Yeni Kararlar Alıp Yine Başarısız mı Olmak İstiyorsun? İşte Yapman Gereken 10 Şey

Gizem Şahan

Gizem Şahan

Dreamer | Coaching & Consulting | Innovation & Creativity | Dreamcatcher | Entrepreneur

Son dönemlerde hayatınızın iç muhasebesini yaparak yeni kararlar almanız güzel. Fakat keşke bu yeni kararlarla uzun birliktelikler yaşayabilsek değil mi? Ne yazık ki bu o kadar kolay olmuyor. Bunu başarabilenler başarıya emin adımlarla ilerliyorlar. Peki bunu başaramayanlar hayatını nasıl devam ettiriyor? İşte yeni kararlar alıp başarısız olmak için yapmanız gereken 10 şey!

1) Bildiklerin sana yeter; boşver ilerleme.

İlerlemeyi seçiyorum, üzüntülerin üzerine yara bandı yapıştırmayı değil. Yaraları temizleyip gerekirse tedavi etmeyi seçiyorum, onları yok saymayı değil.



Hayatımda eğer kendi öz değerimi düşürecek insanlar varsa, onların değişeceğini ummaktansa kendim ilerlemeyi seçiyorum. İlham aldığınız, bir şeyler öğrendiğiniz kaynakları daha etkin kullanın ve öğrenmeye devam edin.


2) Farklı olma; ortalama ol.

Günümüzde ortalama insan olmak hiç bu kadar kolay olmamıştı. Bu gürültülü dünyada kendi sesimi ve içgörümü kaybetmeden sıra dışı ve farklı olmak için elimden geleni yapıyorum.



‘Peki bunca gündem arasında kendini düşünmek bencilce değil mi?’ diyorsan eğer cevabın burada: sen kendini düşünmezsen başka kim düşünecek? Düşündü mü? Düşünüyor mu? Hayır.
O zaman en azından bunu yap lütfen. Ortalama olmamak için her gün yeni şeyler öğren, kendini geliştir, oku, izle, paylaş.


3) Şikayet et.

Şikayet etmek beni aşağıya çekiyor ve beni mutsuzlaştırıyor. Düşüncelerim modumu belirliyor, modum kelimelerimi ve aksiyonlarımı. Sonra davranışlarım ve kararlarım etkileniyor. Ve kararlarım da düşüncelerimi etkiliyor.



Başa dönüyoruz. Buna izin vermeyerek, şikayet edip negatif düşünüp kendi yaratıcılığımı öldürmeyeceğim.
Odaklanabilmen için klasik müzik dinle. Müzik çok önemli bir araç, gücünün farkına var.


4) Vizyon yaratma, hayal kurma.

Gerçekten ne istediğine dair bir vizyon yarat. İşsizsen, idealindeki iş nasıl olmalı? Farklı bir şehre ya da ülkeye taşınmak durumundaysan oradaki hayatının nasıl olmasını istiyorsun? İlişkilerinde sorunlar varsa, idealindeki ilişki nasıl?



Vizyonun biraz da zor olmalı, gerçekleştirmen için sana hırs vermeli, seni heyecanlandırmalı. Seni kendine doğru çekerken aynı zamanda da oturduğun o koltuktan itmeli. Bu vizyonu içselleştir, hayal et, gerçekleştiğinde nasıl hissedeceğini düşün ve hadi içine dal. Standartlarını yükselt.


5) Sadece istemek yeter, otur ve bekle.

Çekim yasasından falan bahsetmiyorum hayır. Beynimizdeki RAS (reticular activating system) senin etrafında neler olup biteni farketmeni sağlayan kısım. Eğer hedeflerini net ve açık koyarsan, RAS ı tetiklersin.



Etrafında hedefinle alakalı şeyler görmeye ve fark etmeye başlarsın. Ve bu durum seni ileriye taşır. Odaklanmanı arttırır. Bu sebeple insanlar koçlarla çalışıyor. Hedeflerini hatırlattıkları ve daha hızlı karar almalarını sağladıkları için.


6) Sorunlarını anlatma, tek başına ve yalnız çöz.

Benimle aynı amaçları olan, tutkuları olan, iyi kalpli ve iyi niyetli, yaratıcı ve çalışkan insanlarla bir arada olmak istiyorum. Hem destek olan, hem de hatamı gördüğünde çekinmeden söyleyebilen, beni yukarı doğru iten ve içimdekileri gerçekleştirmeme yardımcı olan insanlarla.



Girişimci olmak bazı zamanlarda insanı oldukça yalnızlaştırarak izole edebiliyor. O yüzden bu yolculukta diğer girişimcilerle, arkadaşlarımla, hatta henüz tanımadığım ama harika olan insanlarla birlikte olmaya özen göstereceğim.


7) Vakit kaybet.

Daha üretken, daha verimli çalışmak önemli. Pomodoro Tekniği de bunun için geliştirildi. Bilmeyenler için, odaklanabilmek ve daha verimli çalışmak için güzel bir teknik. Henüz denemediyseniz, enteresan olabilir. İlgili içeriğe buradan ulaşabilirsiniz.



