Aslında Hepimizin Aradığı Şey: Kendini Yalnızca Gerekli Olanla Sınırlama Sanatı

Ne kadar çok sorumluluğunuz, göreviniz var değil mi? Cevaplamanız gereken mailler, aileniz, temizlemeniz gereken bir eviniz ve daha pek çok sorumluluk… Bazen küçük küçük görünen bu şeyler günümüzün neredeyse tamamını dolduruyor. Günün sonunda ise kendimizi çok yorgun hissederiz. Yazar Thomas Oppong hayatınızı nasıl sadece gerekli olanla sınırlayabileceğinize dair bir yazı kaleme almış. Gelin birlikte bakalım:
Birçoğumuz hiç durmadan e-postalar, bildirimler, toplantılar, ve birçok sorumluluk gibi sonsuz bir akış içindeyiz. Her geçen gün daha çok çabalıyoruz. Gün sona erdiğinde son derece yorulmuş oluyoruz ve ertesi gün, yine, yeni bir akışa başlıyoruz.

Aşırı bilgi yükü beynimizi öldürüyor.




Seçimin Görünmez Gücü

“Tutum bir seçimdir. Mutluluk bir seçimdir. İyimserlik bir seçimdir. İyilik bir seçimdir. Saygı bir seçimdir. Yaptığınız seçim ne olursa olsun sizi siz yapar. Akıllıca seçin.” – Roy T. Bennett

Çok uzun süredir seçimlerin (seçeneklerimizin) dış yönünü aşırı vurguladık ve içsel seçme yeteneğimizi (eylemlerimizi) yeterince vurgulamadık. Enerjinizi ve zamanınızı nereye odaklayacağınızı bilerek kasıtlı seçimler yapmadığınızda, diğer insanlar sizin için seçim yapacak. Çok geçmeden sizin için anlamlı ve önemli olan her şeyi gözden kaçırmış olacaksınız.

Ya günlük olarak bilinçli seçimler yapabilir ya da başkalarının gündemlerinin yaptığınız şeyi kontrol etmesine izin verebilirsiniz!

Seçme yeteneğinizi unuttuğunuzda çaresiz kalırsınız ve diğer insanların seçimlerinin bir işlevi haline gelirsiniz. Başkalarına sadece gücü değil, aynı zamanda sizin için seçme hakkını da veriyorsunuz. Gün, hafta veya ay içinde yapılacaklar listenizde nelerin olacağını seçme hakkınızdan vazgeçmeyin.


Karar Yorgunluğuna Dikkat Edin

“Bir şeyler yapmak çok fazla güç gerektirmez ancak ne yapılacağına karar vermek büyük bir güç gerektirir.” – Elbert Hubbard

İnsanlar pek çok karar verdikten sonra daha kötü kararlar verme eğilimindedir. Psikologlar buna “karar yorgunluğu” diyor: Ne kadar çok seçim yapmak zorunda kalırsanız kararlarınızın kalitesi o kadar kötüleşir. Bazı tahminlere göre, ortalama bir yetişkin günde 35.000 karar veriyor. Bunu doğru okudunuz. Yorgun olmanıza şaşmamalı. Günün erken saatlerinde uzun bir karar alma seansından sonra, gerçekten aktif olmak ve işinizi en iyi şekilde yapmak istediğiniz günün ikinci yarısında kararlarınızın kalitesi düşer.


80/20 Kuralını Hatırlayın

Eminim 80/20 kuralı olarak da bilinen Pareto ilkesini duymuşsunuzdur: size en çok faydayı sağlayan birkaç şeye odaklanın. İlke, birçok olay için etkilerin yaklaşık %80’inin nedenlerin %20’sinden kaynaklandığını belirtir.
Muhtemelen her iş gününde size çok fazla şey yükleniyor ve bir dakika ayırıp neyin önemli, neyin acil olduğunu belirlemekle, bunları dengelemekle çok meşgulsünüz. Kendinizi büyük bir yatırım getirisi olan temel görevlere odaklanmaya zorladığınızda daha üretken olacak, daha fazlasını başaracak ve bu süreçte hayatınızı basitleştireceksiniz.
Etkili bir şekilde daha az uğraşmak ve daha fazlasını başarmak için şunu kullanın:
Her gün için en önemli üç görev seçin ve bunları belirli bir süre içinde tamamlamaya odaklanın. Bundan daha fazlasını yapmazsanız tüm görevleri bitiremeyebilirsiniz.
Başarı büyük bir motivasyon kaynağıdır. Kendinizi az sayıda şeyle sınırlandırarak kendinizi yalnızca esas olana odaklnmaya zorlarsınız. Yapılacaklar listenizi kısa tutun. Buna “başarı listesi” deyin, diyor Gary Keller.
Bir yapılacaklar listesi yerine, bir başarı listesine ihtiyacınız var- Sıra dışı sonuçlar etrafında kasıtlı olarak oluşturulan bir liste.

