Hikaye Anlatıcılığı ile Yatırımcıların Dikkatini Çekmek İçin 5 Taktik

Elif Özçakmak

Elif Özçakmak

İTÜ - İşletme Mühendisliği | Editör @ceotudent

Kendi işinizi yapmaya başladığınızda, sunduğunuz ürün ya da hizmet konusunda kendinize güveniyorsunuzdur, ancak bundan sonraki adım, başkalarını bu fikre inandırmak ve yatırım yapmaya ikna etmektir- ve bu, çoğu zaman işin en zor kısmıdır.

Fikri düşünmeye başlamanın ilk aşamasından; ürün veya hizmetten, paketlenmesinin tasarımına kadar her şey ile şirketinizin imajını dış dünyaya tasvir etmiş olursunuz. Dolayısıyla, yarattığınız şeyin hikayesini anlatabilme kabiliyetiniz, en az o ürün ya da hizmet kadar önemlidir.

Telefonunuzdan kontrol edilebilen bir Wi-Fi özellikli su ısıtıcısı yapma fikrim, zamanında arkadaşlarım ve ailem tarafından tuhaf görülüyordu. Eleştirileri filtrelemek ve sağlam bir duruş sergilemek zor olsa da, ürünün arkasındaki düşünce sürecini onlara anlatabilme kabiliyetim sayesinde onları ve daha sonra da yatırımcıları kazanmış oldum.

Peki, siz kendi kitlenizi kazanmak için mükemmel iş hikayenizi nasıl anlatabilirsiniz?


1) Odayı okuyun.

Yakın çevreniz veya bankacılarla dolu bir oda olsun, hiç fark etmez. Sunumun kilit noktası, odayı okumaktır. Bu, zaman içerisinde pratik yapıldıkça kazanılan bir beceridir. Ancak belirli ifadelerden anlam çıkarmayı öğrenmek, hikayenizi şekillendirmenize yardımcı olacaktır. İnsanlar hakkında online olarak ulaşabileceğiniz bu kadar geniş bir bilgi dizilimi varken, kime sunum yaptığınızı, sunum yaptığınız kişilerin ilgi alanları ve hobilerini bilmemek için hiçbir sebep yok. Bankalar, karar vermek için sadece finansal konuları bilmek isterken, bir oda dolusu yaratıcı insanın ise ürününüzün arkasındaki yüksek teknolojiyle pek ilgilenmediğini hemen fark edeceksiniz.


2) Anahtar mesajlarınızı öğrenin.

Yeni bir kitleyle karşılaştığınızda, girişiminizi ya da mesajınızı değiştirmeniz yönünde karşıt görüşler ortaya çıkabilir, ama fark ettim ki, aynı mesajlarla yolunuza devam etmek ve tutarlılığı sürdürmek daha kolaydır. Toplantıya başlamadan önce, ifade etmek istediğiniz birkaç önemli iletiyi ana hatlarıyla belirleyin ve bunlara bağlı kalın. Unutmamak gerekir ki, sattıklarınız ve onların satın aldıkları, markanızın vizyonudur, bu yüzden içeriğin çoğu tutarlı olmalıdır.


3) Öngörülü olduğunuzu gösterin.

İnsanlar, deneyimsiz görünen birine yatırım yaparak yatırımlarını riske atmak istemezler, bu yüzden bu yolda karşılaşabileceğiniz zorluklarla ilgili açık olmak ve ortaya çıkabilecek potansiyel sorunları aydınlığa kavuşturmaya çalışmak sizin lehinize olacaktır. Tuzakların bilincinde olup onların üstesinden gelmeniz, potansiyel yatırımcılara piyasayı doğru bir şekilde değerlendirdiğinizi ve yolunuza çıkabilecek engelleri önceden kestirebildiğinizi gösterir.


4) Basit ve güzel tutun.

Herkes, istese de istemese de baskı altında ve endişeliyken saçmalama eğilimi gösterir. Markanızın veya ürününüzün vizyonunu tek bir cümleyle anlatmaya çalışın. Eğer biri benden şirketimi tanımlamamı isteseydi, tek seferde şu cevabı verirdim: “Smarter(www.smarter.am), evinizin kalbinde devrim yaratacak planlarla, yaşamla daha bağlantılı olmak için üretilen yaratıcı çözümlerde bir liderdir.” Basit ve tam yerinde bir tanım.


5) Keyfini çıkarın!

İlk işe atıldığımda, birilerinin bana keyfini çıkarmamı hatırlatmasını isterdim. Sinir bozucu olsa da, ilk izlenim için sadece tek atış hakkınız var- ama unutmayın, ürününüz hakkında siz herkesten daha çok şey biliyorsunuz! Tutkunuzu sergilediğiniz sürece onları, onlar için doğru şirket olduğunuza ikna etmek için yolu yarılamışsınızdır!

Kategoriler: Girişimcilik, Strateji

Yorumlar (0) Yorum Yap

/