Simülasyon Teorisi fikrini ilk ortaya atan kişi olan Jean Baudrillard, “Simülakrlar ve Simülasyon” kitabında gerçeklik algısının olmadığının ve evrenin bir simülasyondan ibaret olduğunu dile getirir. 1990’larda ortaya atılan bu teorinin bugün en önemli savunucusu Elon Musk. Elon Musk şöyle soruyor:
“Acaba dev bir bilgisayar evreninde mi yaşıyoruz?”
Matrix filmi de aslında bu teori üzerine kuruludur. İşte filmden bir alıntı:
“Hiç gerçek olduğundan emin olduğun bir rüya gördün mü Neo? Peki ya bu rüyadan hiç uyanamasaydın? Gerçek dünya ile düşler dünyası arasındaki farkı nasıl anlayacaktın?”
Simülasyon Teorisi Nedir?
“Simülasyon Teorisi nedir?” sorusuna kelimenin anlamını inceleyerek başlayalım. Simülasyon kelimesinin kökeni Latince “yapar gibi görünmek, benzemek” anlamına gelir. Hayatımızda uygulanacak bir şey, önce bilgisayar ortamında denenir ardından sonuçlarına göre hayata geçirilir. Buna çözüm modellemesi benzetmesi de yapılabilir. Kısaca özetlemek gerekirse simülasyon teorisine göre gerçeklik bir simülasyondur. Bu simülasyonun içinde olanlar ise bunun bir simülasyon olduğunun farkında değillerdir.
Sinirbilimci Greg Gage 2015’te yaptığı TED konuşmasında sahneye iki kişi çağırır. Birisi beyin sinyalleriyle diğerinin kolunu hareket ettirir.
Simülasyon Teorisinin Kökeni
Bugün konuştuğumuz simülasyon teorisinin var olması 2000’lerin başına dayanır. Ancak bu teorinin temelinde yatan “şüphe” yüzyıllardır DNA’mızda kodlanmış bir haldedir. Descartes’tın düalite kavramı ve Russell’ın fenomenizm hakkındaki görüşleri bu teorinin temellerindendirler. Ancak bu teorinin kökeni çok daha eskiye dayanmaktadır. Milattan önce 5. Yüzyılda, Eski Yunan uygarlığında yaşayan Parmenides’in insanların fiziksel dünyanın günlük gerçekliğine karşı yanlış bir bakış sergilediği düşüncesi simülasyon teorisinin temelidir. Parmenides’in tanımına göre dünya; değişmeyen, yenilmeyen ve yok edilmeyen bir bütündür.
Elon Musk’ın Simülasyon Teorisi
Elon Musk, simülasyon teorisi düşüncesinin temellerini 40 senede gelişen bilgisayar oyunlarına dayandırır. 40 senede bilgisayar oyunlarının evrim geçirdiğini dile getirir. Önümüzdeki birkaç yıl içinde oyunların tamamen bilgisayarlar tarafından yaratılacağına ve kontrol edileceğine inandığını söylüyor. Üstelik bu oyunların gerçek dünyaya son derece iyi bir şekilde entegre olacağını da ekliyor.
Eğer bu teori gerçek olursa neyin sanal neyin gerçek olduğunu ayırt edemeyeceğiz. Kısacası yapay zeka ile birleştirilmiş artırılmış gerçeklik yani Augmented Reality (AR) deneyimlerinin kıyısındayız.
İnsanların bilgisayarlar tarafından kontrol edilen harici bedenlerde yaşaması fikri uzun zamandır tartışılıyor. Aslında bu düşünce pek çok filozof ve fizikçinin de gündeminde.
3 Soruda Elon Musk’ın Ortaya Attığı Simülasyon Teorisi İddiası Nedir?
1) Teorinin kaynağı ve gerçek anlamı nedir?
Burada kullanılan simülasyon kavramının anlamı bilgisayar alanındaki simülasyon kavramından daha farklı. Burada bahsedilen simülasyon kavramının kastı belirli sınırları vurgulamak. Kısaca şöyle anlatabiliriz, kurgulayan kişi veya düzenek sınırları çizer ve gerçeklik bu sınırlar içerisinde yaşanır.
2) Peki bu sınırlar gerçek yaşamda mevcut mu?
Bu soruya fizik ve matematik kurallarını kullanarak cevap verebiliriz. Mekanik ve elektriksel olayları modelleyebilmek için kullanılan bazı sabitler vardır. Bu sabitler aynı zamanda modelleri açıklayabilmek için de kullanılır. Dielektrik katsayısı, kütle çekim indeksi, pi sabiti gibi sabitlerin, sabit olarak anılması, değiştirilemez yasalar olmalarıdır. Işık hızı dünyanın neresine giderseniz gidin aynıdır ve bugüne kadar değişmemiştir.
3) Sınırları aşarsak nelere ulaşırız?
Elon Musk bu sorunun cevabını tam olarak kestiremediğini söylüyor. Kulağımızın bazı frekansları duyup bazılarını duyamamasını örnek olarak gösteriyor. “Evrenin keşfedilen 7 boyutu olmasına rağmen gözümüz sadece 5 boyutu algılayabiliyor ve 3 boyutlu görme yetisine sahibiz.” İnsanın normal koşullarda dahi algısı dışında kalan pek çok olay vardır. Bu yüzdendir ki simülasyon sınırları da farklı bir açıklamaya ihtiyaç duyabilir. Bilimsel açıklamalar pek çok olayın temelini oluşturur. Ancak insanlarda her zaman sınırları aşma isteği mevcuttur. Elon Musk şöyle açıklıyor:
“Yeni modern çağdaki teknoloji silahı sınırlarımızı zorlayacak gibi görünüyor.”
Simülasyon Teorisi Gerçek Olabilir mi?
Bazı savlar bir simülasyonda yaşadığımızı destekler niteliktedir. Böyle bir simülasyonun çalışması için inanılmaz bir işlem gücü gereklidir. Dünyanın her tarafından tüm varlıkları ve bu varlıklar arasındaki etkileşimi yöneten bir sistem. Böylesine büyük bir işlem gücünü sağlayabilmek için neredeyse bir şehir büyüklüğünde bir bilgisayara ihtiyaç vardır. Bu da kuantum mekaniği ile ilgili dokümanlarla desteklenmelidir. Tahmin edersiniz ki bunlar da bir simülasyon içinde yaşayabilmemizi imkansız hale getirir.
Böyle bir simülasyonda mutlaka “gerçeklik kusurları” ile karşılaşırdık. Şu örnek üzerinden gidebiliriz: Büyütme oranı değiştirilen bir teleskopla gökyüzüne baktığınızda yıldızların orada olmadığını görebilirsiniz. Ancak etrafınızdan yıldızların orada olduğunu duyarsınız. Böylesine büyük bir simülasyonda bu tarz hatalar kaçınılmazdır. Etrafınızdan hiç böylesine bir hata duydunuz mu?
Süper akıllı olarak tanımlanan akıllı yazılıma sahip makineler bile bugün “en gelişmiş” olmaktan çok uzaklar. Sınırları katı bir şekilde çizilmiş faaliyetleri gerçekleştiren sistemler yapay zekadan faydalanabilir. Günümüzde kullanılan sistemler belirli iş alanları içinde kendi performanslarını arttırabilmek için bir yandan da öğrenmeye devam ederler. Ancak bu öğrenme dünyayı ele geçirmek için değil, performanslarını optimize etmek içindir.
Borsadaki değişimleri tahmin etmesi için kullanılan bir elektronik modeli bir sistem olarak ele alalım. Bu sistem borsadaki verileri kullanır. Bu verileri kullanarak örnekleri tanımlamak ve oluşabilecek değişiklikleri öngörmek için eğitilebilir. Borsayla ilgilenenler oluşabilecek bir olumsuzluğun sonuçlarından en az hasarla çıkabilmek için bu elektronik modeli kullanabilir.
AI (Artifical Intelligence) yani yapay zeka tipi sistemler için geliştirilen sınırlayıcılar ile alanlar kontrol altına alınır. Bu sayede medeniyetin yok olması bir tehlike olmaktan çıkar. Şunu unutmamakta fayda var: “Yapay zeka, insanların davranışlarını ve de kararlarını değiştirmek için değil, onları düzeltmek için kullanılır.”
Alternatif Gerçeklik (Alternative Reality) Nedir?
İnsan-makine ara yüzü teknolojisinin gelişmesi Elon Musk’ın düşüncelerinin yakın gelecekte gerçekleşmesinin muhtemel olduğunu gösteriyor. Günlük yaşamımız birbiriyle bağlantı halinde olan cihazlara bağımlı hale geldi.
Musk’a göre eğer bir beyin-bilgisayar ara yüzü geliştirmezsek yapay zekanın kontrolü altında olacağız. Bugün bir simülasyon içinde yaşamıyor olsak da Elon Musk’ın iddiaları gelecekteki teknolojik gelişmelerin habercisi niteliğinde.
Elon Musk’ın Simülasyon Teorisi Çürütüldü mü? Fizikçilerden Yanıt
Oxford Üniversitesi’nde çalışma yapan fizikçiler simülasyon teorisinin imkansız olduğunu söylüyor. Onlara göre: “Bir bilgisayar evreninde yaşıyor olmamız imkansız!”
Teorik fizikçiler Zohar Ringel, Dmitry Kovrizhi ve ekibi yaptığı çalışmalarda elde ettikleri bulgularla teorinin gerçek olamayacağını gösterdiler. Yaptıkları çalışmalardan çıkan sonuçlara göre evrende bu simülasyonu yaratacak ve sürdürecek kadar parçacığa sahip değiliz.
Araştırmacılar küçük bir simülasyon evreni yaratmak istediler ancak onun için bile yeterince parçacığa sahip olmadığımızı dile getirdiler. Bu onlar için simülasyon teorisini çürütmeye yeti.
Fizikçiler şu an bir simülasyon evreninde yaşamadığımızı kanıtlamış olsalar da gelecekte geliştirilebilecek simülasyonların “gerçekten bile daha gerçekçi” olması muhtemel görünüyor. Bugün harika çözünürlüğe sahip son model televizyonlardan bir belgesel izlerken kendimizi ormanda hissedebiliyoruz. Sanal gerçeklik gözlükleri ise her gün biraz daha gelişiyor. Google Maps uygulaması artırılmış gerçeklik kullanarak yön göstermede çığır açıyor.
Yorumlar (0) Yorum Yap