“Yapılacaklar listeleri uzun olma eğilimindedir; başarı listeleri ise kısadır. Biri sizi her yöne çeker; diğeri sizi belirli bir yöne hedefler. Biri düzensiz bir rehber, diğeri ise organize bir yönlendirmedir. Başarı üzerine kurulu bir liste yoksa, o zaman sizi götürdüğü yer orası değildir. Yapılacaklar listeniz her şeyi içeriyorsa, muhtemelen sizi gerçekten gitmek istediğiniz yer hariç her yere götürüyordur.” – Gary Keller


Az Ama Öz

Hayattaki ve işteki temel noktalara odaklanmanın anahtarı, kendinizi keyfi ama az sayıda şeyle sınırlandırmaktır. Kendinizi önemli şeylere odaklanmaya ve diğer her şeyi ortadan kaldırmaya zorlamaktır. Buna özcü olmak diyebiliriz.

“Özcü olmak, varsayılana göre değil, tasarıma göre yaşamak anlamına gelir. Özcü, tepkisel olarak seçimler yapmak yerine, hayati önem taşıyan birkaç şeyi kasıtlı olarak önemsiz çoğunluktan ayırır. Temel olmayanları ortadan kaldırır ve ardından engelleri ortadan kaldırarak temel şeylerin net, pürüzsüz bir geçişi olmasını sağlar. Başka bir deyişle Özcülük, en yüksek katkı noktamızın nerede olduğunu belirlemeye yönelik disiplinli, sistematik bir yaklaşımdır ve ardından bu şeylerin uygulanmasını neredeyse zahmetsiz hale getirir.” – Greg McKeown

Bir seferde çok fazla şey yaptığınızda sürekli olarak bir görevden diğerine geçersiniz. İşleriniz sürekli kesintiye uğrar. Bu yüzden de sürekli dikkatiniz dağınıktır. Daha az şey yapın. Dikkat dağıtıcı şeyleri ortadan kaldırın. Bugün başlayın, en önemli olduğunu düşündüğünüz şeyi seçin. Biraz alan açın ve ulaşılabilir hedefleriniz üzerinde çalışın.


Bunları Yapmak Cesaret Gerektirir:

– Daha azını yapmak
Disiplinli olmak
– Tek göreve odaklanmak
– Çoklu göreve son vermek
– Gereksiz taahhütlerden vazgeçmek
– Daha az toplantı planlamak
– İsteklere hayır demek
– Bildirimleri yok saymak
– Günlük yapılacaklar listenizi sınırlı tutmak
– Önce en önemli görevlere odaklanmak
– Çalışma saatlerinizi netleştirmek
– En yüksek etkiyi yaratan şeylere odaklanmak ve diğerlerini bırakmak




Ancak Unutmayın:

Bunu yavaşça, zamanla ve bilinçli olarak yapabilirsiniz. Sonuç: hayatınızda başka şeyler için daha fazla zaman yaratırsınız. Zamanınızla daha etkili ve daha az stresli bir ilişkiniz olur.
Yapmanız gereken her şeyi yapmak için zamanınız var. Sorun, sahip olduğunuz zamanda çok fazla şey yapma ihtiyacı hissetmeniz. Yan etkileri olan daha fazla şey yapmak yerine, daha fazla etki için daha az şey yapmak gerekir.
Kaynak.

This post is also available in: English

Kategoriler: Uncategorized @tr

Yorumlar (0) Yorum Yap

/