Çağan Irmak Filmleri: Başarılı Yönetmenin En İyi 18 Filmi

Duyguyu işleyiş biçimiyle pek çoğumuzun yüreklerine dokunmayı başaran Çağan Irmak filmleri, şüphesiz ki hayatlarımızda özel bir yere sahip. Türkiye’deki en unutulmaz film ve dizilere imzasını atmayı başaran Çağan Irmak, bir taraftan da büyük gurur kaynağımız. Öyle ki Nünberg Türkiye-Almanya Film Festivali’nde de ödüle layık görülmüş bir isim.

Öte yandan başarısı ülke sınırlarını aşan usta yönetmenin sektördeki ilk işleri de konuşulmaya değer. Bir dönemin efsane Türk dizisi “Mahallenin Muhtarları”nda yardımcı yönetmen koltuğunda gördüğümüz Çağan Irmak, 2002-2004 yıllarında ekrana gelen Asmalı Konak dizisiyle de ününe ün katmış. Bu yıllardan itibaren hem yönetmenliği hem de senaristliği ile anılmaya başlanan Irmak, sinemada başarılı filmlere de imzasını atmıştır. Şimdi gelin, Çağan Irmak’ın büyük ses getiren IMDb puanları en yüksek filmleri nelerdi, bir hatırlayalım. Aranızda bu filmleri henüz izlememiş olanlarınız varsa, şiddetle tavsiye ediyoruz! İşte en iyi Çağan Irmak filmleri!

Çağan Irmak filmleri denildiği anda belki de akla gelen ilk film. Başrollerinden Fikret Kuşkan, Çetin Tekindor ve Hümeyra gibi isimlere rastladığımız ve Çağın Irmak’ın senaristliğini de üstlendiği Babam ve Oğlum, küçük bir çocuk olan Deniz’in gözlemleriyle şekilleniyor. 12 Eylül Darbesi’ne de yer veren film, Sadık (baba) ve Hüseyin (dede) karakterlerinin yıllar boyu süren küslüğünün de temelleri üzerine kuruluyor.

Konusu: Annesini kendisi doğduğu esnada kaybetmiş olan Deniz’i babası Sadık büyütmüştür. Babasından başka akrabasını tanımayan küçük Deniz, bir gün babası Sadık’la birlikte memleketlerine yani çiftliğe gider ve burada hiç görmediği dedesi, babaannesi, amcası ve yengesiyle tanışır. Sadık’ın oğluyla birlikte yıllar sonra çiftliğe dönmesinin bir amacı vardır. Babayla oğulun küslüğü son bulacak mıdır? Peki ya küçük Deniz’e ne olacaktır?

Filmin oyuncu kadrosunda Çetin Tekindor, Gökçe Bahadır, Yiğit Özşener ve Sacide Taşaner’in dikkat çektiği Dedemin İnsanları, Çağan Irmak’ın hem yazıp hem de yönettiği işlerden biri. Film, ayrıca Çağın Irmak’ın dedesinin gerçek hikayesinden kurgulanmasıyla da büyük dikkat çekiyor.

Konusu: Birinci Dünya Savaşı ve mübadele yıllarını konu alan eser, Ege’nin küçük bir sahil kasabasında geçmektedir. Ozan bu kasabada yaşayan küçük bir çocuktur. Dedesi Mehmet Bey ise, mübadele yıllarında Girit’ten Türkiye’ye göçmek zorunda kalmıştır. Ayrıca Mehmet Bey, oldukça saygın ve yardımsever bir kişiliktir. Torunu Ozan’a henüz 7 yaşında iken göçmek zorunda kaldığı Girit’i ve yaşadığı tüm zorlukları içtenlikle anlatacaktır. Dönemin tarihine ışık tutan eser, duygu yüklü anlatımıyla pek çok eleştirmenden tam not almayı başarmıştır.

3) Mustafa Hakkında Her Şey (2004) | IMDb: 7,6

Başrollerini Fikret Kuşkan ve Nejat İşler’in paylaştığı Mustafa Hakkında Her Şey filmi, içerisinde barındırdığı gerilim ve duygusallık öğeleriyle dikkat çekiyor. Bir trafik kazasıyla çakışan hayatların konu alındığı film, büyük sırları da beraberinde getiriyor.

