Dünyanın en büyük köpek balığı, hiç şüphesiz beyaz köpek balığıdır. Fakat bu türün atası olan Megalodon, yaşamış en büyük köpek balığı olarak hâlâ bilim insanlarını etkilemeye başarmaktadır.
Şimdiye kadar yaşamış en büyük ve en güçlü yırtıcılardan biri olarak kabul edilir. Sadece bir takım kalıntılar sebebiyle varlığı biliniyor. Görüntüsü ile maksimum boyu konusunda tartışmalar devam ediyor.
Megalodonun Biyolojisi
Balina köpekbalığına ya da büyük camgöze benzetilir. Kuyruk yüzgecinin şekli hilali andırırken; kuyruk sapının iki tarafında da kuyruk omurgası bulunuyordu. Kıç ve ikinci sırt yüzgeçleri ise küçüktü.
Bu yüzgeç düzeni balinalarda, ton balıklarında ve diğer köpekbalıklarında da bulunur. Yüzerken sürtünmenin azalmasında rol oynamaktadır.
Kum kaplanı köpekbalığına benzeyen dişleri nedeniyle, yapısı muhtemelen bu türe daha yakındır.
Bütünüyle bir fosil kalıntısı bulunamaması nedeniyle, boyutları tahminidir. Yine de diş ve omur fosilleri, gerçek boyutu hakkında fikir vermesi açısından önem taşır.
Megalodon dişlerini ve omurlarını, büyük beyazınkilerle karşılaştırarak ortalama uzunluk tahmin yöntemi üretilmiştir.
Bu nedenle, megalodon boyut tahminleri, kullanılan yönteme bağlı olarak değişmektedir. Maksimum toplam uzunluk tahminleri 14,2–20,3 metre arasında değişir (büyük beyaz 6-7 metredir).
Farklı ekolojik etkenler sonucunda, dünya çapında farklı megalodon popülasyonlarının, farklı vücut boyutlarına sahip olması mümkündür.
Megalodonun şimdiye kadar yaşamış en büyük makro yırtıcı köpek balığı olduğu tahmin ediliyor.
Erişkin erkek megalodonun vücut kütlesi 12.6- 33.9 ton, erişkin dişilerin ise 27.4 – 59.4 ton olduğu düşünülüyor. Bu tahmin, erkeklerin boyunun 10,5 -14,3 metre, dişilerin 13,3 – 17 metre olduğu varsayımlarıyla elde ediliyor.
Köpekbalığı boyutunu ve yüzme hızını birbirine bağlayan 2015 tarihli bir araştırma, megalodonun saatte 18 kilometre hızla yüzeceğini tahmin ediyordu. Vücut kütlesi 48 ton idi. 14,5-21,5 km/s hıza çıkan yüzgeçli balina gibi kendi boyutundaki diğer deniz canlılarıyla oldukça tutarlı rakamlardır.
Büyük ebatları, iklimsel şartlardan ve büyük boylardaki avlardan kaynaklı olabileceği düşünülüyor. Ayrıca metabolik hızının ve yüzme hızının bölgesel endorterminin evriminden etkilenmiş olacağı tahmin ediliyor.
Megalodonun Diş Yapısı
Megalodona dair en yaygın fosil, dişlerden oluşmaktadır. Üçgen şekli, sağlam yapısı, büyük boyutu, ince tırtıkları, yan dişlerin olmaması, bariz V biçimli boynuyla (kökün taçla birleştiği yer) bulunmasıyla teşhis edilebilmektedir .
Diş, büyük beyaz köpekbalığına benzer şekilde, çeneyle dik bir açıyla buluşur. Dişin dile yakın kısmı dışbükeydir. Dudaklara yakın kısmı ise düzdür.
Ön dişler çeneye neredeyse dik ve simetriktir. Oysa, arka dişler eğik ve asimetriktir. Megalodon dişleri, bilinen köpekbalığı türlerinkinden geniştir. Diyagonal uzunluğu 180 milimetre olarak ölçülmüştür.
