İtalyan ekonomist ve sosyolog Vilfredo Frederico Damaso Pareto İtalya’daki arazilerin %80’inin, nüfusun %20’sine ait olduğunu öne sürer. İngiltere ekonomisinde servet ve gelir dağılımı üzerine çalışırken servetin %80’inin nüfusun %20’sine ait olduğunu görür. Kalite yönetimi alanında çok önemli eserler kalem alan Joseph Juran ise etkilerinin %80’inin etkenlerin %20’sinden kaynaklandığını söyler. Bunu ise Pareto İlkesi olarak adlandırır.
Pareto İlkesi’nin ortaya çıkışı ekonomi bazlıdır. Ancak gerçekte sadece ekonomide mi görürüz bu ilkeyi? Tabii ki hayır. Hayatımızın pek çok alanında bu ilkeyle karşılaşıyoruz. Örneğin vaktimizin yaklaşık %80’ini arkadaş çevremizin %20’si ile geçiririz. Yapılan bazı araştırmalara göre trafik kazalarının %80’i sürücülerin %20’si tarafından yapılır. Bu oran kesin olarak 80 ile 20 arasında olmak zorunda değil. Yine bu ilkeye uyan farklı rakamlarla aktarılan bir örnek vermem gerekirse dünya servetinin %86’sı toplumun %8’lik kısmının elindedir.
Ekonomide Pareto İlkesi
Vilfredo Pareto’nun yaptığı analiz neredeyse pek çok ülke için geçerliydi. Örneğin şu an dünyanın en zengin 10 insanını incelediğimizde ilk 3 kişinin servetlerinin toplamı diğer 7 kişinin servetleri toplamı kadar.
Marjinal Fayda ile bu ilkeyi ilişkilendirebiliriz. Bir üretim esnasında üretime katılan ilk işçiler çok daha fazla katkı sağlayacaktır. Tek başınıza bir iş yaptığınızı düşünün. Ortaya çıkan tüm ürün sizin eserinizdir. Bir de 200 kişilik bir ekiple aynı işi yaptığınızı düşünün. Bu durumda 200’de 1’lik bir katkınız olacaktır işe. Bunu göz önünde bulundurarak şunu söyleyebiliriz ki zamanla işçi sayısı arttıkça üretilen ürün miktarı eskisi gibi hızlı bir şekilde artış gösteremez.
Az Ama Verimli Çalışın
Neredeyse ilk yıllarımızdan itibaren acaba şu mu yoksa bu mu diyerek pek çok alanda eğitim gördük. Gördüğümüz eğitimlerde ise haddinden fazla belki de hayatımızın hiçbir noktasında işimize yaramayacak şeyler öğrendik. Bunlar ile Pareto İlkesi’nin ne alakası var? Lise ya da üniversite yıllarınızda sınavlara çalıştığınız günleri düşünün. Bazen günlerce uyumayıp tüm konuları sular seller gibi öğrenebilecekmişçesine çok çalışır insan. Örneğin 100 sayfasından sorumlu olduğu bir kitabın 90 sayfasını çok iyi öğrenir. Ancak o kalan 10 sayfaya pek önem vermez. Sınav anı geldiğinde ise soruların büyük çoğunluğunun o 10 sayfalık kısımdan geldiğini görür.
O 10 sayfalık kısmı görebilmek zor olabilir. Ancak imkansız değil. Kendi deneyimlerinizi, fikirlerine önem verdiğiniz kişilerden alacağınız önerileri kullanarak asıl yönelmeniz gereken yerleri bulabilirsiniz. Zamanınızı yaratıcı ve verimli işler için harcamaya özen gösterin.
Kendinize yeni hedefler koymaktan çekinmeyin. Ancak hedeflerinizi koyarken saplam adımlar atmanız gerektiğini unutmayın. Riskleri ve sorunları iyi analiz etmeye çalışın. En çok sorun çıkaran şeylere odaklanın. Eğer o sorunları çözebilirseniz sorunlarınızın yaklaşık %80’ini çözmüş olacaksınız.
Pareto İlkesi hakkında daha farklı şeyler öğrenmek isterseniz:
Doğru azınlığı bulabilmek:
Başarılı insanların daha verimli olabilme sırrı:
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap