Kendinize Hedef Koymaktan Vazgeçin, Yerine Bunu Deneyin

Her insan doğumundan itibaren hedeflerine ulaşmaya çalışır. Dönemsel olarak da bu hedefler değişir ve evrimleşir.
Bir bebeği düşünecek olursak, hayattaki bazı hedefleri sırasıyla ayakta durmak, yürümek ve koşmaktır.
Yaş ilerledikçe başka konularda da hedefler konulmaya başlanır. Kilo vermek, daha fazla para kazanmak, kariyer basamaklarını tırmanmak, aile kurmak, kitap kurdu olmak gibi… Peki konulan bu hedefler başarıyla tamamlanıyor mu?

Her hedef, kendi içinde bir sisteme sahiptir.

 Sisteminiz hedefinizi oluşturan yapı taşlarıdır. Konuyu daha anlaşılabilir hale getirmek için örnek vermek gerekirse:
• Eğer bir basketbol koçuysanız, hedefiniz şampiyonluk kazanmak olabilir. Bir koç olarak sisteminiz: Doğru oyuncuyu doğru zamanda oyuna sürmek, yardımcı koçlarınızı verimli yönetebilmek ve oyunculara verimli bir antrenman dönemi geçirtmek olabilir.
•  Bir girişimciyseniz, hedefiniz unicorn bir girişime sahip olabilir. Sisteminiz, büyüme odaklı ürün gelişimi, doğru insan kaynakları yönetimi ve isabetli pazarlama kampanyalarının yürütülmesi olabilir.
• Yazarlık hevesiniz varsa, hedefiniz çok satan bir kitap yazmak olabilir. Sisteminiz ise bu noktada her gün 5 sayfa yazmak olabilir.
Hedef ve sistem ilişkisini hayatın birçok alanında bulabilirsiniz.
Şimdi ilginç bir soru: Hedeflerinizi tamamen görmezden gelip, sadece sisteminizi iyileştirmeye odaklanırsanız, yine de başarılı olur musunuz?
Örneğin bir basketbol koçu olarak şampiyonluğu tamamen görmezlikten gelip, sadece sistemdeki unsurlara odaklanırsanız (doğru oyuncu, doğru antrenman, doğru yönetim) şampiyon olabilir misiniz?
(İllüstrasyon: Andrew Archer)
Hedefler, kendinizi yönlendirme konusunda büyük kolaylık sağlar ancak sistemlere odaklanmak, ilerleme kaydetmek için daha avantajlı olabilir.Bununla beraber hedeflerinizi düşünmek için çok fazla zaman harcarsanız, sisteminizi düzgün oturtamaz ve birçok problemle karşı karşıya gelebilirsiniz.
Hedeflerin yarattığı problemlerin en önemlilerine yakından bakalım:

Problem #1: Kazanan da kaybeden de aynı hedefe sahiptir. Sonucu sistemi en iyi geliştiren belirler.

Her iş adayı işi almak istiyor; her sporcu madalya kazanmak istiyor. Başarılı ve başarısız insanları birbirinden ayıran nokta hedefleri değildir.
Aynı şekilde hedeflerine ulaşmak için ne kadar istekli oldukları da değildir. Kendi sistemini en iyi uygulayan, fark yaratır.

Problem #2: Hedefler mutluluğunuzu kısıtlar.

Herhangi bir hedef ardında örtük bir varsayım barındırır:

“Mutlu olmam için hedefime ulaşmam gerekiyor.”

Hedef koymanın en büyük ağırlıklarından birisi, hedefinize ulaştığınız döneme kadar mutluluğunuzu ertelemenizdir. Mutluluğu geleceğe koymak, çoğu insanın düştüğü bir tuzaktır.
“20 kilo verirsem mutlu olacağım.” “Okulumu bitirirsem mutlu olacağım.” “İşimde yönetici konumuna geldiğimde mutlu olacağım.”
Ayrıca, hedefler “ya da” çatışması yaratabilir: “Ya hedefine ulaşır ve başarılı olursun, ya da hedefine ulaşamaz ve mutsuz olursun.” Bu durum zihinsel olarak mutluluğu dar bir kalıba sokmanıza neden olur.
Sisteme odaklanmak ise mutsuzluğunuza bir panzehir yaratır. Varış noktasına odaklanmak yerine yoldan keyif aldığınızda, mutluluğunuzu ertelemezsiniz.
Sisteminiz geliştikçe buna paralel olarak mutluluğunuz da artar.

Problem #3: Hedefinize ulaşmanız, sadece anlık bir değişim yaratır.

Bir hedef koyduğunuzu ve ona ulaşamadığınızı düşünün. Bu durumda odaklanacağınız ilk şey muhtemelen başarısız olduğunuz sonucudur. Sadece sonuca odaklanarak bir şeyleri değiştirmeye çalışmak, hastalığınıza tanı koymadan onu tedavi etmeye çalışmak gibidir.
Odaklanılması ve değiştirilmesi gereken çoğu zaman sonuçlar değildir. Sonuçlara neden olan sistemlerdir. Bu yüzden sorunlarınızı sistemler dahilinde irdelerseniz, kalıcı çözümlere ulaşabilirsiniz.

Problem #4: Hedefler uzun vadede sorun yaratır.

(İllüstrasyon: Andrew Archer)
Hedef odaklı bir zihin yapısı “yo-yo” etkisi yaratabilir. Örneğin birçok koşucu yarış günü için aylarca yoğun antrenmanlar yapar. Ancak bitiş çizgisini geçtikten hemen sonra antrenmanlar çoğu zaman durur. Yarış, artık koşucuları motive edemez, çünkü bitmiştir. Hedefe ulaşıldıktan sonra koşucuyu ileriye taşıyacak ne kalır?
Yo-yo etkisi, kişinin belirli bir hedefe ulaştıktan sonra eski alışkanlıklarına geri dönmesine denir.
Hedefin esas odaklandığı nokta oyunu kazanmaktır. Sistemin odaklandığı nokta ise oyunu her zaman daha iyi bir şekilde oynamaya devam etmektir. Bu yüzden sistemin temelinde uzun vadeli düşünmek vardır.

✍ Editörün Notu ve Son Düşünceler

İçerikte de belirtildiği gibi, hedefler yararsız değildir. Hedefler süreci planlarken, sistemler sürecin gelişmesinde büyük yarar sağlar.
Hedefler size yol gösterebilir ve kısa vadede büyük sıçrayışlar yaşamanızı sağlayabilir. Ancak iyi tasarlanmış ve sürekli geliştirilen bir sistem her zaman daha sağlam adımlar atmanızı sağlayacaktır.
Unutmayın ki esas farkı yaratan hedefler değil, sisteminizi nasıl geliştirdiğinizdir.

Kaynak: 1, 2
Kategoriler: Gelişim

Yorumlar (0) Yorum Yap

/