Megalodon Nasıl bir Anatomik Yapıya Sahipti?
Diş fosili, merkezi omurga fosilleri ve koprolitler (dışkı fosili) aracılığıyla megolodon anlaşılmıştır. Tüm köpek balıklarındaki gibi, omurgası kıkırdaktan oluşuyordu. Bu nedenle de günümüze kusursuz bir şekilde gelememiştir.
Büyük beyaz ile kıyaslandığı zaman çenesi daha büyük, daha güçlü ve daha kalındır. Kıkırdaklı kafatası olan kondrokranyumu, büyük beyazınkinden daha bloklu ve daha sağlam bir görünümdeydi. Yüzgeçleri, büyük boyutuyla orantılıydı.
Bulunan omurları arasında en dikkate değer olanı, 1926’da Belçika’nın Antwerp Havzası’nda kazılan tek örneğin, neredeyse korunmuş bir vertebral (omur) kolonudur.
150 omur merkezi, merkez çapı 55 milimetre ilâ 155 milimetre arasında değişir.
Megalodonun koprolit kalıntıları spiral şeklindedir. Bu durum köpekbalığının, alt bağırsakların tirbuşon şeklindeki bir kısmı olan spiral valfe sahip olabileceğini gösterir. Bu yönden, mevcut dik burunlu köpekbalıklarına benzerdir.
Güney Carolina, Beaufort County’de, 14 cm büyüklüğünde olan Miyosen koprolit kalıntıları keşfedilmiştir (Miyosen: jeolojik zamanda 23.03 ile 5.3 milyon yıl önce arasında yer alan bir jeolojik devir).
Megalodonun Habitatı
Megalodon’un kozmopolit bir dağılımı vardı. Fosilleri Avrupa, Afrika, Amerika ve Avustralya dahil olmak üzere dünyanın birçok yerinden çıkarılmıştır. Çoğunlukla da Subtropikal ve ılıman enlemlerde bulunmuştur.
Mezotermik (ılıkkanlı) yapıları olduğu tahmin ediliyor. Bu nedenle buralardaki sıcaklıklara dayanma kapasitesine sahip olduğu düşünülüyor.
Buluntulara göre, megalodonun çok çeşitli deniz ortamlarında yaşadığı düşünülüyor. Sığ kıyı suları, kıyıların yükseldiği alanlar, bataklık kıyı lagünleri, kumlu kıyılar ve açık derin denizlerin yaşam alanlarını kapsadığı sanılıyor.
Yetişkin megalodonların, suyun sığ bölgelerinde sık olmadığı tahmin edilmektedir. Böylelikle, çoğunlukla açık deniz bölgelerini tercih ettikleri biliniyor. Özellikle yaşam döngüsünün farklı aşamalarında kıyı ile okyanus suları arasında hareket etmiş olabileceği varsayılıyor.
Fosil kalıntılarının büyüklükleri Güney Yarım Küre’de ortalama 11.6 metredir. Kuzey Yarım Küre’de ise 9.6 metredir. Ayrıca, Pasifik’teki buluntular, Atlantik’ten daha geniş olduğunu göstermektedir.
Megalodon küresel bir dağılım göstermekteydi. Balığın fosilleri dünyanın birçok yerinde görülmüştür.
Megalodon ve Av Alışkanlıkları
Köpekbalıkları genelde fırsatçı avcılardır. Fakat megalodon büyük boyutu, yüksek hızlı yüzme kabiliyeti ve güçlü çenesiyle, geniş bir hayvan yelpazesini tüketebilen apeks avcısıydı. Ve muhtemelen, var olmuş en güçlü yırtıcılardan biriydi.
Fosil kanıtları, yunuslar, küçük balinalar, köpekbalığı dişli yunuslar, ispermeçet balinaları, baş balinaları gibi birçok deniz memelisini avladığını göstermektedir. Buna ek olarak avları arasında; foklar ve deniz kaplumbağaları da bulunuyor.
