Muhteşem Sanat Eserleri Karşısında Kendinden Geçmek: Stendhal Sendromu

Zeynep İrem Çobanoğlu

Zeynep İrem Çobanoğlu

Yeditepe Üniversitesi Psikoloji

Stendhal Sendromu, kişinin sanat eserleri karşısında ‘fazla kültür zehirlenmesi’ yaşaması ve kusursuz olduğu düşünülen bir eser karşısında kendini kaybetmesi olarak tanımlanan psikolojik bir rahatsızlık. Sendrom adını ünlü Fransız yazar Stendhal’dan alır, sebebi Stendhal’ın da bu sendromdan muzdarip sahip olmasıdır.
Bu sendrom, geçtiğimiz günlerde Floransa’nın en önemli müzelerinden biri olan Uffizi Galerisi’nde gezen bir kişinin kalbinin, Boticelli’nin “Venüs’ün Doğuşu” tablosuna bakarken durması sonucu gündeme geldi. Uzmanlara göre tablo, bu kişinin rahatsızlığını tetikleyen unsurdu. Galerinin müdürü de bu olayın son zamanlarda sıklıkla başlarına geldiğini, insanların sanat eserlerine bakarken fenalaştığını söyledi.
Sendrom kendini sanat eserlerine bakarken yaşanan kalp çarpıntısı, sersemleme, baş dönmesi, bayılma ve hatta halüsinasyon görme gibi bulgularla gösteriyor. Floransa’da sıklıkla yaşanan durum 1979-1989 yılları arasında 100’den fazla kişide rastlanmış ve bilim insanlarının ilgisini çekmiştir.
2014 yılında yapılan bir araştırma sonucunda Medici Riccardi müzesine giren insanlarda yüz kaslarında gevşeme, göz bebeklerinde küçülme ve nefes alışverişinin hızlanması gibi belirtiler gözlemlendi. Benzer etkileri Stendhal’ın Floransa’yı gezerken hissettiklerinde görmek mümkün:

“Bir an ilahi hislere gömüldüm. Kalbim hızla atmaya başlamıştı. Hayat gözlerimin önünden çekilmişti. Yürürken yere yuvarlanmaktan korkuyordum.”

Kategoriler: Yaşam

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version