Ben de yeni projelerimi geliştirirken ve kitabımı yazarken 25 dakika odaklanarak ve sonrasında aralar vererek minimum 4 farklı Task üzerinde çalışmaya çalışacağım. Her geçen gün daha üretken olmak için değişik yollar deniyorum.
Yeni şeyler üretirken, farklı tekniklerle de kendimi geliştirmem mümkün. Enerjimi ve zamanımı harcamayarak.


8) Değişime ayak uydurma, hissetme.

Değişim hayatın parçası. Bazen çok pozitif, bazen de hiç öyle değil. Eğer sürekli gelişime ya da ilerlemeye odaklanırsan, değişimi de yönetebiliyorsun. Kenarda durup hiçbir şey yapmadan izlemek tabii ki çok daha kolay ve sancısız ama bir süre sonra seni güçsüzleştirerek elinden kontrolü alıyor.
Hayatımızın bazı konularını kontrol edemiyorsak da, bu konularda bir şey yapmak istemiyoruz. Kendimizi canlı hissetmemiz için bir şeyler yapmamız gerekiyor öyle değil mi?



Tabi ki söylemek yapmaktan çok daha kolay. Kendinizi kaybolmuş, hapsolmuş, ve hislerimiz tarafından ihanete uğramış hissediyorsak neler olup bittiğini anlayamamamız gayet doğal.
Bu kaotik zamanlarda biraz açıklığa ve yeni tanımlamalara ihtiyacımız var belki de. Hatta eskisinden çok daha fazla. Ama bunun için öngörüye ve sakince kendimizi izlemeye, sorgulamaya, araştırmaya ihtiyacımız var. Belki de biraz yalnız kalmaya.

“Herkes gibi olmak için her şeyi unutup hiçbir şey olmamış gibi yapmalıydım. Uzun bir süre kimseyle konuşmadım; içime döndüm. Dünya ile arama uzaklık koydum. Dünya güzeldi, içim de güzel olsun istedim. İçimde bir suçluluk, hatta kötülük yokmuş gibi yaparsam, yavaş yavaş kötülüğü unuturdum. Böylece hiçbir şey olmamış gibi yapmaya başladım. Hiçbir şey olmamış gibi yaparsanız ve gerçekten de hiçbir şey olmuyorsa, hiçbir şey olmaz sonunda” – Orhan Pamuk (Kırmızı Saçlı Kadın)


9) Her şey senin kontrolündeymiş gibi davran.

Dolar, Euro yükseliyor, terör saldırıları, dünyadaki açlık… Kontrol etmek isterdim ama edemiyorum. O yüzden gerçek dünyanın karanlığına kapılıp moralimi bozmaya devam edebilirim. Çok kolay bu. Asıl zor olan biraz dışarıdan bakabilmek.
Labirenti ararken labirentin içine hapsolduğumuzu fark edemiyoruz bazen. Bu labirentten fazla hasar almadan çıkmaya çalışıyoruz çoğumuz. Bir kısmımız da labirentin bile farkında değiliz. Ben de bazen kaybolmuş hissettim, itiraf ediyorum.
Ama bu kayboluşlar benden ziyade başkalarının hakkındaydı. Ülkemizin geleceği hakkındaydı. Ailem hakkındaydı.



Profesyonel anlamda çoğu şeyi çözerken, en yakınımdakilerin bazı sorunlarını çözemeyeceğimin farkına varmak acılı ama oldukça gerçek bir deneyim oldu. Her şeyi çözemeyeceğimi fark ettim, çözmem gerekmediğini, sadece yanlarında olarak destek olmanın bile yeterli olabileceğini. İnsanız ve insanlara ihtiyacımız var. Bazen sadece insan olduğumuzu hatırlatmak gerekiyor kendimize.


10) Tamam hadi yap o listeyi ama nasılsa yarım bırakacaksın. En iyisi hiç başlama.

Liste de liste:) Listeyi yazıp bırakıp herşeyin iyi olacağını, yoluna gireceğini düşünmek çok naif ama bir o kadar da etkisiz bir yöntem. Olasılıklarımızı arttırmamız şart.
Hayatımızı değiştirmek için yıllık liste yapmak yeterli değil şüphesiz ama bir yol haritasına ihtiyaç duyuyoruz özellikle de kaybolmuş hissettiğimizde bakıp da kendimizi ve hedeflerimizi hatırlatacak listelere.
Eğer listelerimizdeki maddeleri yapmıyorsak kendimizi suçlu ve başarısız hissediyoruz. O yüzden daha basit ama anlamlı hedefler koyarak daha büyük resme doğru adım adım yaklaşmanın beynimizdeki seratonin ve dopamin seviyesinin artması için çok daha önemli olduğunu farkediyorum.
Hızlı aksiyon almak. Ve her gün, her hafta, her ay değişimimizi izlemek.
Sanatla, yaptığımız işlerle, kelimelerimizle, birbirimize davranışlarımızla yaratıyoruz zamanı. Geçmiş, birlikte yazdığımız bir hikaye.
Başarılar diliyorum.
Dilerseniz beni Instagram’dan takip edebilirsiniz: @gizemsahancoaching

This post is also available in: English

Kategoriler: Yaşam

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version