Mutluluk

Doğan Turan

Doğan Turan

Türkiye Girişimcilik Vakfı Fellow- www.glocalzone.com- www.doganturan.com

Geçenlerde bir dostumla ‘paylaşmak’ üzerine çok kısa bir sohbetimiz oldu. ‘Paylaşmanın tadına varmak’ üzerine geçen sohbetimizde en son ne zaman, neleri, ne kadar paylaştığımız üzerine konuştuk. Genel olarak durumumuzu sorguladık aslında. Biz gerçekten insanlara ne veriyoruz? Neyi, ne kadar paylaşıyoruz? Siz de soruyor musunuz bu soruyu kendinize?
İnsan, öz itibariyle paylaşmaya mecburdur. Sorunsuz biçimde yaşayabilmek için toplumdan bir şeyler alıp, bir şeyler vermek durumundayız. Bu alışveriş ortamı beni hep mutlu etmiştir. Maddi karşılığı da olsa karşılıklı bir akış olması çok hoşuma gidiyor. Fakat, bana göre bu paylaşımların en güzelleri karşılıksız olarak yapılanları. 
Örnek olarak Osmanlı zamanında yapılan bir uygulama, küçüklüğümde, içi boş olan sosyal bilgiler dersinde dinlediğim zamandan bu yana hiç aklımdan çıkmadı. Uygulama ‘Sadaka Taşı’. Belki duymuşsunuzdur, sadaka taşlarına herkes gücü yettiği kadarıyla para bırakırmış ve muhtaç olan insanlar da gerçekten kendi ihtiyaçları kadarını alıp, geri kalanını olduğu yerde bırakırlarmış. Bununla ilgili okuduğum bir yazıda 17. yy’da bir Fransız gezginin İstanbul’daki notlarından bahsediliyordu. Kendisi, üzerinde para bulunan sadaka taşındaki paranın tam 1 hafta boyunca kimse tarafından alınmadığı yazıyordu. Oysaki bulunduğumuz şu dünyada, Youtube’daki videolardan yere yapıştırılmış 1 TL’yi gizlice almaya çalışan insanların düştükleri komik halleri izler olduk. Kimseye bunun için kızmıyorum, kızamıyorum. Sadece sorguluyorum, biz ne kadar paylaşıyoruz? 
Son olarak sizlere paylaşımın önemi ile ilgili keyifli bir hikayeden söz etmek istiyorum. Bize her zaman fırsatları iyi değerlendirmemiz gerektiği konusunda sonsuz tavsiyeler veriliyor. Doğru zaman + doğru yer = doğru sonuç denklemi girişimcilikte çok önemlidir. Esasen hayatın her alanında böyledir. Ben şimdi size Hüseyin abiden bahsetmek istiyorum. Kendisi fırsatları çok iyi değerlendirmeyi bilen bir girişimci. Hüseyin Abi, İzmir’de kendi işinde çalışan, günde 20 TL kazanarak hayatını onurlu bir şekilde sürdüren bir abimiz. Geçtiğimiz dönemde Hüseyin Abi, hurdaları taşıdığı arabasıyla,Yenişehir İzsu otobüs durağının oralardayken bir aracın ona çarpıp kaçması ile yaralandı. Hem fiziksel olarak hem de duygusal olarak. Çünkü Hüseyin Abinin ekmek teknesi de orada kullanılmaz hale gelmişti. Daha sonra bir şekilde, çarpıp kaçan, iş adamı olan araç sahibi bulundu ve Hüseyin Abi ile uzlaştırılmak üzere bir araya getirildi. Hüseyin abi, ünlü iş adamının uzlaşma teklifini kabul etti. Alın size fırsat! Belki de ne isterse alabilecek olan, hayatını değiştirebilecek olan Hüseyin Abinin teklifi çok açıktı; ihtiyaç sahibi 100 tane çocuğa mont.
Montlar sahiplerine iletildi, Hüseyin Abinin arabası tamir edildi, iş adamının belki de hayata bakışı değişti. Dünyanın, Hüseyin Abi gibi yeni nesil Robin Hood’lara ihtiyacı var. Dünyayı Hüseyin Abiler yaşanılır hale getiriyorlar. Mutluluğun en güzel kaynağı paylaşmaktır, deneyelim. Hepimize örnek olması dileğiyle.
Kategoriler: İlham, Motivasyon

Yorumlar (0) Yorum Yap

/