Türkiye’de 5 Aralık 1934’te kadınlara tanınan “Seçme ve Seçilme Hakkı” ile bugün, Kadın Hakları Günü olarak tüm ülkede yankı buldu. Atatürk’ün ve Türk kadınının önderliğinde, kadının toplumda olması gereken yerin temeli 83 yıl önce bugün ülkemizde atıldı. Fakat, her geçen gün artan kadına yönelik suçlar, bu günü anarken acı bir tebessüm oluşturuyor yüzümüzde…
Dünya’da yüzyıllar boyunca “Kadın” ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmüş ve toplumların gelişmesiyle kadınlar bu duruma tepkisiz kalamamaya başlamışlardır. Kadınların tarih boyunca verdikleri bu hak savaşına bakacak olursak:
Kadınlar ilk olarak 1776 yılında Amerika’nın New Jersey eyaletinde seçme hakkını elde ettiler. Fakat bu hak 1807 yılında geri alındı. Sonrasında Güney Pasifik’te bir adada 1838 yılında kalıcı kadın hakları elde edildi.
1894 yılında ise Avustralya kadın haklarını kabul eden ilk modern egemen devlet oldu. 1906 yılında ise Finlandiya kadın haklarını kabul etti ve bu hakkı kabul eden ilk Avrupa ülkesi oldu.
Almanya’da ise kadınlara seçim hakkı 1918 yılında tanındı. Sonrasında bir dalga halinde kadın hakları ülkelerde kabul görülmeye başladı: Amerika’da kadınlar 1920 yılında, Türkiye’de 1934 yılında, Fransa’da 1944, Hindistan’da 1950 ve İsviçreli kadınlar ise seçim haklarını 1971 yılında elde edebildiler.
…
Ülkemizde ilk olarak yerel seçimler için kadına tanınan seçme ve seçilme hakkı 1930 yılında yürürlüğe girdi. Bu yasa yürürlüğe girdikten tam 3 yıl sonra da Türkiye Cumhuriyeti’nin İlk Kadın Muhtarı Aydın’da seçildi. Gül Esin, muhtar olduktan sonra kahvehanelerde kumar oynamayı yasaklamış, kız kaçırma olaylarını önlemiş ve nikah işlerini düzene sokarak mahallesinde kadının elinin değdiği yeri nasıl da güzelleştirdiğinin bir örneği olmuştur.
Kadınlar 5 Aralıkta 1934’te ülkemizde çıkan yasadan sonra, 7 Aralıkta Beyazıt Meydan’da büyük bir kutlama yapmışlardır. Bu hakla birlikte de kadınlar çok geçmeden siyasete atılmış, 1935 genel seçimlerinde 17 kadın milletvekili TBMM’ye girmiştir.
Toplumun dinamiğini oluşturan kadınların yüzyıllar boyunca verdikleri adalet savaşı hem ülkemizde hem de dünyanın birçok yerinde devam ediyor. Özellikle ülkemizde çözümünün ne yazık ki bulunamadığı kadın istismarı, şiddet, erken yaş evlilikleri, kadınlara karşı yapılan negatif ayrımcılıklar ve daha birçok içler acısı durum devam ederken bu günü anlamlandırmak oldukça zor.
Özellikle Türkiye’de yapılan bir araştırmanın istatistik verilerine bakacak olursak, Türkiye genelinde kadınların %39’u fiziksel şiddete, %15’i cinsel, %42’si fiziksel veya cinsel şiddete, %44’ü ise duygusal şiddet veya istismara maruz kalmaktadır.
…
Şimdiyse artık haklarımıza sahip çıkma günü diyor ve İstanbul Üniversitesi Kültür Kulübü’nün oluşturduğu video ile sizi baş başa bırakıyorum…
Dileğimiz, tüm dünyada kadına tanınan bu haklara herkesçe saygı duyulduğu bir toplumda eşitlik, adalet ve huzur olgularıyla ile bir arada yaşamak…
Yorumlar (0) Yorum Yap