İş yerinde, evde, tatilde, bir yerlere giderken, bir şeyler yaparken hep bir telaş ve hep bir panik… “Bu iş bitmeyecek, bu olmayacak, zamanında yetişmez” cümlelerini her gün duyar ya da söyler olduk. Bir şeyleri yetiştirememe endişesi hızla yayılıyor. Kontrolü kısa sürede ele geçiren bu kaygı yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Uzmanların kimi konsantrasyon bozukluğu, kimi işkoliklik, kimi ise hiperaktivite olarak adlandırıyor bu durumu. Şimdi böyle anlarda takınmamız gereken düşünce tarzını birkaç maddede inceleyelim.
…
1) Her işe yetişmek zorunda mıyız?
Böyle bir zorunluluğu aslında kendi kendimize yaratıyoruz. Çünkü hepimizin günlük yapmak istediği işler, sorumlu olduğu durumlar belki de yapmaktan haz duyduğu birçok iş olabilir. Hepsini yapayım derken hiçbir işi doğru dürüst yapamamış olmanın vermiş olduğu bir pişmanlık yaşamaya başlarız. Aynı zamanda başkalarına keyif veren meşgalelerin sizde neden iç huzursuzluğa dönüştüğünü de buna bağlayabiliriz.
Kişi birçok iş ve görevi yapmak ister ama bir işe başladığında hemen başka bir şey aklına gelir ve onun da tamamlanması gerektiğini düşünür. Bu şekilde planlamada güçlük çeker. Bu kişilerde dağınıklık, huzursuzluk ve başladığı işleri yarım bırakma söz konusudur. İlgi dağınıklığı artışı görsel araç gereçleri kullanma ile artar.
Kişinin zihnini toparlaması, yapması gerekene odaklanması gerekir. Bu açıdan başladığı işi bitirme gibi bir hedef belirlenmelidir. Günlük ve iş hayatında haddinden fazla iş üstlenmek, hayır diyemediğiniz veya kendinizi her alanda yeterli göstermek istediğiniz durumlarda kendinizi içine soktuğunuz koşullar hayatınızı içinden çıkılmaz bir hale sokabilir ve verimlilik açısından tıkanmanıza yol açabilir. Bu noktada he işe yetişmek zorunda olmadığınız ve gereğinden fazla sorumluluk almamanız gerektiğini düşünün.
…
2) Kendimizi neden parçalara ayırmayalım?
Birçoğumuzun yapmak istemediği şeyler de olabilir. Hatta hayat tarzımıza bir engel teşkil ediyor gibi görünüyor da olabilir. Sevmediğimiz ama sorumluluğun getirdiği bu işleri yaparken doğru zamanı belirlemek gerekiyor. Farazi işlerden kaçının! Yapmak zorunda olduğunuz görevleri tamamlarken uygun zamanı bekleyin. Eğer siz yapmaktan zevk aldığınız işlerinizi tamamlarken başka işleri de araya sıkıştırmaya çalışırsanız her işe yetişme istediğiniz bir anda işlerinizi yetiştirememe kaygısına ve daha sonra da korkusuna dönüşebilir.
Parçalara ayrılmamız mümkün olsaydı eğer gerçekten birçok işi aynı anda değil de zamana yayarak yapmış olmanın müthiş hazzını yaşayabilirdik. Örneğin günlük rutin olarak yapacağınız ve yapma zorunluluğu hissettiğiniz üç tane işiniz olsun. Bunlara aynı anda bir elden ulaşmak mı daha mümkün? Yoksa farklı zamanlarda farklı derecelerde gün tamamlanana kadar yapmak mı mümkündür?
Cevabı çoktan vermiş olmanız gerekiyor. Çünkü yaşadığımız bu işlerini yetiştirememe kaygısı çoğu zaman yapmak zorunda olduğumuz işlerimizi bir elden ve farklı zamanlarda değil de aynı zamanlarda yapmaya çalışmaktan kaynaklanıyor. Ayrıca yapmaktan keyif aldığınız ve sevmeseniz bile yapmak zorunda olduğunuz işleri sırayla yaparsanız tüm gününüzü mutlu ya da mutsuz geçirmiş olmazsınız.
…
3) Her alanda tam anlamıyla yeterlilik göstermeniz mümkün değil.
İnsanlara yardım etmekten mutluluk duyan biri olsanız ve her insana yetişme kaygısı güdüyorsanız bir zaman sonra her insana ulaşmanın ve ona yardım etmenin ne kadar zor bir şey olduğunu er ya da geç anlayacaksınız. Çünkü kimse mükemmel değil. Kimsenin süper güçleri yok. O yüzden her alanda yeterlilik göstermek yerine tam anlamıyla kendinizi verebileceğiniz işlere yönelmeniz gerekir çoğu zaman.Pek çok işi yarım yamalak yapacağınıza belirli işleri tam anlamıyla yapmak sizi hem daha verimli bir çalışan hem de daha mutlu bir insan yapar. Ne yazık ki ne kadar çok istesek de her alanda harika olamayız.
…
4) Farklı her faaliyet zaman kaybı değildir.
Mükemmeliyetçi kişiler asla eksik kabul etmezler. İşlerini iyi yapmak için her dakikayı değerlendirirler. Birazcık ara verecek olsalar suçluluk duyarlar.
Mola verdiğinde suçluluk duyan insanlar uyku, yemek, sohbet, eğlence, dinlenme gibi en insani ihtiyaçlarını bile gerçekleştirmedikleri için genelde yalnızlaşırlar. Çevreleri kalabalık görünür ama gerçek dostluklara zaman ayırmadıkları için iç dünyalarında yalnızdırlar. Kendi ailelerinden bile uzaklaşırlar.
Bir şeyleri unutmuşluk duygusu tedirgin olmalarına neden olur. Kafa dinlemek için yapılan her faaliyeti zaman kaybı gibi algılarlar. Ben mükemmeliyetçi değilim ama bazen böyle düşünüyorum diyenler için, maalesef ikisi de aynı noktaya çıkıyor. Hayattan keyif almayı ihmal etmek, mutlu olacağınız faaliyetleri zaman kaybı olarak görmek ve hayatın güzelliklerini kaçırmak, sizi mesleki anlamda başarılı yapıyor gibi gelse de mutsuz bir insan yapar.
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap