Türkiye’de Eğitim Müfredatına Acil Bir Şekilde Dahil Edilmesi Gereken 8 Ders

Cyaffel Gusto

Cyaffel Gusto

Üretemediğim her günü yaşanmamış sayarım.

Gelişmiş ülkeler eğitim sistemlerini fazlasıyla güncel tutuyor ve teknolojik, toplumsal gelişmeler ile beraber bu sistemi sürekli yeniliyorlar. Biz de okullarımızdaki müfredat bilim, teknoloji ve sosyoloji odağında güncellense nasıl olur diye düşündük. Ve bir heyecanla müfredata acil bir şekilde dahil edilmesi gereken dersleri derledik.

1) Kodlama / Yazılım

Dünyanın ve teknolojinin yeni dili olan ‘yazılım’ birçok Avrupa ülkesinde zorunlu temel eğitim müfredatına dahil edilmiş durumda. Bilim insanları, teknoloji girişimcileri yazılıma yatırım yapmayan kurumların ve bireylerin yeni dünyanın dışında kalacaklarını söylüyorlar.
Bugün en temel ihtiyaçlarımız için bile her gün yüzlerce uygulama yayına alınıyor. Kaldı ki uygulama alanı bunun çok çok küçük bir parçası. Yazılım hayatımızı yönetiyor aslında. Bilgisayar teknolojileri, IoT, robotlar, otomotiv ve dahası…




2) Girişimcilik

Girişimciliğin bir kariyer seçimi olarak sunulmuyor, anlatılmıyor olması da müfredatımızın eksiklerinden. Gençler girişimcilik dünyası ile üniversiteye geldiklerinde tanışıyorlar, onlar da şanslı olanları… Girişimcilik bölümü bile yalnızca birkaç üniversitemizde bulunuyor.
Bunun bir seçim olarak değerlendirilebileceği tercih aşamalarında bizlere aktarılsa ve girişimcilik kültürü ile daha genç yaşlarda tanıştırılıp bilinçlendirilsek ne kadar da güzel olur değil mi?


3) Robotik

Makine mühendisliği, uçak mühendisliği, uzay mühendisliği, elektronik mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, mekatronik mühendisliği ve kontrol mühendisliği dallarının ortak çalışma alanı olan Robotik, günümüz dünyasının en hızlı büyüyen alanlarından biri. Birtakım liselerde robotik takımları bulunuyor, aslında gençlerimiz bu alana çok ilgili fakat müfredatımızda yer almıyor.




4) Eğitimde Teknoloji ve Tasarım

Bilhassa eğitim fakültelerinin ve öğretmen adayı olan herkesin eğitimde teknolojiyi kullanabilmesi ve sınıf ortamını öğrencilerinin öğrenme motivasyonuna, hızına ve şekillerine göre tasarlayabilmesi gerekiyor. Yalnızca dersi anlatmak, bilgisayar ya da akıllı tahtadan sunum/video göstermek ne yazık ki şu an ki teknolojik gelişmeyle uyum içerisinde değil. Dersler birçok öğrenci için artık daha sıkıcı. Doğdukları andan itibaren bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlar ile tanışan bir jenerasyona yeni bir şeyleri öğretebilmek için çağı yakalamak, teknolojiyi de dahil ederek meraklarını ve ilgilerini derste tutabilmek gerekiyor. Bunun için eğitim fakülteleri öğretmen adayları için bu dersleri vermeye başlamalı ve öğretmenler daha donanımlı yetişmeli ki gelecekte daha başarılı olacak bir nesil yetiştirmek için öğretmenlerimiz daha yetkin olabilsinler.


5) IoT (Nesnelerin İnterneti)

Yazılımdan bir sonraki adım olarak nesnelerin internetinden bahsedebiliriz. Kullandığımız her nesneyi internet üzerinden yazılımlar ile kontrol edebilir, bizlerin karmaşık buldukları işleri saniyeler içerisinde yapmalarını ve hayatımızı kolaylaştırmalarını izleyebiliriz. Bu yüzde IoT’yi iyi anlamalı ve fikirleri ile dünyayı değiştirenler arasında yerimizi almalıyız. Bu konuyu ortaokuldan itibaren müfredata alarak, yaratıcılıkları ve hayal güçleri daha aktif haldeyken bizler için yenilikler üretmeleri için teşvik etmeliyiz.




6) Çeşitlilik

Mülteci krizinin en çok hissedildiği ülkelerin başında gelen Türkiye’de, mülteciler ile beraber toplumun her noktasında ayrımcı söylemler ve nefret söylemlerinde artış hat safhada. Ülkemizdeki farklı kültürlerin bir arada yaşayabilmesi ve uyum ile hareket edebilmesi için toplumdaki ayrımcı yaklaşım ve söylemleri ortadan kaldırabilmeliyiz. Bu yüzen henüz bu konularda kalıplaşmış yargılara sahip olmayan çocukların ilkokuldan itibaren, “Çeşitlilik (diversity)” dersleri ile farklılıkların bizi geliştirdiği ve beraber yaşayabilme öğretilerinin öğretilmesine ihtiyacımız var.


7) Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Cinsiyetçi söylemler ve ataerkil bir yapı tarafından kurulmuş toplumsal yargılar nedeniyle bireyin kendini tanıması pek mümkün değil. Her gün yaşanan kadın cinayetleri, cinsel tacizler, tabular ile beraber en çok ihtiyaç duyduğumuz konulardan birisi toplumsal cinsiyet dersleri. Kadın erkek ayrımı yapmak yerine hepimizin eşit olması için toplumumuzu yeniden şekillendirmeye ihtiyacımız var.




8) Maker Kültürü

Maker Kültürü, teknoloji ve “kendin yap” kültürünün birleşmesinden oluşan, dünyada hızla yayılan bir akımdır. Yemek yapmaktan, model uçak yapmaya, elektronik devreler ve motorlar aracılığı ile yapılan bir model araçtan, 3 boyutlu yazıcılar ile basılan ve üretilen her ürün, süs eşyası, takı, oyuncak aslında Maker hareketi kapsamında, Maker ruhu ile yapılmış kabul edilebilir.
Maker Hareketi öncülerinden Dale Dougherty‘nin tanımına göre, “Maker ruhunun” temelinde
rekabet yerine paylaşım, para yerine yetenek, yoğun ezber bilgi yerine deneyim vardır.
Tüm dünyada hızla yayılan ve özellikle de çocukların yoğun ilgi gösterdiği Maker kültürü, küçük yaşlardan itibaren bireydeki üretkenliği, cesareti, kolektif çalışma bilincini, iş disiplinini ve tutkuyu olumlu anlamda tetikliyor.
Kaynak 1, 2, 3
Kategoriler: Başarı

Yorumlar (0) Yorum Yap

/