Konusu: Yine Çağan Irmak’ın yazıp yönettiği filmde Mustafa, mükemmel bir iş ve eşe, dünyalar tatlısı bir de çocuğa sahip bir karakterdir. Onun dünyasında her şey mükemmel gitmektedir ya da o öyle sanıyordur. Fikret ise Mustafa’nın aksine sıradan bir taksi şoförüdür. Bir gün Fikret bir trafik kazası geçirir. Kazada yalnız değildir. Yanında Mustafa’nın eşi de vardır ve ne yazık ki kazadan sağ çıkmaz. Mustafa, karısının ölüm haberini aldıktan sonra dünyası başına yıkılır ve bu kazayı araştırmaya karar verir. Karısının, o ana dek hayatında hiç görmediği Fikret ile ne işi vardır? Mustafa’nın hiç bilmediği sırlar nelerdir?

Çağan Irmak’ın yine büyük ses getiren yapımlarından biri olan Unutursam Fısılda, bu kez başrollerinde Farah Zeynep Abdullah, Mehmet Günsür ve Kerem Bursin’i ağırlıyor. Birbirinden taban tabana zıt karakterlere sahip olan iki kız kardeşin öyküsüyle başlayan hikaye aşk, sanat, şöhret, hayaller ve en sonunda da hesaplaşma temaları üzerinde durmasıyla dikkat çekiyor. Diğer yandan filmin müziklerine imzasını atan Kenan Doğulu ve Farah Zeynep Abdullah’ın muhteşem sesi filmin en çok konuşulan taraflarını oluşturuyor.

Konusu: Hanife ve Hatice birbirlerinden oldukça farklı karakterlere sahip, İzmir’de küçük bir kasabada yaşayan iki kız kardeştir. Abla Hanife, sağlık lisesinden mezun olup köyde hemşireliğe başlamıştır. Oldukça içe kapanık ve ayakları yere sağlam basan bir karakterdir. Kardeşi Hatice ise hayal peşinde koşan, herkese karşı zıt ve en büyük tutkusu müzik olan bir karakterdir. Bir gün kasabaya yeni bir vali atanır. Valinin oğlu Tarık genç ve yakışıklı bir müzisyendir. İki kardeş de gönlünü bu oğlana kaptırır ancak Tarık, Hatice’yi seçecektir. Bu iki genç, hayallerinin peşinden İstanbul’a gider ve ünlü olma yolunda adımlar atar. Hatice kendini ve sesini kanıtlamayı başaracaktır ancak büyük bir çöküş de onu bekliyordur. Hatice yıllar sonra memleketine döner ve ablasından çaldıklarıyla yüzleşmek, dahası hesap vermek zorunda kalacaktır. Bir de Alzeheimer hastalığı yakasını bırakmamaktadır.

Usta yönetmen Bizi Hatırla isimli bu filminde yine bir baba-oğul ilişkisiyle seyirciyi karşılayarak, başarısını sürdürüyor. Başrollerinde Altan Erkekli, Tolga Tekin, Özge Özberk ve Sumru Yavrucuk’a rastladığımız film, duygu yüklü sahneleriyle dikkat çekiyor. Ana karakterin kendi iç müzakeresi ve vicdanı etrafında şekillenen tema, filmin başarısındaki en büyük etkenlerden biri olarak gösteriliyor.

Konusu: Kaan, son derece çalışkan işindeki başarısını kendi tırnaklarıyla kazanmış bir karakterdir. Evli ve bir çocuk sahibi bu karakter İstanbul’da mutlu bir hayat sürmektedir. İşi ve ailesine verdiği önemi, babasına gösterememiş olan Kaan, onu fazlasıyla ihmal etmiştir. Bir gün babasının rahatsızlığı baş gösterir ve bunun haberini alan Kaan, onunla ilgilenmek ister. İş yaşamı kasabaya gitmesine engel olduğundan babasını İstanbul’a yanına alır. Ancak Kaan’ın eşi bu durumdan memnun olmayacaktır. Babasının rahatsızlığı git gide artan Kaan, ihmal ettiği yılları geri kazanabilecek ve vicdanını rahatlatabilecek midir?

