Kış Günlerinde İçinizi Isıtacak Mutluluk Formülü: 11 Maddede Danimarka’nın Hygge Felsefesi

Elif Özçakmak

Elif Özçakmak

İTÜ - İşletme Mühendisliği | Editör @ceotudent

Soğuk havalar, karanlık günler, kasvetli atmosfer… Çoğumuz böyle günleri sevmiyor, böyle günlerde mutlu olacak motivasyonu kendimizde bulamıyoruz. Biz belirli bir dönemde kendimizi bu duruma uyarlamakta zorlanırken, bir de yılın neredeyse her gününü bu koşullar altında yaşadığınızı düşünün… Dünya’nın en mutlu ülkelerinin bulunduğu Kuzey Avrupa’dan özellikle Danimarka, bu durumla başa çıkmayı başarmış olacak ki, mutluluk oranları bir hayli yüksek.
Peki nasıl?




Dünya’nın en mutlu ülkelerinden Danimarka, kendine bir felsefe geliştirmiş: Hygge felsefesi.

Kelime anlamı olarak; İngilizce’deki “coziness” kelimesi gibi, rahatlık, samimiyet, sıcaklık kelimeleriyle, “rahatlatıcı, samimi bir ortamda ruhun sıcacık hissetmesi” şeklinde açıklayabiliriz.




Mutlu hissetmek için yalnızca bir ev ortamında olmanız gerekmiyor. Hygge felsefesine uygun bir ortamda da, “evde” hissetmeniz mümkün.

Bu felsefeye göre, mutlu hissetmek için ortamınızda loş ışık, fırından yeni çıkmış sıcacık kurabiyeler, yün çoraplar, sıcak içecekler gibi şeyler olmalı.


Bu mutluluk atmosferi için ışıklandırma çok önemli. Olabildiğince doğal ve loş bir ışıklandırma elde etmek için, mumlardan yararlanabilirsiniz.

Danimarka’da bir kişi yıllık ortalama 5,8 kg mum tüketiyormuş. Demek ki, mutlu bir ortam için mum ışıkları oldukça önemli.




Anda kalın. İçinde bulunduğunuz ana odaklanmak bu felsefenin en önemli şartlarından biri.

Ekrandan kafanızı kaldırın ve yanınızdakilere, içinde bulunduğunuz ana ve atmosfere odaklanın.


Evin içinde, herkes eşit derecede hak ve sorumluluklara sahip olmalı.

Misafirperver Türk insanları, eve misafir geldiğinde hizmet etmek için adeta kendini parçalar. Bitmek bilmeyen hizmet ve ikramlarla günün sonunda mutluluktan çok “yorgunluk” hissetmesi çok normal. Hygge felsefesinde ise herkes eşit. Sofra beraber kurulur, beraber kaldırılır, herkes işin bir ucundan tutar.




Keyif alacağınız şeylerle biraz kendinizi şımartabilirsiniz.

Avrupa kıtasında kuzeye gidildikçe yıllık tüketilen şeker miktarı da artıyor. Bu, biraz da iklimle alakalı. Sıcak çikolata, kahve, biraz bitki çayı veya tatlılar size iyi gelecektir. Tabi abartmamak lazım. 🙂


Küçük büyük fark etmez, sahip olduğunuz şeylere minnettar olun.

Yanınızdaki aileniz de olur, bir tepsi kurabiye de olabilir. Elinizdekilerin değerini bilip, onlara minnettar olmanız, sizi iyi hissettirecektir.




İçinde bulunduğunuz ortamda, rahatlık ve konfor oluşturun.

Rahat kıyafetler, minderler, rahat koltuklar… Kendinize, rahat hissedeceğiniz bir ortam oluşturun.


Uyumlu olmayı öğrenmelisiniz. Rekabet içerisine, kendini kanıtlama çabasına girmeden, çevre ile uyum içinde olun.

Hygge felsefesi, insanların gösteriş yapmadan, kendini övmeden, birbiriyle uyum içerisinde yaşamasını öneriyor.




Hygge felsefesinde stres ve gerginliğe yer yok.

Kendinizi kaostan uzak tutun. Sizi üzecek, enerjinizi düşürecek olan insanları da kendinizde uzak tutun. Bunlar, mutlu bir hygge ortamında olmaması gereken şeylerdir.


Sevdiklerinizle birlikte olmanın mutluluğunu hissedin.

Dostlarınızla, ailenizle keyifli anlar yaşamak önemlidir. Onlarla birlikte olduğunuzda, “evde olma hissi” ile birlikte, güvende ve mutlu hissedersiniz.




Danimarkalılar, bazılarımız için rahatsız edici olan hava koşullarına rağmen mutlu olmak için güzel bir felsefeyi benimsemişler ve işe yarıyor gibi görünüyor.
Siz mutlu hissetmek için neler yapıyorsunuz?

This post is also available in: English

Kategoriler: Psikoloji, Yaşam

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version