Birçoğumuz mutlu ilişkilerin başarılı ve huzurlu bir yaşamın anahtarı olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte, Harvard araştırmacıları 70 yıldan fazla bir süredir 268 kişi üzerinde bir araştırma yapıyordu. Çalışmanın başındaki isim araştırmanın sonucunu tek bir cümle ile özetledi: “Mutluluk sevmektir. Nokta.”
Diğer araştırmalar, sıcak ve sevgi dolu ilişkilerin fiziksel sağlığınızı iyileştirdiğini, iş tatmininizi ve gelirinizi olumlu yönde etkilediğini gösteriyor. Bilime göre, iyi arkadaşlar stresin en büyük düşmanıdır ve herhangi bir profesyonelin size söyleyebileceği gibi, ilişkiler iş dünyasının tekeri niteliğindedir.
İlişkilerinizi güçlü tutmak zor görünebilir fakat bu bir o kadar da önemlidir. Ancak, ilişkiler ne kadar karmaşık olursa olsun onları güçlü tutmak genellikle tek bir oranı hatırlamaktan ibarettir.
Mutlu ilişkiler için sihirli oran
Sadece yedi günlük evli olan Polina Marinova, The Profile okuyucularına iyi evliliğin sırlarını sordu. Mükemmel tavsiyeler geldi. Bu harika makalenin tamamı okunmaya değer, ancak orta kısmında şu önemli ama çok basit bir ipucu geliyor: “İlişkinizin 5’e 1 oranını takip ettiğinden emin olun.”
Bu ipucu bir The Profile okuyucusundan gelmiş olabilir, ancak bu internette kendi kendini “aşk uzmanı” ilan eden biri tarafından hayal edilen rastgele bir oran değil. Bu ipucu, evlilik ve ilişkiler konularında başarılı bir uzman olan John Gottman tarafından da onlarca yıllık araştırmalarla destekleniyor.
Gottman’ın hangi çiftlerin %90 doğrulukla boşanacağını tahmin etme konusundaki ünlü yeteneğini duymuş olabilirsiniz. Gottman ve iş arkadaşları bunun için, bir çiftin 5’e 1 oranını takip edip etmediğine baktılar. Gottman Enstitüsü web sitesinde açıklandığı gibi:
“Mutlu ve mutsuz çiftler arasındaki fark, çatışma sırasında olumlu ve olumsuz etkileşimler arasındaki dengedir. Aşkı kalıcı kılan çok özel bir oran var. Bu “sihirli oran” 5’e 1’dir. Bu, tartışma sırasındaki her bir olumsuz etkileşim için, istikrarlı ve mutlu bir evliliğin beş (veya daha fazla) olumlu etkileşime sahip olduğu anlamına gelir.”
Bu etkileşimlerin büyük veya dramatik bir şey olması gerekmez. Basit bir göz dönmesi veya ses yükseltme, olumsuz bir etkileşim olarak sayılır. Gerginliği yatıştırmak için hızlı bir şaka, partnerin elini sıkmak veya günlük konuşmalarda partnerinizi yakından dinlemek olumlu bir etkileşim oluşturur. Önemli olan hareketin ölçeği değildir onun göreli sıklığıdır.
Marinova’nın okuyucusuna göre, bu, kendi ilişkinizde kolayca eyleme geçirebileceğiniz bir fikirdir. Marinova, “Ne zaman sinirlense veya yorulsa, kocası için düşünceli veya iyi bir şey yapmaya kendini zorluyor” diyor.
İş ilişkileri için de geçerli
Boşanma avukatları, olumsuz etkileşimlerle karşılaştırıldığında olumlu etkileşimleri takip etmenin ilişkinizin raydan çıkmasını önlemeye yardımcı olduğu konusunda hemfikir. Ancak, 5’e 1 oranı çiftler için icat edilmiş olsa da, tüm ilişkileriniz için akılda tutulması gereken oldukça kullanışlı bir standarttır. Her iki taraf da küçük iyiliklerin zayıflıklardan ağır bastığına emin ise arkadaşlıkları daha besleyici hale gelir.
İnsanlar karmaşıktır ve hepimizin bildiği gibi sağlıklı, pozitif ilişkileri sürdürmek karmaşık görünebilir. Ancak, 5’e 1 oranını birbirinizle nasıl etkileşim kuracağınız konusunda bir temel olarak alırsanız tüm ilişkileriniz gelişip güçlenecektir. Mutlaka deneyin!
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap