Robert Burton’un 17. yüzyılda kaleme aldığı, Melankolinin Anatomisi adlı eser, alışılmışın dışında görüşleri içinde barındırıyor. Burton’a göre, insan ne kadar mutlu hissederse hissetsin, melankoliyi hayatından çıkaramaz.
Kitabında melankolinin biyolojik ve psikolojik sebeplerini anlatmakla birlikte, melankolinin insan doğasına tamamen uygun olduğunu, ondan kötü etkilenilmemesi gerektiğini savunur.
1) Hayatımız da, tıpkı gökyüzü gibi, bazen iyi, bazen gölgeli, fırtınalı ve sakindir; tıpkı bir gül gibi dikenleri ve çiçekleri vardır; bir yılın ılıman bir yazı, çetin kışı, kuraklığı ve yine serin yağmurları olduğu gibi hayatımızda neşe, umut, korkular, üzüntüler ve iftiralar birlikte var olur. Zevk ve acı birbiri ardına sıralanır.
2) Bir faninin hayatta daimi bir mutluluk araması kadar saçma ve gülünç bir şey yoktur.
3) Çoğu kez kendimizi mahvetmeye uğraşıyoruz; Bize armağan edilen, sağlık, zenginlik, güç, zeka, eğitim, sanat ve hafıza gibi güzel şeyleri kendi sonumuz için kullanıyoruz. Kendi çöküşümüzü kendi silahlarımızla hızlandırıyoruz.
4) İnsanoğlunun en kötü düşmanı yine insanoğludur; bir dürtüyle kötülük yapmaya hazırdır. İnsanoğlu kendinin ve diğerlerinin celladı, kurdu ve şeytanıdır.
5) Ben önemli biri değilim, küçük hırsları ve geleceği olan bir hiç kimseyim.
6) Her kim iradesini kontrol edebiliyorsa, özgürdür, cesurdur ve kendine sadıktır; Her kim ise o kişi, ne yoksulluk ne ölüm, ne kelepçe korkutur onu; Kendi arzularının bekçisidir, rütbeyi bir görür. Doğrudur ve dürüsttür.
7) Bizi en çok hırpalayan kendi budalalığımızdır, deliliğimiz, zayıflıklarımız, kendimizi idare etme yetimizin eksikliği, şehvet düşkünlüğümüz, aşırılıklara ve endişelere kolay kapılmamızdır.
8) Sevinçlerimizin ortasında bizi her zaman kederlendiren bir şeyler vardır.
9) Bilginin artması, acının artması demektir.
10) Hayallerinin olmadığını düşünen, hayal dünyasında yaşıyordur.
This post is also available in:
English
Yorumlar (0) Yorum Yap