Başarılı İnsanların 10 Temel İlkesi

Başarılı olmak isteyenler için küçük bir kılavuz…

Öncelikle başarı, onu tanımladığınız şeydir. Bunu netleştirmemiz gerek. Özünde başarı, tutarlılık ve herhangi bir hedefin peşinde olmayı gerektirir.

Çoğu zaman başarıyı kariyer temelli veya parasal anlamda düşünürüz. Bu yanıltıcıdır çünkü denediğiniz her şeyde başarılı olabilirsiniz esasında, lakin ucunda bir kariyer ve parasal menfaat olmasa da. Lütfen buna böyle bakın. Toplumun sınırlayıcı duvarlarını aşın ve hatta kendi başarı tanımlarınızın da sınırlarının ötesine geçin ve bunu kendiniz için yeniden tanımlayın.

Dahası, yeni bir şey yapmaya kalkışmanız bile bir başarıdır esasında, zira kendinizi ve ufkunuzu geliştiriyor ve genişletiyorsunuz demektir bu. Hepimiz hayatın bütününde başarılı olmak isteriz ve deneyimlediğimiz her beceri ya da uğraşı bizi hayatta başarılı kılar.

Hayat, kendimizi sürekli geliştirme ve yeni şeyler öğrenmekle ilgilidir. Deneyimler kazanmakla ilgilidir. Hayatta başarılı olmaktan daha iyi bir şey düşünemiyorum açıkçası.

Ancak “başarılı” bir kişi olmanın çoğu zaman farkına varamadığımız kilit durumları var. Başarılı insanların sahip olduğu adımlar ve eylemler var ve burada bunları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Aşağıda başarılı insanların 10 temel ilkesini bulabilirsiniz ve bu ilkeleri uygularsanız başarılı olacağınıza inanıyorum! Hayattaki çabalarınız ne olursa olsun, bu ilkeleri takip edin ve inanıyorum ki, istediğiniz sonuçlara ulaşacaksınız.

Onları diğerlerinden ayıran tek şey, kaliteli ve başarılı birer insan olmalarıdır.

Eylem halindedirler…

Başarılı insanlar kendi yollarından çıkmazlar ve kendilerini ikinci kez tahmin etmezler. Sadece peşinde oldukları şeyin takipçisi olur ve onun peşinden koşma çabası içindedirler. Size şunu sormalıyım; hiç eyleme geçmeden hayatta bir şeyler başardınız mı?

Üniversite diplomanızı, istediğin işi veya şuan aşık olduğunuz kadını yada erkeği hiç eylem ve çaba göstermeden mi sahip oldunuz? Sanırım buna sadece siz cevap verebilirsiniz. Ama olması gereken cevap, elbette hayır.

Genellikle, sadece eyleme geçmediğimiz için başarıya ulaşamayız. Kafamıza takılıyoruz, korku içeri giriyor ve donuyoruz. Zihinsel olarak çıkmaza giriyoruz. Demek istediğim hadi gerçeği görelim, zira başarı korkutucudur. Ya yarın bir topluluğun önüne çıkıp içinizde hissettiğiniz mesajları iletebileceğinizi söyleseydim, ne derdiniz? Muhtemelen deli olduğumu düşünürdünüz, sonra “bu mümkün değil!” diye düşünürdünüz. Bir dakika boyunca bu düşünce sürecini inceleyin. Önünüzde kim duruyor ki?

Başarılı insanlar üretkendir, sadece zamanlarını gerekesiz şeylerle doldurmazlar. Zamanlarını sayarlar.

Bu gezegende sadece bu kadar zamanınız var, öyleyse neden onu önemli arayışlara adamıyorsunuz?

Meşgul olup olmadığınızı nasıl anlarsınız?

Meşgul olmayı bir enerji dağılım grafiği gibi düşünün. Meşgulseniz odaklanamazsınız, bunun yerine sayısız yöne doğru çekilirsiniz. Ve meşgul olmanız, sizin için önemli olan şeylere odaklanamayacak kadar dikkati dağıtıcı olduğundan, sizi başarısız kılmanın harika bir yoludur.

Peki üretken olmak neye benzer?

Üretken iseniz, “üretkenlik alanındasınız”, mızrağın ucundasınız, lazer hassasiyetiyle çalışıyorsunuz demektir. Tamamlanana kadar her seferinde bir göreve odaklanırsınız ve tüm enerjinizi o göreve verirsiniz.

Çıktı odaklı olmak yerine sonuç odaklı olursunuz.

Başarılı insanlar, duygu yerine mantıklarıyla çalışırlar. Başarılı olmak için, karar vermeden önce düşüncelerinizi mantık süzgecinden geçirmek için zaman ayırmanız gerekir.

Başarılı insanlar, ham duygunun (egonun) en iyi karar verici olmadığını bilecek kadar öz farkındalığa sahiplerdir. Bunun yerine, ne yapacağınıza karar vermek için kendinize 24 saat veya daha fazla zaman verin. Bir karar verdiğinizde stratejik olun, iyi düşünün ve duygusuz olun.

Başarıya ulaşmanın anahtarı, uzun vadeli sürdürülebilir bir plana sahip olmaktır. Buradaki anahtar “uzun vadeli” olmasıdır, çünkü sonuca odaklanmışsınızdır. Hayatta bu kapsamda herhangi bir şeye bakarsanız, denklemden duyguyu çıkarırsınız.

Kabul edelim ki, iş ve yaşam söz konusu olduğunda çoğumuz mükemmeliyetçiyiz. Bu yazımla bu hatayı yaptığımı ilk itiraf eden galiba benim. Mükemmeliyetçi olmanın tek sorunu, sizi yavaşlatması ve cesaretinizin kırılmasına neden olmasıdır.

Bir saniye düşünün. Bir şeyi mükemmel yapmaya çalıştığınızda, onun için daha fazla zaman harcarsınız, değil mi? Sonra, sonucun peşinde koşmaya takıntılı hale gelirsiniz. Ve sonunda, peşinde koşmak dikkat dağıtıcı hale gelir.

Buradaki ders, bir şeyi başlatıp bitirdiğimiz için ödüllendirilmemizdir. Bir yarış başlatır ve bitirmezseniz, başarı duygusu ve ödül alma şansınız olmayacaktır. Öyleyse bu kararı verin ve ardından harekete geçin ve tamamlanana kadar takipçisi olun. Böylelikle daha başarılı bir insan olacaksınız.

Hayatta en zekilerimizi ve en inatçılarımızı bile geriye çeken bir duygu var. O da korku.

Korku, çoğu insanın bir işe başlamasını engelleyen şeydir. Başarılı insanlardaki fark, korkularıyla ve bilinmeyeni meşgul edebilmeleridir. Hayatın sisine doğru yürürler ve güneşin onları aydınlağa çıkaracağına güvenirler.

Gerçek şu ki, fırsat geldiğinde hiç kimse tamamen hazır değildir. Başarılı arkadaşlarımın her zaman istedikleri bir şey birdenbire ortaya çıkıverdiğinde içten içe nasıl mücadele verdiklerini gözlemledim. Ancak o anlarda başarılı olmak, içgüdülerinize güvenmeyi ve doğru yönü bulmayı gerektirir.

Bugün dünya ışık hızında hareket ediyor. Sonsuz fırsatlar ve yapılabilecek bir dizi seçenek var. Her şeyin parmaklarımızın ucunda olması harika olduğu kadar dikkatimizi dağıtmaya hizmet ediyor. Ve maalesef, hayatlarımızı da karmaşıklaştırıyor ve net görme yeteneğimizi bulanıklaştırıyor.

Ne kadar çok seçeneğe sahip olursak o kadar az satın alabileceğimizi öngören araştırmalar var. Neden peki? Amazon.com’da arama yerine hiç “çorap” yazdınız mı? Size binlerce seçenek sunuyor, peki almak için nereden başlayacaksınız? Bunu cevabı ne kadar zor, değil mi?

Başarılı insanların önlerine çıkan seçeneklerden birine bir şans verdiğini görün ve bu işe yaramazsa; edindikleri bu deneyimden bir şeyler öğrenirler, aramalarını geliştirirler ve tekrar denerler.

Ford Otomotiv firmasının kurucu ortaklarından, Henry Ford bir keresinde “Büyük bir problemi özellikle küçük parçalara ayırırsanız hiçbir şey zor değildir” demiştir. Bu, hedeflere ulaşmak ve hayatta başarılı olmak açısından kesinlikle doğrudur.

Dünyanın en iyi ve özgür tırmanıcısı Tommy Caldwell hakkında “The Dawn Wall (Şafak Duvarı)” adlı bir Netflix özel yayını var. Tommy, El Capitan’ın Şafak Duvarı’na tırmandı. Dünyanın en iyi dağcılarının bile imkansız olduğunu düşündüğü bir tırmanıştı bu. Ancak bu Tommy için böyle değildi. İmkansızı başarmanın bir yolunu ararken, El Capitan’ın yüzünü yere düşürmek için yıllarını harcadı. Ve bu süre zarfında 19 “saha” ya da bölgeye tırmanış gerçekleştirdi. Sonra ayakkabılarını bağladı ve duvara çıktı ve 19 günün sonunda zirveye bayrağını dikti.

– Peki bunu nasıl başardı?

– İmkansız denilen tırmanışı nasıl gerçekleştirdi?

Elbette, onu yönetilebilir daha küçük parçalara bölerek…

Buradaki sır psikolojidir, çünkü büyük resme baktığımızda kendimizi düşünürüz. Eğer herhangi bir büyük hedefi küçük parçalara bölerseniz ve her seferinde birini tamamlamaya odaklanırsanız, uzun vadeli hedeflere ulaşma şansınız çok daha yüksektir.

Hayatta bir şey başarmak istiyorsanız, bir günlük tutmanızı veya dijital bir not uygulaması kullanmanızı şiddetle tavsiye ederim.

İlerlemenizi takip etmek birkaç amaca hizmet eder. Birincisi, ara sıra kontrol etmenizi ve durumu yeniden değerlendirmenizi sağlar. Bu size gerekirse değişiklik yapma fırsatı sunar. Stratejinize veya yaklaşımınıza ince ayarlar yapmanıza da olanak tanır. İkincisi, bir şeyler yazarak, neyin işe yarayıp neyin yaramadığına dair bir kayıt tutmuş olursunuz. Sonuçta, verileriniz yoksa hiçbir şeyi gerçekten değerlendiremez veya ölçemezsiniz, değil mi?

Örneğin, şu anda yapım aşamasında olan spor salonu antrenmanlarımın bir dijital tablosunu tutuyorum. Geri dönüp hangi ağırlıkları kaldırdığımı, ne yediğimi, neyi tarttığımı ve vücudumun nasıl tepki verdiğini görebiliyorum. Artık spor salonunda, en iyi sonuçları elde etmek ve antrenmanlarımı düzenleyebilmek için kullanabileceğim bir kaynağım var.

Bunu hayattaki herhangi bir girişiminiz için uygulayabilir ve bu size neyin işe yarayıp yaramadığına dair değerli bir fikir verecektir.

Başarılı olmanın bir parçası, hatalara düşmenize rağmen odaklanmanızı sürdürebilmenizdir. Çoğu insanı rotasından çıkaran ya da vites değiştirmelerine neden olan bu şey, başarılı bir insanın kararlılığını yalnızca perçinler.

Tüm başarılı insanların her şeyden önce ortak bir özelliği vardır: Dünya başlarına yıkılsa bile pozitif kalmayı başarırlar. Başarısızlığı, büyüme ve öğrenme fırsatı olarak görürler.

Başarılı olmak, hayattaki dengeyi koruyabilmeyi gerektirir. Bu, yalnız geçirilen zaman ile aile, arkadaşlar ve partnerlere harcanan zamanı dengelemek anlamına gelir.

Ben buna “Benlik Ekosistemi” adını veriyorum. Ekosisteminiz, kendi kendinize bakım gerçekleştirebilmenizi sağlayan bileşenlere sahiptir.

Bir bileşen, fiziksel aktivite yoluyla kendinize bakmaktır. Bu fiziksel aktiviteler istediğiniz herhangi bir şey olabilir. Bazı insanlar için bu yoga yada meditasyondur. Belki sizin için maraton, crossfit, yürüyüş ya da dağcılıktır. Aktif olmak vücudunuza fiziksel, duygusal ve zihinsel düzeyde fayda sağlar.

Ekosisteminizin bir başka bileşeni, başkalarıyla sosyal etkileşimdir. Size değer veren arkadaşlarınız / aileniz / sevdiklerinizle zaman geçirdiğinizden emin olun. Sosyal destek ve bunun kişinin refahı üzerindeki etkileri üzerine sayısız çalışma var. Bu sosyal destekler; depresyon, anksiyete ve stresi engeller.

İlgi alanlarınızın veya tutkularınızın peşinde koşmanız bu ekosistem için de tabii ki önemlidir. Hedeflerinize yönelik bir eylemde bulunmak size güven ve bir amaç duygusu verir.

Yine de burada anlatılanlara rağmen cevaplanmamış bir soru var: “Başarılı olduğumuzu nasıl anlarız?”

Kendinize peşinde olduğunuz şeyin adını verdiğinizde başarılı olursunuz.

Küçük bir işletme mi kurdunuz? Şimdi kendinize küçük işletme sahibi diyebilir misiniz? Eğer öyleyse, başarılısınız. Olmaya karar verdiğiniz bir şeyi başardınız demektir bu. Bunu düşündüğünüzde oldukça şaşırtıcıdır, çünkü bunu sizden kimse alamaz.