Facebook’un Eski Kurucu Ortaklarından Sean Parker’ın Sıra Dışı Başarı Hikayesi

Melike Çalkap

Melike Çalkap

Editör @ceotudent

Sean Parker ABD’li başarılı bir girişimci olarak tanınıyor. Fakat bu ünü elde etmesi hiç kolay olmadı. Hem zekasıyla birçok başarılı girişimde bulundu hem de olaylı hayatıyla başa çıkmaya çalıştı.

Henüz 7 yaşındayken programlama öğrenmeye başladı. Liseye geldiğindeyse sırf hobi olsun diye internet sitelerini hackledi. Genç yaşında FBI ile başı derde girdi.

Fakat yaptığı işlemler kimseye herhangi bir zarar vermediği için sadece “kamu hizmeti” cezası aldı.

Lise bittiğinde ailesi koleje gitmesi konusunda ısrarcıydı fakat o internetten tanıştığı yetenekli hacker Shawn Fanning’in NAPSTER projesine dahil olmak için San Francisco’ya taşındı.

Henüz 19 yaşındaydı ve bir yandan ailesinden ayrı yaşadığı evinde partiler verirken bir yandan da arkadaşıyla NAPSTER’ı kurdu.

İki arkadaş NAPSTER ile ilk yıllarında milyonlarca kullanıcıya ulaştılar ve çok hızlı bir şekilde büyüdüler. Fakat telifli müzik dosyalarını illegal paylaştıklarına dair mahkeme kararınca, NAPSTER kurulduktan sadece 14 ay sonra kapandı.

Daha sonra NAPSTER yeniden açıldı. Fakat hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Çünkü gerek piyasadaki rekabet, gerekse Sean Parker’ın bu oluşumdan uzaklaştırılması NAPSTER’ı eski günlerine geri getiremedi.

2001 yılına geldiğinde sosyal iletişim sitesi olan PLAXO’yu kurdu. Fakat kurduktan 3 yıl sonra yatırımcıları tarafından kovuldu. Sebebiyse uyuşturucuydu…

2004 yılında ise Stanford’ta çok da sıradan olmayan bir gün yaşandı. Dahi çocuk Sean Parker, oda arkadaşının bilgisayarında “the facebook” yazısını gördü.

O günden sonra artık dünya da bambaşka bir yer olacaktı.

Parker daha sonra New York’a taşındı ve Zuckerberg ile Facebook’u kurdular. Parker henüz 20 yaşında olan Zuckerberg’e göre daha inançlıydı.

Facebook’un şu an geldiği noktayı daha o zamandan ön görmüştü. Facebook’un başkanıydı. Yönetim kurulunda 5 koltuktan 3’üne daimi olarak sahipti artık.

Ama 2005 yılına gelindiğinde talihsizliği yine peşindeydi. Bir parti sırasında uyuşturucu madde bulundurduğu iddiasıyla tutuklandı. Facebook’taki başkanlığından ayrıldı.

 Fakat bu iddia hiçbir zaman kanıtlanamadığı için Parker bir ceza almadı. Buna rağmen yine yatırımcı baskısıyla Facebook’taki başkanlığından ayrılmak zorunda kaldı. Facebook’tan ayrılmış olsa da, katkısı oldukça büyüktü.
Sean Parker asla durmadı. 2006 yılında Peter Thiel’s Founders Fund’ da yönetici partner oldu. Spotify’ın Amerika’ya gelmesine de böylelikle yardımcı olabildi.

Ara sıra Napster’ı kurduğu eski arkadaşıyla da bir araya gelip fikir üretmeye devam eden Parker, tüm aşırılıklarına karşın kanser araştırmaları için en fazla bağış yapan kişilerden biri olmasıyla da hayranlık uyandırdı.

Parker’ın eski arkadaşı olan LinkedIn Kurucusu Reid Hoffman onunla ilgili “ Ona neden katlanıyoruz ki? İki sebepten: Birincisi olduğu yere değer katar, ikincisi çok sadıktır.” açılamalarında bulundu.
Sean Parker The Social Network filminde Justin Timberlike tarafından canlandırıldı. Kendisi filmden pek hoşnut olmadı ve “tamamen kurgu” olarak yorumladı. Fakat film, Parker’ın ilgi çekici hayatına ışık tutma özelliğini yaşıyor

This post is also available in: English

Kategoriler: Başarı, Girişimcilik

Yorumlar (0) Yorum Yap

/