Başrollerde görmeye alışık olduğumuz isimleri barındırmayan Tamam mıyız? filmi, Çağan Irmak’ın ses getiren yapımlarından biri oluyor. Deniz Celiloğlu ve Aras Bulut İğnemli’nin muhteşem oyunculuklarıyla taçlanan film, birbirlerinden çok farklı iki insanın hayatlarının nasıl kesiştiğini gözler önüne seriyor. Muhteşem bir arkadaşlık hikayesini işleyen eser, bir dönemin ses getiren kitabı Kinyas ve Kayra’dan alıntılar içermesiyle dikkat çekiyor.

Konusu: Temmuz oldukça hassas ve naif bir karakterdir. Ailesi zengindir ama tutunduğu inanç ve görüşleri nedeniyle babası tarafından reddedildiği için kendi ayakları üzerinde duran bir heykeltraştır. Temmuz, bir gün kendisine gelen bir mail ile sevgilisi tarafından terk edildiğini öğrenir. Bu andan itibaren Temmuz için zor zamanlar kapıdadır. Sürekli kabuslar görür ve gördüğü bu rüyalarda bir kişi vardır. Temmuz bir gün rüyasında hep gördüğü o kişiye, bir parkta rastlar. İsmi İhsan olan bu kişi, kolları ve bacakları olmayan sakat bir bireydir. Temmuz, İhsan’ın peşinden gidip onu yakından tanımaya kararlıdır. Bu iki karakterin birbirlerinin hayatlarındaki rolleri büyük olacaktır.

Melankoli ve saplantılı ilişkiler teması üzerinde duran Karanlıktakiler filmi, başrollerinde Erdem Akakçe, Meral Çetinkaya ve Derya Alabora gibi isimleri ağırlıyor. Irmak’ın alışılagelmiş konularından daha farklı bir tema üzerinde duran film, oyuncuların sergilediği performans ile de ön plana çıkıyor.

Konusu: Egemen, kendisine takıntılı derecede bağlı olan annesiyle beraber yaşayan bir karakterdir. Öyle ki anne karakteri, oğlunun başka bir yerde yaşamasına asla tahammül edememekte, büyük krizlere neden olmaktadır. Egemen ise bu durumdan hiç hoşnut değildir. Çünkü hayatını özgürce yaşamak ister. Ona göre insan içine karıştığı tek zaman, çalıştığı reklam ajansıdır. Bir de aşık olduğu bir kadın vardır ki kendisi reklam ajansının sahibidir. Egemen, kendi hayatı ve annesi arasında kalırken; hayat onu nasıl seçimler yapmaya itecektir?

8) Günaydın İstanbul Kardeş (1999) | IMDb: 6,9

Başrollerini Esra Akkaya ve Volkan Severcan’ın paylaştığı Günaydın İstanbul Kardeş filmi, izleyiciye umut dolu ve sevimli bir hikaye armağan ediyor. Yapım, ayrıca Çağan Irmak’ın beyazperdede seyircisiyle buluştuğu ilk film olması sebebiyle de önem taşıyor.

Konusu: Bir radyoda DJ’lik yapan Alican, radyodaki enerjik ve konuşkan hallerine kıyasla günlük hayatında oldukça çekingen bir karakterdir. gerek aile yapısı ve yetiştirilme tarzı gerekse de küçük yaşlarda kaybettiği babasının üzüntüsü, onun bu içine kapanık karakterinde etkili olmuştur. Bir gün Sadenaz isimli bir kadınla tanışan Alican’ın hayatı tümüyle değişecektir.

