Paulo Coelho’nun kaleminden çıkan, altını bulma yolunda hayatını adayan Simyacı’nın hikayesinde kendimizden bir parça bulabiliyoruz. Vazgeçmemek adına attığı adımları bizim için hem yol gösterici hem de ilham kaynağı olmuştur. Edebiyat dünyasında da kendinden çokça söz ettiren Paulo Coelho’nun bu romanından öğrenebileceğimiz çok şey var!
1) Ben de herkes gibiyim. Dünya gerçeklerine oldukları gibi değil de olmalarını istediğim gibi bakıyorum.
2) Kim olursan ol, ne yaparsan yap, bütün yüreğinle gerçekten bir şey istediğin zaman, Evren’in Ruhu’nda bu istek oluşur. Bu senin yeryüzündeki özel görevindir.
3) Kimse bilinmezden korkmamalı, çünkü herkes istediği ve ihtiyaç duyduğu şeyi ele geçirebilir.
4) Bir şeyi gerçekten istediğin zaman, arzunu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren işbirliği yapar.
5) Kendi yüreğini dinle. Yüreğin her şeyi bilir, çünkü Evrenin Ruhu’ndan gelmektedir ve bir gün oraya geri dönecektir.
6) Henüz sahip olmadığın bir şeyi vaat ederek gidecek olursan, onu ele geçirme arzusunu yitirirsin.
7) Ben ne geçmişte, ne de gelecekte yaşıyorum. Benim yalnızca şimdim var ve beni sadece o ilgilendirir. Her zaman şimdide yaşamayı başarabilirsen mutlu bir insan olursun.
8) Düşümü gerçekleştirmekten korkuyorum, çünkü o zaman yaşamak için bir sebebim olmayacak.
9) Çobanların da, tıpkı denizciler ve gezgin satıcılar gibi, kendilerini yeryüzünde başıboş dolaşmaktan vazgeçirtecek birinin yaşadığı bir kente uğrayabileceklerini biliyordu.
10) Bizleri görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır. Çünkü, efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır.
11) Hayatımızın belli bir anında, yaşamımızın denetimini elimizden kaçırırız ve bunun sonucu olarak hayatımızın denetimi yazgının eline geçer. Dünyanın en büyük yalanı budur.
12) Koyunlar kitaplardan daha öğreticidir.
13) Her şey bir tek ve aynı şeydir.
14) Rüzgarın özgürlüğünü kıskandı delikanlı ve onun gibi olabileceğini anladı. Kendisinden başka hiçbir şey engel değildi buna.
15) Bir şeye karar vermek başlangıçtan başka bir şey değildir. İnsan bir şeye karar verdiği zaman, karar verdiği sırada hiç öngörmediği, düşünde bile aklına gelmeyen bir yöne doğru, şiddetli bir akıntıya kapılıp gidiyordu.
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap