikleşmek istedi. Stalin’in amacı çarşaf liste olmadan birkaç adayın yarıştığı seçimlerle parti yöneticilerini halka karşı sorumlu yapmaktı. Ancak Stalin’in bu isteği, iç savaşın ve devrim yıllarının cefasını çekmiş eğitimsiz bürokratların, koltuklarını kaybetme korkusu sebebiyle Merkez Komitede ve yerel parti yöneticileri arasında destek bulmadı. 1950’lere gelindiğinde Stalin tekrar demokratik seçimler yapma girişiminde bulunduysa da bu isteği bu kez Kruşçev gibi Politbüro üyelerinin çoğunluktaki muhalefetiyle engellendi.


Stalin’in Ailesi

stalin

Josef Stalin 16 Temmuz 1906 tarihinde Yekaterina Svanidze ile evlendi. Bu evlilikten ilk oğlu Yakov dünyaya geldi. Stalin’in banka soygunları ve yeraltı faaliyetleri ile Çarlık yönetimine karşı örgütlenmeye zemin hazırladığı dönemlerde tifo hastalığına yakalanan eşi Yekaterina, 22 Kasım 1907 günü Bakü’de hayatını kaybetti. Eşinin erken yaşta ölümünün Stalin’i çok derinden etkilediği söylenir. Stalin’in daha sonra Vasily ve Svetlana isminde iki çocuğu daha oldu.


Ölümü ve Mezarı

ölüm

Sovyetler Birliği’nin ikinci lideri Josef Stalin, 5 Mart 1953’te 74 yaşındayken, Kuntsevo Dacha’da geçirdiği felç sonucunda hayatını kaybetti. Ülke çapında ilan edilen dört günlük yasın ardından devlet cenazesi töreni yapıldı. Vücudu halkın önünde mumyalanarak önce Lenin’in mezarının yanına, 31 Ekim 1961 yılında ise oradan taşınarak Kremlin Duvar Mezarlığına defnedildi.


Eserleri

  • Anarşizm mi Sosyalizm mi? (1907)
  • Marksizm ve Ulusal Sorun (1913)
  • Leninizmin İlkeleri (1924)
  • Troçkizm mi Leninizm mi? (1924)
  • Diyalektik ve Tarihsel Materyalizm (1938)
  • Leninizm Üzerine (1946)
  • Marksizm ve Dil Üzerine (1950)
  • SSCB’de Sosyalizmin Ekonomik Sorunları (1952)

This post is also available in: English

Kategoriler: Kültür

Yorumlar (0) Yorum Yap

/