Çağan Irmak’ın çizgisinin çok dışına çıktığı bir diğer yapıtın ise Ulak filmi olduğunu söyleyebiliriz. Hikayenin baş kahramanları arasında Çetin Tekindor, Hümeyra ve Yetkin Dikinciler gibi isimler yer alırken; zaman ve mekandan bağımsız yerler ile merak uyandırıcı ve ürkütücü masallar, filmin temasını şekillendiriyor. Filmde doğu ve batı sentezlerine de yer veren Irmak, sınırları zorlayarak eleştirmenleri ve izleyicileri memnun etmeyi başarıyor.

Konusu: Zamanın bilinmeyen bir yerinde bir köye yaşlı bir ulak gelir. Yabancılardan hoşlanmayan köy halkı, ulağın gelmesinden pek hoşnut değildir. Ancak ulak, bir amaç uğruna gelmiştir. Zira anlatacağı hikayeleri vardır. Köy halkı kendisini ve anlattıklarını dinlemek istemeyecektir. Tabii ki çocuklar ile köyün en akıllısı ve en delisi dışında… En sonunda köyün başına çökecek olan sis, köy halkına bir şeyler anlatmak isteyecektir. Tabii, anlayana…

10) Prensesin Uykusu (2010) | IMDb: 6,8

Çağan Irmak’ın Redd grubunun şarkısından esinlenerek kaleme aldığı ve beyaz perdeye aktardığı Prensesin Uykusu, işlediği tema ile adeta Türk sinemasının peri masalı olarak kabul ediliyor. Başrollerde Sevinç Erbulak, Ayşenil Şamlıoğlu ve Genco Erkal gibi değerli isimlere yer veren Irmak, kalpleri ısıtan bir hikayeyle seyirciyi karşılıyor.

Konusu: Aziz, bir kütüphanede çalışmakta sessiz ve sakin bir hayat sürmektedir. Bir gün, kendisinin oturduğu apartmana Seçil ve kızı Gizem taşınır. Özellikle küçük kız Gizem’in renkli hayal dünyası ve çevresine yaydığı neşe ile hayatı şenlenen Aziz, kızın bir gün derin bir uykuya dalmasıyla yıkılacaktır. Annesi Seçil, kızından artık ümidi keserken; Aziz küçük kızın bir gün uyanacağına dair umutlarını hiç yitirmez. Kendince bir inanç geliştiren Aziz, günlüğüne yazdığı üç dileği gerçekleştirirse kızın uyanacağını düşünmektedir. Böylece Aziz’in hikayesi başlar ve onun bilmediğimiz hayal dünyasına adımımızı atmış oluruz.

11) Issız Adam (2008) | IMDb: 6,8

Çağan Irmak filmleri arasında yönetmenin belki de Babam ve Oğlum’dan sonra en çok konuşulan filmidir Issız Adam. Başrolleri paylaşan Cemal Hünal ve Melis Birkan bu filmde muhteşem bir oyunculuk çıkarıyor. Yalnızlık duygusunu, iliklerimize kadar kusursuzca işleyecek bir üslupla anlatan Irmak, cinsellik öğelerine de vurgu yapıyor ve sonuçta muhteşem bir hikaye ortaya çıkıyor.

Konusu: Yolları bir kitapçıda kesişen Alper ve Ada, birbirlerinden oldukça farklı karakterlerdir. Günlük ilişkiler yaşayan, cinselliği şiddet olgusu ile bağdaştıran ve ilişkilerinde kullanan Alper, ayrıca son derece yalnızdır da. Bu yüzden hiçbir yere sığdıramaz kendini de ıssızlığını da. Ada ise oldukça sosyal, insanlarla olan ilişkisi kuvvetli ve hayattan zevk alan bir kadındır. Alper, Ada’yı önce tek gecelik bir ilişki olarak görse de kendini onu merak etmekten alıkoyamaz. İkilinin dolu dizgin başlayan aşkı, zamanla her ikisini de mutsuzluğa sürükleyecektir. Alper, yalnızlığa çok alışıktır ve bunun bir çaresini bulacaktır. Geride bırakacağı kırık bir kalp ile elbette ki.

Demet Akbağ’ın eşsiz performansıyla hayat bulan Nadide Hayat filmi, Çağan Irmak’ın naiflikle işlediği bir hikaye ile seyirciyi karşılıyor. Dram temasından uzaklaşarak, seyircinin kendini çok daha mutlu ve umutlu hissetmesine yardımcı olan Irmak, ele aldığı bu eserle amacına büyük oranda ulaşıyor ve sonuçta izleyiciye sıcacık bir hikaye armağan ediyor.

Konusu: Kaç yaşında olursanız olun, hayallerinizin peşinden gitmek için geç değildir. İşte Nadide Hanım tam da bunu aşılıyor seyirciye. 30 yıllık eşini kaybeden Nadide, büyük boşluğa düşmüştür ve ne yapacağını bilememektedir. Kendisine pek çok hobi edinmeye çalışsa da bir işe yaramaz ve kendini mutlu hissedemez. Derken, bir gün gazetede bir haberle karşılaşır. Üniversite affını konu alan haber, Nadide’nin evlendikten sonra kocası için yarıda bıraktığı üniversite hayatına yeniden başlamasına vesile olur. Bu zamana kadar hep başkalarının istekleri doğrultusunda hayatını şekillendiren Nadide, artık kendi yolunu çizmeye ve mutluluğu yakalamaya kararlıdır.

13) Bana Old and Wise’ı Çal (1998) | IMDb: 6,6

Kabuslar Evi isimli film serisinin ilk versiyonu olduğu kabul edilen ve Çağan Irmak’a fikir verdiği bilinen Bana Old and Wise’ı Çal filmi, işlediği korku-gerilim türüyle dikkat çekiyor. Çağan Irmak’ın bu türde ilk yazdığı film olan yapım, Irmak’ın kısa metraj filmlerinden biri olmakla birlikte yalnızca festivalde oynanan bir film olarak kalmıştır. Tv’de yayınlanmayan film, belirli internet sitelerinde bulunup izlenebilmektedir.

Konusu: Oğuz bir radyo programcısıdır ve geceleri, dinleyicilerinden istek parçalar yayınlar. Bir gün kendisine Onur isimli bir adam bağlanarak, Old and Wise isimli bir parçayı, Eda ismindeki bir kadın için çalmasını ister. O esnada programı Zuhal isimli bir kadın dinlemektedir ve durumu son derece ilginç bulur. Çünkü Eda isminde bir arkadaşı vardır ve Eda’nın Onur ismindeki erkek arkadaşı bir süre önce vefat etmiştir. Durumu ertesi günü Eda’ya anlatan Zuhal, aynı zamanda bahsi geçen şarkının Onur ve Eda için özel bir anlamı olduğunu da öğrenecektir. Acaba her şey bir tesadüf müdür?

Çağan Irmak’ın televizyon filmi olarak yayınlanan yapımı Çilekli Pasta, usta oyuncu kadrosu ve hikayesiyle dikkat çekiyor. Başrollerinde Yasemin Kozanoğlu ve Uğur Polat’ın yer aldığı film, dram ve duygusal türüyle bir aşk hikayesi sunuyor.

Konusu: Bir pastane işletmecisi olan Onur, mesleğini çok seven bir pastacıdır. Çilekli pasta tutkunu olan Onur, her gün bir çilekli pasta yapıp görücüye çıkarmakta fakat asla satışını yapmamaktadır. Çünkü ona göre pasta, sadece aşık olacağı kişiye ait olmalıdır. Ve o gün gelir. Bir gün pastaneden içeri ünlü oyuncu Burcu Burkan, çekim yapmak üzere içeri girer ve Onur, o anda onun doğru kişi olduğunu anlar. İkili yaşadıkları farklı hayatlara rağmen birbirini tanımak isteyecek ve bir aşk yaşayacaklardır. Ancak Burcu’nun sakladığı bir sır vardır.

Pek çok seriden oluşan “Kabuslar Evi” serisinin ilk filmi olma özelliği taşıyan Takip, Çağan Irmak’ın yönetmen koltuğunda oturduğu filmlerden biri. Korku-gerilim türündeki yapım, her seride farklı hikayeler ve farklı oyuncuların yer almasıyla dikkat çekiyor. Serinin tüm filmlerini özellikle de Çağan Irmak’ın yönettiği serileri muhakkak izlemenizi öneriyoruz.

