3 bin yıllık geçmişe sahip Orta Asya kökenli bitki türü Kenevir, siyasi çıkar grupları tarafından yaklaşık 100 yıl önce halkın zararına diğer sektörlerin başındaki iş adamlarının yararına olacak şekilde yasaklanmıştır. Ancak içinde yaşadığımız çağda görmekteyiz ki bu bitkinin tamamen yasaklanması kullanma niyetindeki insanlara engel olmamakta ancak dünyanın en verimli bitkilerinden olan kenevirin özgürce yetiştirilmesinin yasaklanması ekonominin gelişmesine ve doğanın yenilenebilir niteliğini efektif bir şekilde kullanmasını engellemektedir. Bu nedenle kenevir yetiştirilmesi kısıtlamalar olmaksızın yaygınlaştırılmalı ve tarlaların yakılması, ürünlerin imha edilmesi engellenmeli çünkü dünyanın en kullanışlı tarımsal ürünlerinden biri olan bu bitki türü, yalnızca kendi çıkarlarını düşünerek medyada bu bitkiyi kötü tanıttıran global siyasetçilerin iddia ettiğinin aksine, yalnızca esrar ve uyuşturucu madde tüketiminde kullanılmıyor.
İçinde yaşadığımız çağın en önemli sorunlarından biri olan küresel ısınmayı çözmenin sırrının keneviri yasallaştırma ve üretimini arttırmakta saklı. Çünkü petrol yan ürünü olan plastik ve tekstil ürünleri doğayı geri dönüşü olmayan bir şekilde kirletmeye başladı. Kenevirden yapılan tekstil ürünleri ve şişeler ise plastik ve sentetik hammaddeli olanlara oranla daha uzun süre kullanılabilir ve geri dönüşmesi çok zor olan, çabucak dayanıklılığını yitiren maddelerin aksine doğayı kirletmez.
Bir ağacın yalnızca üç kez, kenevirin ise sekiz kez kağıda dönüştürülebilir bir geri dönüşüm kapasitesi vardır. Aynı şekilde bir dönümlük kenevir tarlası 25 dönümlük ormandan çok daha fazla oksijen üreterek havayı temizlemede yardımcı olabilir.
Çok az suya ihtiyaç duyarak, diğer bitki türlerine kıyasla çok daha hızlı yetişen, tarım ilaçlarına gerek kalmaksızın serada dahi üretiminin yapılması gibi özellikleriyle ön plana çıkan kenevirin, bir dönümünden 4 dönüm ağacın üretebileceği kağıdı sağlayabilmesi gibi etkenler, sadece esrar yapımında kullanıldığı için bu bitkiyi görmezden gelmemek gerektiği konusunda göze çarpan önemli faktörlerdendir. Üretim sürecinin hızlanıp kolaylaşması ise gösterilmesi yasaklanan “kenevir kotu” reklamlarından sonra satışların artmasından gözlemlenebileceği üzere kaliteli ürünlere çok daha uygun bir fiyattan ulaşmayı sağlıyor.
Doğayı beraber paylaştığımız hayvanların doğal yaşam alanlarının kenevirin alternatifi olan petrol ürünleriyle ne kadar kirlendiğini de oldukça kritik bir mesele olan kenevirin yasaklanması hakkında hipotezler üretirken göz önünde bulundurmak gerekir. Artık ne yazık ki gittikçe kirlenen sular yüzünden pek çok hayvan ya hayatını kaybetmekte ya da hastalanmaktadır. Kenevir ise çevreye zarar vermeyen boya ve sabun yapımında kullanılan tek madde, zira diğer esanslı sabunlar içerdikleri kimyasal maddelerle sadece insanların cildine değil suda çözünmeyen yapısıyla doğaya da zarar veriyor. Kenevirin moda sektörüne olası ve halihazırda katkılarından en önemlisini ise “fast-fashion” algısının bu kadar yaygınlaştığı bir çağda insanlığa hem kendi sağlıkları hem de cepleri açısından en uygun maliyetli ürünleri sunabilmeleridir. Giydiğimiz ürünlerin çoğu petrol yan ürünlerinden yapılan sentetik maddelerle büyük oranda karıştırılmıştır. Sentetik yapımının pek bilinmeyen daha ucuz yolu ise, sağlıklı hammaddesi ve saplarındaki dayanıklı ve uzun lifleriyle kenevir üretimidir. Kanvas kelimesinin adını kenevir ürünlerinden birinden alması ve ilk kot pantolonun hammaddesinin bu bereketli bitki türü olduğu göz önünde bulundurulduğunda, tekstil sektörünün bu yasaktan ne kadar olumsuz etkilendiği görülebilir. Kenevir üretiminin artması ve yasallaşmasının tekstil sektöründeki en önemli yararlarından biri sentetik ürünlerin üretiminde artık sağlıksız petrol ürünü polyesterlere mecbur kalınmaması veya pamuktan çok daha kolay yetiştirilmesiyle kıyafetleri daha ucuz kılmasının yansıra ip, halat, ayakkabı, halı, çanta ve çuval gibi dayanıklı ürünler çıkarılmasında en etkili madde olmasıdır.
Birkaç yıkamada çabucak kullanım vadesini dolduran ve yetişme aşamasında yoğun emek, bol tarım ilacı isteyen pamuk yerine, kolaylıkla ulaşılabilir önemli bir sentetik lif kaynağı olan kenevirin seçilmesi insanlığa en üst seviyede hizmet vermeyi kolaylaştıracaktır.
AIDS ve kanser tedavisinden migren ağrılarına kadar pek çok alanda saymakla bitmeyen faydaları olan kenevirden yapılan ilaçlar, sınırlandırılmış üretim izni yüzünden olması gerekenden daha pahalı fiyatlarla ve deney yapımındaki yeteriz serbestlik yüzünden potansiyel kalitesine ulaşamadan vitrinlerde yerini alıyor. Bu nedenle, kenevirin medikal amaçlı kullanımının yasallaştırılması iyi bir başlangıç olarak düşünülebilir, ancak yeterli değil. 29 Eylül’de esrar yapımında kullanılan çiçeği imha edilmek üzere 19 ilimizde yasallaştırılan kenevir üretiminin esrarın kötü amaçlarla kullanımı üzerinde etkisi beklenildiği gibi bir artışa sebep olmadı, ancak ekonomi, tekstil ve sağlık sektörü için daha üretken bir karar olduğu aşikâr. Yetiştirilmesine küçük kapsamlı kısıtlamalar getirilerek kötü amaçlı üretimi kontrol etmek yerine kenevirin direkt yasaklanması, hastalıkların en efektif bir şekilde tedavi edilmesi için doğru bir hareket olarak düşünülemez.
Çoğu zaman uyuşturucunun kurbanı olan gençler ise nesillerinin refah seviyesini yukarıya taşıma ihtimali olan keneviri, bilinçsiz eğitim yüzünden bir sanayi hammaddesi olarak değil geçici buhranlarından kaçabilecekleri farklı bir dünya olarak görüyorlar ancak hem psikolojik hem fiziksel sağlıkları için kenevir son derece pozitif etki yaratma potansiyeline sahip bir bitki türü.
Yorumlar (0) Yorum Yap