Hayatta hangi alanda başarılı olacağımızı genellikle deneme yanılma yöntemiyle buluruz. Tom Justice’da Olimpiyat takımından rahipliğe birçok alanda başarısız olduktan sonra, soygunculuğu deneyen ve dedektiflerin bile saygı duymayı başardığı birisi olmuştur.
1971’de Libertyville, Illinois’de doğan Tom Justice genç yaşta 1000 metre Sprint’te kendini geliştirince olimpiyat takımına girmeye hak kazandı.
Kendine has bir banka soygunu tekniği olan soyguncumuz 13 yaşında kendi kendine sürmeye başladığı bisiklette, 4 yıl boyunca antreman yaptı. 1000 metre sprintte kendini geliştirince, olimpiyat takımına girmeye hak kazandı. Ancak zaman içinde hayal ettiği başarıyı burada yakalayamadı.
Denediği her meslekte başarısız olunca banka soyguncusu olmaya karar verdi.
Mezun olmasının ardından çok farklı işlerde çalıştı. Bu dönemde yatağının yanındaki bir panoya olmak istediği meslekleri yazmıştı; helikopter pilotu, çilingir, rahip, acil servis teknisyeni. Rahiplikten yana şansını denemek istedi ve bir süre Katolik Kilisesi’nde çalıştı ama orada yapamayınca ayrıldı. Daha sonra uyuşturucuyla mücadele örgütünde çalışmak istedi. Gittiği mülakatta, mülakatı gerçekleştiren kişi “Dürüst olayım mı? Sende hiç de uyuşturucuyla mücadele edecek bir tip yok” dedikten sonra dalgıçlık yapmaya karar verdi. Ancak istediği tatmin duygusu bir türlü gelmiyordu ve bir gece mesleklerin olduğu panoya bir yenisini ekledi: “banka soyguncusu”
Kendine has bir soygun biçimi geliştirdi.
İronik olarak, Justice olan soyadı İngilizcede “adalet” anlamına gelen Tom, ilk olarak 1998 yılında kendine has bir yöntemle başladığı American National Bank soygunundan 5.580 dolarla evine döndü. Günümüzde işe yarar mı bilemesek de değişik bir banka soyma yöntemi olduğunu inkâr edemeyiz.
Bankalarda, kafasına beyzbol şapkası takıp bisikletle bankaya gidiyor ve başını eğerek sırasının gelmesini bekliyordu. Bu sırada parmak izi bırakmamak için hiçbir şeye dokunmuyordu ve sıra kendisine gelince elindeki kâğıdı veznede duran kişiye uzatıyordu. “ Cebimde bir silah var, hemen parayı çantaya doldur” yazılı olan kâğıdı okuyan çalışanlar bir poşete paraları koyarak Tom’a veriyorlardı. Paraları alınca da dışarıdaki bisikletine binerek oradan uzaklaşıyordu.
FBI, ona “Koroda Şarkı Söyleyen Adam” lakabını taktı.
1998-2002 arasında tam 26 bankayı bu şekilde soyarak hiç yakalanmadı. Bu sırada FBI’ın aradığı şüpheli, güvenlik kameralarında görünme biçiminden dolayı da “Koroda Şarkı Söyleyen Adam” olarak anılmaya başladı.
Dostunu yakınında tut, düşmanını daha yakın anlayışını benimseyen Justice, bu süre zarfında donanmadan askerlerle arkadaşlık yaptı hatta bir polisle ev arkadaşı bile oldu. Ama hiç birisi ondan şüphelenmedi.
Soygunlardaki amaç para değildi.
Varlıklı bir aileden gelen Tom, banka soygunlarını para için yapmadı. Sadece başarılı olduğu alanı bularak, hayata karşı kendisini ispatlamaya çalışıyordu. Bir gün yolda yürürken bir polis memuru çantasına bakmak istedi ve aklına başka çözüm yolu gelmeyen Tom, özel yapım turuncu bisikletini sokakta bırakarak kaçmaya başladı. Polisler, bisikletten yola çıkarak diğer delilleri birleştirdi ve tam 4 yıl sonra Tom yakalandı. Soyguncu, 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Tom’u yakalayan dedektif Dexter, aradan yıllar geçtikten sonra onun hakkında şöyle demiştir:
“Zeki hırsızlara her zaman saygım oldu. Tom’un kendine has bir tarzı vardı…”
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap