Günlük hayatımızda aralarda uyuduğumuz saatler için “kestirmek” deyimini kullanırız. Sadece çok yorulduğumuzda değil, gün içerisinde aldığımız verimi daha üst seviyeye taşımak için de kendimizi ve beynimizi dinlendirmemiz gerekir.
Akdeniz ve Güney Amerika Ülkelerinde “Siesta” uykusu olarak bildiğimiz bu öğle uykuları aslında bilimsel sonuçlarla da destekleniyor.
Gün içerisinde vücut ısımız iki defa olmak üzere değişkenlik gösterir. Bunlardan gece yarısı 03:00 saatlerinde diğeri ise öğleden sonra 14:00-15:00 saatleri arasındadır. Öğle saatlerinden sonra uyunan uyku performansı düşürmek yerine, öğle yemeğinden sonra düşen performansı aksine artırmaktadır.
Zaman kısıtlığından dolayı ya da iş saatleri açısından bakılırsa herhangi bir ölçüt yok uyumak için ancak NASA’nın 1995 yılında çıkardığı veriler ışığında günlük 26 dakikalık kestirme bile çalışma performansını fazlasıyla etkiliyor.
Ama her şeyin fazlası zarar derler, bu uyku için de geçerlidir. Beynimizin de dinlenmeye fazla alışması halinde, uyandıktan sonra adapte olmakta zorlanabilir. Araştırmalardan çıkarılabilecek ortalama bir sonuç ise öğle arasında uyunan uykunun 25 dakika ile 60 dakika arasında olabileceğidir.
…
Bu uygulamanın öncülüğünü yapan Google, Nike, British Airways, Continental, AOL ve Apple gibi büyük şirketler de, bu bilgiler doğrultusunda, çalışanların çalışma saatleri içinde kestirmesi için izin veriyorlar. Ve onlar için özel “Nap-Pod” adında uyku kabinleri sağlıyorlar.
Bunun için büyük uyku odaları tasarlayan bu şirketler gün içindeki kısa süreli uykuların çalışanların verimini arttırdığını çok iyi biliyor olmalılar.
…
Gün üçünde gerçekleştirilen bu uykuların bir de çok çok kısa olanları var ki ona da ‘mikro uyku‘ deniyor. Salvador Dali ve Einstein gibi dâhilerin, sanatçıların, mühendislerin, yaratıcılık gerektiren mesleklerdeki insanların bilinçli olarak deneyimlediği bu uyku biçimi hakkında bilgi sahibi olmak isterseniz de aşağıdaki içeriğe gidebilirsiniz.
Yorumlar (0) Yorum Yap