Inbound Marketing yani Inbound Pazarlama, basitçe içerik yaratmak ve paylaşmaktır. Hedef kitlenize göre özel olarak tasarlanan içerikle, cazibe yaratarak, insanların gönüllü olarak takip etmesi ve sürekli iletişim halinde olması sağlanır.
Inbound Pazarlama’nın 4 Temel Eylemi vardır. Bunlar;
1. Etkile (Kendine çek)
Blog yazıları, videolar, facebook uygulamaları, yarışmalar, e-kitap, infografikler, viral içerikler vs.
2. Dönüştür (Tanış ve aday yap)
Kullanıcı bilgi formları, Online üyelik, E-bülten aboneliği, Landing Pages
3. Yakala (Tanı, izle, öğren ve sat)
Emailing, Kampanyalar, İndirim Kuponları, Analytics, Anketler,
4. Memnun et (Sadakat yarat)
Email bültenler, oyunlaştırılmış içerikler ve uygulamalar, faydalı içerikler, hediyeler vs.
Yaratıcı vs. Faydalı (Pragmatik)
Outbound pazarlamada cazibe yaratmak için yaratıcı ve baştan çıkarıcı olmak daha öncelikliyken, inbound pazarlamada faydalı olmak daha önceliklidir. Çünkü mesele sadece tüketicinin bilinçaltına yerleşmek değil, onunla yüz yüze iletişim kurmak, onu dinlemek ve ihtiyaçlarına karşılık vermektir.
İnternet kullanıcıları her türlü rakip ürüne, teknik bilgiye, fiyata ve ürünler hakkında diğer insanların deneyimlerine ulaşım konusunda çok konforludur. Dolayısıyla ürünün vaatlerinde en ufak yanlışlık ve eksiklik tüketiciler arasında alay konusu olabilir.
Outbound pazarlamada sorun karşınızdakinin sizi dinleyip dinlemediğini yada izleyip izlemediğini bilememektir. Mesajınızın ulaşıp ulaşmadığını kesin olarak bilmeniz çok zordur. Bu yüzden mesajın iletimini garantiye almak, insanlarla dolu bir meydanda, farkedilmek için boşluğa bağırmak gibidir. Bu nedenle en çok gürültüyü (ses ve görüntü olarak) çıkarmak esastır. Buradaki en büyük sorunlardan biri ise her marka daha fazla bağırmaya çalışıınca ortaya çıkan kaostur.
Inbound pazarlamada ise insanlarla teker teker tanışıp, onlara isimleriyle hitab ederek ve sürekli birebir iletişim esastır. Tanıştığınız insanlardan öğrendiğiniz bilgilleri analiz ederek, onlar için yeni fırsatlar yaratmaya çalışır. Fayda ve değer yaratmak önemlidir. Çünkü tüketici her zaman en fazla faydayı almaya çalışır.
Örüntüler (Patterns)
İnsanlar her şeyi örüntüler(pattern) olarak algılarlar. Yüzün bir örüntüsü vardır örneğin, bu sayede etrafımızda yüz olmayıpta yüze benzeyen şeyler görürüz. Örüntülerle öğrenir, örüntülerle duyumsar ve örüntülerle yorumlarız. Bilgisayar bilimlerinde Örüntü Teşhisi (Pattern Recognition) semantik webin yaratılması için son yıllarda çok büyük önem kazanmıştır.
İnsanlar aynı örüntülerden zaman içerisinde sıkılırlar. Bu değişen moda ve ürün tasarımlarının insanı neden cezbettiğinin açıklamasıdır. En kaotik şeylerin bile bir örüntüsü vardır. Şeylerin bize anlaşılmaz gelmesinin nedeni örüntülerini çözememizden kaynaklanır. Jazz müziğinin örüntüsü insanı zorlar örneğin.
İnsanlar yeni örüntüler keşfetmeyi ve öğrenmeyi severler bu yüzden ezberci eğitim hem sıkıcı hemde başarısızdır. Örüntüler deneyimlerle kazanılırlar. İnsanın onu keşfetmesi gerekir. İnsanlar dünyaya ilk adımından itibaren örüntüleri çözmek ve deneyimlemek için güdülenmişlerdir. Zeka ve algılanan örüntülerdeki karmaşıklık doğru orantılıdır.
Oyundan Öğrendiklerimiz
Oyunlar inbound pazarlama için çok önemlidir. Çünkü oyun, insanların çok katı kurallara itiraz etmeksizin uydukları ve karşılığında yüksek tatmin duygusu sağladıkları bir olgudur. Aşk, seks ve yemek gibi. Outbound pazarlama insanları daha çok seks ve aşk bakış açısıyla yorumlarken, inbound pazarlama oyun gibi daha farklı şeylerle insana olan bakış açısını zenginleştirmeye çalışır.
Oyunlar, insanın gönüllü olarak sıkılmaksızın, saatlerce vakit geçirmesini ve verilen zor görevleri bile itiraz etmeden yerine getirmesini kolayca başarırlar. Doğadaki her canlının ilk öğretmeni oyunlardır. Seks ve aşkı öğrenmeden, oyunları öğreniriz, çünkü hayatta kalmak oyunlarla başlayan öğrenme sürecimize bağlıdır aynı zamanda.
Oyunlar beynimiz için bir vücut geliştirme salonu gibidirler, yeni örüntüler keşfeder ve öğrendiklerimizle sürekli aşama (level) atlarız.
İçerik Kraldır?
İçerik tüketiciyi tuzağınıza çekmek için bırakılmış ekmek kırıntıları değildir. O safkan bir kraldır. Belki de saatler içinde kapınızı en azından tıklatması için milyonlarca insanı peşlerinden sürüklerler. İçerikle ilgili en büyük sorunumuz ona ekmek kırıntısı gibi davranmamızdır, dolayısıyla bu bakışaçısı markayıda bir tuzak, kampanyalarıda birer av partisi olarak görmeye neden olur.
İçerikler ve oyunlar internet kullanıcılarının, zaman harcadıkları en önemli araçlardır. Bir içeriğin, paylaşılan milyonlarca içerik arasından sıyrılıp, okunmasını, izlenmesini ve paylaşılmasını sağlamak, titiz bir çalışma gerektirir.
Bana Bir Öykü Anlat!
Inbound pazarlama etkinliği, bir yaşam döngüsene ihtiyaç duyar. İnsanlarla tanışır, onları daha iyi tanımak için fırsatlar yaratır ve etkinliğin destekçisi olarak, etkinliği paylaşmaları, gönüllü takip etmeleri için ikna eder. Outbound pazarlamadaki gibi enformasyon bombardımanı yaparak, insanların aklına zor girmeye çalışmaz.
Bu yüzden her inbound etkinliği bir öykü gibi bir bütün olarak tasarlanır. Örneğin bir kampanya için tasarlanmış, video, blog yazısı, facebook uygulaması veya saha aktivitesi hep bir yaşam döngüsünün parçalarıdır. Hepsi bir neden sonuç ilişkişi içerisinde birbirine bağlıdırlar. Eğer bu şeklilde tasarlanmazsa üretilen tüm içeriklerden sağlanan trafik, her tanışma fırsatı, toplanacak her yeni bilgi buharlaşacaktır.
İyi Bir İçerik Neleri Başarır?
1. Empati kurdurur.
2. Güven verir.
3. Yeni insanlarla tanışmak için fırsat yaratır.
4. İletişimde süreklilik yaratır.
5. Azami fayda sağlar.
6. Sadakat yaratır.
7. Paylaşılır.
Sonuç
Inbound pazarlama, nefes alan, sürekli öğrenen, hatalarından ders çıkararak sürekli yeni örüntüler geliştiren bir pazarlama anlayışıdr. Makro iletişimden çok, mikro iletişime önem verir. İletişim dilini B2C olarak değil H2H olarak kurgular. Çünkü her türlü bilgiye ulaşım konfornun yükselmesiyle birlikte, insanları abartılı vaatler ve içi boşaltılmış kavramlarla etkileme çağı sona ermiştir. Artık bir markanın afrikada yada avrupada yaptığı bir hata tüm dünyada saniyeler içerisinde yayılabilmekte ve insanların reaksiyon göstermelerine neden olabilmektedir.
[divider]Konuk Yazar[/divider]
Cenk Çetinkaya
Yorumlar (0) Yorum Yap