Yabani Bitkiler Neden ve Nasıl Evcilleştirildi?

   Yabani meyveler bizim tanıdığımız ürünlere yeterince benzemektedirler. Aralarındaki tek fark yabani olanların daha acı ve küçük olmasıdır.Günümüzde mutfağımıza giren ve tükettiğimiz birçok meyvenin atası binlerce yıl önce yerleşik yaşam avcı/yiyecek-toplayıcı arasında geçiş yaşayan çiftçiler tarafından evcilleştirilmiştir.Bazısı daha yakın bir yüzyılda bazısı ise henüz evcilleştirilemedi.
   Basit bir şekilde örnekleyecek olursak : 
Bezelye : MÖ 8000
Zeytin : MÖ 4000
Çilek ise Orta Çağ’a kadar evcilleştirilememiştir.


   Bitkilerin dünyasına baktığımız zaman çok karmaşık biyolojik yapılarının olduğunu biliyoruz elbette. Hepimiz de yabani bitkiler ile günlük kullanımımızda olan yemişlerin farkını anlayabiliyoruz : En azından hayati riskten korunacak kadar.Ya da bu tip tehlikeli ürünler , günümüz teknolojisi ve seçenekleri sayesinde bizlere ulaşmıyor. Örneğin mantarlar. ”Doğada bulunan mantar türlerinin büyük kısmı insanlar için ölümcül boyutta zehirlidir. Ancak bir ormanda veya dağlık bölgede bu tip bir mantarla karşılaşabiliriz. Mesela günümüzde çok sevilen badem , daha evcilleştirilmeden önce yaban badem iken bir avuç bademde insanı öldürmeye yetecek kadar siyanür bulunuyordu hala da bu şekilde olan badem türlerinin bile mevcut olduğu bilindiğine göre ( ki orman daha böyle pek çok yenmez kabul edilen bitki türleri ile doludur. )

Hal böyleyken kimin aklına bir bitkiyi evcilleştirmek geldi? Bu iş nasıl başladı ve başarılı olundu , ona bakalım.

  Btiki evcilleştirme nedir , nasıl olur öncelikle bu konuları inceleyelim. Genel olarak anlatmak gerekirse , bir bitkiyi yetiştirmek ve böylece bilerek ya da bilmeyerek o bitkinin , insanlar için daha yararlı hale gelecek şekilde ”genetik değişikliklere” uğrayarak , yabani atalarından farklılaşmasını sağlamak şeklinde tanımlanabilir.
   Ürün geliştirmek bugün biliminsanlarının çalışmalarıyla yapılan son derece özelleştirilmiş bir iştir.Bu süreçte pek çok yol denenir ve bunu devam ettirmek için modern genetik bilgilerinden faydalanırlar hatta işin içine genetik mühendisliği de girebilir. California Üniversitesi’nin Davis yerleşkesinde elmalara ayrılmış büyük bir bölüm vardır. (Pomoloji) Üzüm ve şarap için de (Enoloji)

Fakat bitkilerin evcilleştirilmesi 10.000 yıl geriye gitmektedir.Hepimizin de bileceği üzere o zamanlar da ne genetik bilgisi vardı ne de mühendisliği.. İnsanlar gen kavramının bile bilincinde değillerdi. Zaten örnek model alabilecekleri hiçbir şey de yoktu. Bu yüzden işin özü ”ne yaptıklarınının bile farkında değillerdi.” Sonuçta midelerine lezzetli bir şeyler iniyordu , o kadar..
Öyleyse ilk çiftçiler hiç farkında olmadan zehirli bademleri teknoloji de olmadan zararsız hale getirdiler. Ama nasıl ?

Neden zeytin ağaçları binlerce yıl önce evcilleştirildi de , meşe ağaçları son teknoloji ile donanmış tarımbilimcilerine karşı hala direniyor ?
  Bu sorulara cevap bulabilmek için olaya bir de bitki açısından bakmak gerekiyor. 

Her türün kendine özgü bazı yetişme koşulları , çevresel düzen , iklim farklılığı bulunuyordu.
    Yabani bitkiler çeşitliliği o kadar fazladır ki türleri yeryüzündeki memeli canlı türünün yüzlerce katıdır. Elbette ki bu kadar tür de birbirinden farklı özellikler demek oluyordu. Her türün kendine özgü bazı yetişme koşulları bulunuyor. Ayrıca yeryüzündeki bütün canlı türlerinin tek bir yegane amacı vardır : Üremek , neslini devam ettirmek. Bitkiler bunu önemli ölçüde arıların ve rüzgarların yardımı sayesinde gerçekleştiriyor. ” Tohum , polen taşımacılığı ” . Fakat her türde olduğu gibi bitkilerin de bazı istenmeyen ve davetsiz misafirleri olabiliyor. Kendilerini bu tür tehlikelerden korumak için savunma mekanizmaları geliştiriyorlar. Hepsi de bulundukları bölgenin koşullarına göre hayatta kalabilmek adına. İşte bu tür davranışlar da boyutlarının daha küçük olmasına ve tohumlarının , çekirdeklerinin daha acı ve zehirli olması olarak yansıyor. Binlerce yıl gibi evrim için göz açıp kapama süresi kadar da zaman içinde bu durum genetik kodlarına işleniyor. Durumun özeti bu aslında . Gelelim sonuçlarımıza

   Çiftçiler zararlı bademleri ilk olarak deneme yanılma yoluyla test etmiş gibi görünüyorlar . Hangi türlerin yetiştirilmek için daha müsait olacağını bulmaya çalıştılar. Tabii büyük zayiatlar verdiler. 

   Her bitki zehirli ve yaban (evcil olmayan , üretimi kontrol edilemeyen) olduğu gibi bu direnç mekanizmaları da eşit oranda değildir. Zeytin bulunduğu çevresel koşullara göre diğer türler arasında en tehlikesizi olduğu için ( ilk çiftçiler için büyük şans ) Bereketli Hilal Bölgesi’nde binlerce yıl önce evcilleştirilebilmiştir. Bu durum meşe ağaçlarının da çok zorlu bir evrimsel süreç geçirdiğini gösterir bizlere …

Kategoriler: Kültür

Yorumlar (0) Yorum Yap

/