Fransız sanatçı Marcel Duchamp sanat tarihini değiştiren isimlerin başında geliyor. 1887-1968 yılları arasında yaşayan sanatçı, şüphesiz 20.yüzyılın en önemli sanatçıları arasında.
Hayatı boyunca ‘sanat nedir?’ sorusuna yanıt arayan Duchamp, alışılmış tüm estetik kalıplara karşı gelen Dadaizm akımının kurucuları arasındadır.
Klasik sanat anlaşını tümüyle reddeden sanatçı bu bakımdan tam bir anarşisttir. Dada akımının dışında Kübizm, Fütürizm, Dışavurumculuk akımlarında da etkili olan sanatçı, özgün kişiliğiyle ve ortaya koyduğu eserlerle klasik sanata yeni bir soluk getirmiştir.
Duchamp’ın sanat tarihine damgasını vurmuş ve o günün sanat camiasında derin tartışmaların çıkmasına sebep olmuş çok önemli bir eseri var: Fountain(Çeşme).
Eserin hikayesine biraz daha yakından bakalım.
1917 yılında Duchamp’ın da üyesi olduğu Bağımsız Sanatçılar Derneği, ‘Jüri yok, ödül yok’ mottosuyla büyük bir sergi düzenleyeceğini duyurdu. Duchamp da sergiye göndermek için bir sanat eseri düşündü ve tuvalet malzemeleri satan bir dükkana girdi. Beğendiği bir pisuvarı satın aldı, imzaladı ve sergiye gönderdi.
“Amacım, güzelliği veya çirkinliğiyle herhangi bir şekilde ilgimi çekmeyen bir obje seçmekti. Yani, baktığımda bir ilgisizlik noktası bulmak.”
Duchamp pisuvara sadece isim vermiş ve bir de imzasını atmıştı. Doğal olarak pisuvarın üretim aşamasına da hiçbir şekilde dahil olmamıştı.
Onun Fountain ismini verdiği bu eser, herhangi bir fabrikada üretilmiş diğer milyonlarca pisuvardan hiçbir farkı olmayan bir pisuvardı sadece.
Böyle bir eser karşısında sergi komitesinin kararı net oldu. Fountain bir sanat eseri olarak görülmedi ve sergilenmedi.
Bu karar neticesinde sanat çevresinde ortalık karıştı ve birçok tartışma çıktı. Duchamp dernekten ayrıldı. Sanatı bir zanaat olarak değil, bir fikir olarak gören Duchamp’a göre önemli olan, eserin yapılma şekli veya kullanılan malzemeler değil, eserin arkasında yatan fikir/motivasyondu.
New York’lu Dadaistler, The Blind Mind dergisinde Fountain’in neden bir sanat eseri olduğunu şu 3 argümanla savundular:
1) Objenin seçimi başlı başına yaratıcı bir süreçtir.
2) Obje işe yarar özelliğinden koparıldığında bir sanat eseri haline gelir.
3) Objeye bir isim verip, bir sanat galerisinde sergileyerek objeye yeni bir fikir veya anlam verilmiş olur
2) Obje işe yarar özelliğinden koparıldığında bir sanat eseri haline gelir.
3) Objeye bir isim verip, bir sanat galerisinde sergileyerek objeye yeni bir fikir veya anlam verilmiş olur
Fountain, Duchamp’ın ölümünden 36 yıl sonra, 2004 yılında 500 sanat uzmanı tarafından ‘modern sanatın en çok iz bırakan eseri’ seçildi.
İkinci sırada Picasso’nun 1907’de resmettiği ‘Avignon’lu Kadınlar’ tablosu yer alırken, üçüncü sırada ise Andy Warhol’un 1962 yapımı ‘Marilyn Diptych’ adlı eseri yer aldı.
”Modern sanatın en büyük eseri olarak Picasso’nun ya da Matisse’in bir tablosunun değil de Duchamp’ın pisuvarının seçilmesi beni şaşkınlığa uğrattı” – Sanat uzmanı Simon Wilson
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap