Yetersiz iç tasarruflar, sanayileşme ve kalkınma çabalarının büyük miktarda finansmanı zorunlu kılması, sanayi üretiminin büyük ölçüde ara malı ithalatına dayalı olmasından dolayı dışa olan bağımlılık, dış ticaret ve ödemeler dengesi açıkları ve bunları finanse edebilecek ulusal döviz miktarının yetersiz kalması, askeri harcamaların zaman zaman büyük boyutlara ulaşması, kamu açıkları, yurt içi finansmanın yurt dışı finansmana nazaran pahalı olması, ekonominin kısa vadeli sermaye akımlarına açık olması, vadesi gelen dış borçların yine dış borçlanmayla çevrilme zorunluluğu kılmaktır.
“Türkiye ekonomisinde cari açık sorununun yaşanmasında temel neden dış ticaret açığıdır. Türkiye ekonomisinde cari açık sorununun yaşanmaya başlanmasından çok önceleri ortaya çıkan dış ticaret açığı sorunu, 1947 yılından itibaren günümüze kadar varlığını giderek artırarak sürdürmüştür.1980 sonrası
dönemde dış ticaret hacminin genişlemesiyle paralel bir şekilde, ekonomik krizlerin yaşandığı yıllar hariç tutulursa dış ticaret açığı sürekli büyüme eğilimi göstermiştir” (Eğilmez ve Karataş,2007,s. 72).
Dış borcu yüksek ve gelişim yolunda olan ülkelerde, iç tasarruf azlığı ve yüksek kamu harcamaları yolu ile milli gelirin üzerinde bir harcama yapısıyla karşılaşılması halinde dış borç sürekli olarak artacaktır. Ödemeler dengesine parasal yaklaşım, sorunun çözümünü cari açığı dengesini destekleyici iç ekonomik politikalar ve gerçekçi kur politikasının uygulanmasında görmüştür. Temel itibariyle bir döviz sorunu varlığının altı çizilmektedir.
CARİ AÇIK ve DIŞ BORÇ Orijinal Verilerin Grafiği (1989-2015)
Bu yüzden özel sektör ve kamu sektörünün elverişli yatırım politikaları izlemesi önem arz etmektedir. Zira etkin kullanılmayan borcun nihayetinde anapara ve faiz ödemeleri, ekonomide önemli ölçüde sızıntılara yol açarak hem tasarruf hem de döviz açığını derinleştirdiği ileri sürülebilir. Diğer taraftan borç seviyesinin de cari denge, kalkınma ve büyüme üzerinde oldukça etkili olduğuna dair bulgular da mevcuttur. Buradan hareketle borçlanmanın olumsuz etkilerinin ortaya çıktığı yapı, belirli bir eşik değere ulaşıldıktan sonra bu durumun ortaya çıktığını söylemek mümkündür. Bu bağlamda
Türkiye ekonomisi için borçlanmanın olumlu kullanılması ve eşik seviyeyi aşmaması durumunda cari dengeyi destekler nitelikte olabileceği düşünülmektedir. Dış borçlar yatırım ve ekonomik büyümeyi artırıcı etkiler yapmaktadır. Ancak bunun sağlanabilmesi alınan dış borçların, üretken ve geri dönüşümü olan alanlara yatırılmasıyla mümkün olabilmektedir.
Yorumlar (0) Yorum Yap