Konusu: İbrahim, çocuk yaşlarında büyük bir trajediye maruz kalmıştır. Yaşadığı köyde nereden geldiği bilinmeyen bir kurtadam vardır ve hem insanlara hem de hayvanlara zarar vermektedir. Bir gün kurtadamın köyün en güzel kadınının çocuğunu öldürmesi, köylülerin harekete geçmesine neden olur. Böylece eli silah tutan herkes kurtadam avına çıkar. Bu esnada İbrahim’in babası kurtadamı öldürmeyi başarmıştır ancak maalesef kendisi bir saldırıyla yaralanmış ve zehri almıştır. Bu andan itibaren İbrahim, babasındaki değişimi gözlemlerken; bir gün babasının annesini öldürüp kaçtığına da şahit olur. Aradan yıllar geçmiştir. İbrahim artık büyümüştür ve babası tarafından takip edildiğini düşünmektedir. En sonunda yüzleşmek için “Kabuslar Evi” isimli yeri kiralayacak olan İbrahim, burada babasıyla yüzleşmeyi bekleyecektir.

Çağan Irmak’ın dram-gerilim türünde kaleme aldığı filmi Çocuklar Sana Emanet, yönetmenin Kabuslar Evi ile başladığı furyayı devam ettirdiği izlenimi bırakıyor. Korku öğelerini fantastik olaylar ve kahramanlarla süsleyen Irmak, bu filminde de başarıyı yakalıyor.

Konusu: Başarılı bir iç mimar olan Kerem, herkesin kıskanılacağı bir hayatı yaşarken bir an da her şey alt üst olur. Kerem bir trafik kazası geçirir ve bundan hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Kaza sonrası yaşadığı travmayı atlatmaya çalışan Kerem, bunun için şifacı bir kadından ve köylülerden yardım alacak ve arınmaya çalışacaktır.

Sevilen yazar Mahir Ünal’ın aynı adlı hikayesinden uyarlanan “Benim Adım Feridun“, dram ve romantik komedi türüyle beyazperdede yer alıyor. Yönetmenliğinin yanı sıra senaryosunu da Çağan Irmak’ın kaleme aldığı yapım, dönemin sevilen ve konuşulan filmleri arasında.

Konusu: Ersan, uzun ilişkilere inanan ve bunun rahatlığını yaşayan bir karakterdir. Ancak bir gün sevgilisi Ayla tarafından terk edilir ve Ayla’yı ne yapsa geri döndüremez. Yaşadığı buhranla kafasını dağıtmaya yazlığa giden Ersan, burada tesadüfen bir düğüne katılarak ismi Feridun olan bir adamla karıştırılır. aşlarda hoşuna giden bu kimlik daha sonraları içinden çıkılmaz bir hal almaya başlar.

Yönetmenin ilk uzun metrajlı film olma özelliği taşıyan Bana Şans Dile, festivalde yayınlandıktan tam 5 yıl sonra vizyonda seyircisiyle buluşmuştur. Ayrıca Çağan Irmak’ın alışıldık senaryolarından farklı şekilde kaleme alınan film, ilginç konusu ve içerdiği alt mesajlar açısından da değerli görülmüştür. Çağan Irmak imzalı farklı bir yapım arayanların, mutlaka bu filme bir şans vermesi gerektiğini düşünüyoruz.

Konusu: Bahadır, çevresiyle iletişim kurma konusunda oldukça sıkıntı yaşayan içine kapanık bir çocuktur. Öyle ki lisede okuyan bu karakterin okulda da arkadaşı bulunmaz. Bir sabah uyandığında daha evvel yapmadığı bir şeyi deneyecek ve yeni bir yola girecek olan Bahadır, o sabah okula cebinde bir tabancayla gider. Sınıf arkadaşlarını rehin alan Bahadır, hepsinden hayatta canlarını en çok yakan anıların ne olduğunu anlatmalarını isteyecek ve sonunda bilinmeyen hayatların acı tablosu ortaya çıkacaktır.