Hayattaki Zorluklara Karşı Direncinizi Tamamen Artıracak Felsefe: Stoacı Yaşam

“Kabul edelim, ruhsal sıkıntılarımızın çoğu elimizde olmayan şeyleri istemek ve sahip olduğumuz şeylerin kıymetini bilmemekten kaynaklanıyor.”

Dünya devi bir marka yaratan girişimci ile milattan önce yaşamış bir filozof nasıl ortak noktada buluşabilir?
Stoacılık, milattan önce yaşayan imparatorlardan, bugünkü başarılı girişimcilere kadar birçok başarılı insanın günlük hayata yaklaşımını kapsar. Örneğin, tarihin en büyük imparatorluklarından birini yönetmiş Roma İmparatoru Marcus Aurelius aynı zamanda stoacı bir filozoftur. Bugünden örnek vereceksek son zamanların en başarılı girişimcilerinden Tim Ferris de stoacı yaşamı benimsemiş biridir.
Önce stoacılığın ne olduğuna, ardından da hayatınızda stoacı yaklaşımı nasıl uygulayabileceğinize bir bakalım.


Stoacılık nedir?

Stoacılık, adını milattan önce 4. yüzyılda Kıbrıslı filozof Zenon tarafında Atina’da kurulan bir okuldan alır. Günlük hayatta uygulanabilirliği ve verimi oldukça yüksek olduğu için günümüze kadar gelmiştir.



Düşünce sisteminde temel olarak; insanların önce kendisiyle barışık ve doğaya uygun olarak yaşamasını, hayatında gereksizliğe ve abartıya yer vermemesini, her hissi kabul etmesini ve bunlara çok bağlı kalmaması gerektiğini önerir.


Bir stoacı nasıl yaşar? Hayatta stoacılığı nasıl kullanırız?

“Mutlu bir yaşam için pek az şey gerekli; gereken her şey içimizde ve düşünce biçimimizde.” — Marcus Aurelius

Stoacılığa göre, eğer hayatınızın merkezine hevesler ve istekler yerine mantığı koyarsanız, mutlu bir yaşam için ilk adımı atmış olursunuz.
Marcus Aurelius’un tespitine göre hayatta üç tip olayla karşı karşıya geliriz:
1) Kişiye bağlı olmayıp, kişiden tamamen bağımsız oluşan olaylar.
2) Kısmen kişiye bağlı olaylar.
3) Kontrolün tamamen kişide olduğu olaylar.
Hayatta üç olay da sık sık başınıza gelebilir. Stoacılığın odaklandığı nokta ise üçüncü olaylara odaklanıp hayatta huzuru bulmaktır. Kişi kontrolü dışında gerçekleşen olaylara üzülmemelidir. Bu durum, kişiyi kaybeden yapmaz; fakat kontrolünüz dahilinde olan olayları iyi kullanamazsanız, o zaman huzursuzluk başlar.
Örneğin; Bir kişi yaşadığı ülkeden ya da ailesinden şikayetçi olabilir. Stoacı bir yaklaşımda, kişi bunların kontrolünün dışında olduğunun farkındadır ve geleceğini kurarken kendiyle barışık bir şekilde değiştirebileceği ve geliştirebileceği şeylere odaklanır.
Marcus Aurelius, çoğu insanın boş zamanlarını istediği ama sahip olmadığı şeyleri düşünerek geçirdiğini söylüyor. İsteğine ulaşan bir insan da daha fazlasını isteyerek hayatını geçiriyor.
Stoacı düşünce önce insanın kendi sahip olduğu şeylerin değerini bilmesi gerektiğini öneriyor. Sürekli istemek, huzurun bulunmasında en büyük engellerden biri.
Stoacılar aynı zamanda iç huzur için hayatta gereksiz olan hiçbir şeye bel bağlamamız gerektiğini, insan doğasına göre yaşamamız gerektiğini tavsiye ediyor. Örneğin; parayı hayatınızın merkezine koyarsanız, bir gün paranız bittiğinde nasıl yaşamanız gerektiğini bilemezsiniz ve bu sizi zayıflatır. Eğer hayatınızın merkezine takdir edilmeyi koyarsanız, hayatınızda iniş yaşadığınız bir anda ne yapacağınızı bilemezsiniz.
Bu yüzden elinizden gidebilecek ve dışa bağlı olan şeyler yerine, sizden alınamayacak şeyleri hayatınızın merkezine koymak, huzurlu bir yaşam için kilit noktada.


Stoacılığı daha iyi anlamak için Stoacı filozof Seneca’dan aforizmalara bakabilirsiniz. ?

This post is also available in: English

Kategoriler: Strateji, Yaşam

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version