Bazı diş fosillerinde, balina kemikleri bulunmuştur. Bazı buluntularda ise çiğnenmiş balina kalıntıları ortaya çıkmıştır.
Megalodonun Nesli Nasıl Tükendi?
Dünya, megalodonun var olduğu süreç boyunca, deniz yaşamını etkileyen bir dizi değişimlerden geçti. 35 milyon yıl önceki bir soğuma akımı sonucunda, kutuplarda buzullanmalar oluştu. Jeolojik olaylar akıntıları ve yağışları değiştirdi.
Gulf Stream adlı akıntının durması bir çok sonuca vesile oldu. Besinlerin büyük deniz ekosistemlerine ulaşmasını engellendi. Bu durumda da, besin açısından zengin su, besin kaynaklarını olumsuz yönde etkiledi.
Senozoik çağda, kutuplardaki buzulların genişlemesinden dolayı, deniz seviyesindeki en büyük dalgalanma meydana geldi. Bu olay, kıyı ortamlarının ve bazı deniz türlerinin yok olmasına neden oldu.
Bu oşinografik değişiklikler sonucu deniz seviyesinde düşüşler meydana geldi. Megalodon için uygun sığ ılık su fidanlarının çoğunluğu da yok oldu. Bu durumun da, üremelerinin önüne geçtiği sanılmaktadır.
Giderek soğuyan su, ılıkkanlı bir canlı olan megalodon için uygun habitatın azaldığı anlamına gelir.
Pliyosen süresince, su sıcaklıklarının önemli ölçüde düşmüştür. Bu süreç içinde, (fosiller sayesinde) dünyanın bütün bölgelerinde megalodonun bulunmadığı doğrulanmaktadır.
Ancak ısının düşmesi, megalodonun neslinin tükenmesi için yeterli gerekçe değildir. Pliyosen boyunca megalodon dağılımı azaldı. Ancak daha soğuk enlemlerde hayatta kalabildi. Ortalama sıcaklığın 12 ilâ 27 °C olduğu yerlerde buluntulara rastlandı.
Pliyosen sırasında okyanusların soğumasıyla, megalodonun kutup bölgelerine erişimini kısıtlandığı sanılıyor. Bu yüzden, göç etmiş büyük balinalardan mahrum kaldığı sanılıyor.
Miyosen’de ve Pliyosen’de mevcut olan diğer yırtıcılar ile rekabet megalodonun azalmasında ve yok olmasında da katkıda bulunmuş olabileceği düşünülüyor.
Megalodonun neslinin tükenmesi, deniz habitatında daha fazla değişiklik için zemin hazırladı. Bazı balinaların ortalama vücut büyüklüğü ortadan kaybolduktan sonra önemli ölçüde arttı.
Sayıları artan büyük balinalar, daha küçük balinaların peşinden gitmeyi tercih etmiş olan megalodonun neslinin tükenmesinde vesile olabilir.
Megalodonun neslinin tükenmesi, büyük beyaz köpekbalığı diğer apeks yırtıcıları üzerinde, olumlu bir etkiye sahipti. Zira, megalodonun bulunmadığı bölgelere yayılabileceklerdi.
Medyada Megalodon
• 2003 yılında, BBC’nin TV belgesel dizisi Deniz Canavarları’nda megalodon tasvir edildi. Burada çağın “tehlikesi” olarak tanımlandı.
• History Channel’a ait Jurassic Fight Club adlı programında; Japonya’da bir Brygmophyseter ispermeçet balinasına saldıran bir megalodon anlatıldı.
• Shark Attack 3: Megalodon ve Mega Shark gibi filmlere konu oldu.
• 2017 çıkışlı video oyunu Ark: Survival Evolved’da göründü.
• Discovery Channel’ın Shark Week adlı serisinde megalodona yer verildi.
Dünyanın En Büyük Hayvanları Listesi
Nesli Tükenme Tehdidi Altında Olan Hayvanlar
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap