Başlarına Gelen Olumsuz Şeylerle Daha Kolay Başa Çıkabilen İnsanların 5 Özelliği

Kimse başarısızlıkla karşı karşıya kalmak istemez, reddedilmekten hoşlanmaz, olumsuz şeyler yaşamayı tercih etmez. Kabul etsek de etmesek de olumsuz olayları deneyimlemek her insan için kaçınılmaz. Bu noktada pes etme opsiyonunun yakınından bile geçmeyip var gücüyle devam etmeyi tercih eden insanlar, peşlerine düştükleri çıkış yoluna mutlaka ulaşırlar. Bu insanların en belirgin ortak özelliklerine göz atalım.

1) Kontrol edebilecekleri şeylere odaklanırlar.

Kontrol edemediğimiz konulara odaklanmak, enerjimizi ve dikkatimizi kontrol edebileceğimiz noktalardan uzaklaştırır. Şu anda belirli bir yaşam alanınızda bir belirsizlikle uğraşıyorsanız, kontrol edip edemeyeceklerinizin bir listesini çıkarın. Bir iş görüşmesi için ne kadar zaman ve çaba harcayacağınızı kontrol edebilirsiniz fakat sonucu kontrol edemezsiniz. Öyleyse tüm enerjinizi ilk aşama için kullanın ve sonucun ne olacağı için düşünmek için vaktinizi boşa harcamayın. Stresi yenmenin ilk yolu, kontrolünüzün ötesindeki şeyleri değiştirmeye çalışmanın sizi daha fazla strese sokacağını kabul etmektir.




2) Şikayet etmek için zaman harcamazlar.

Okulunuzdan, işinizden, ailenizden, arkadaşlarınızdan, evinizden sürekli şikayet etmek var olan durumu daha iyiye götürmeyecek. Sürekli olumsuzluklardan dert yanmak sizi daha da fazla sıkışmışlık hissine esir edecektir. Hayatınız hakkında takdir edeceğiniz şeylere odaklanın, onların altını çizin hatta fosforlu kalemlerle çerçeveleyin. Kendinizi takdir edeceğiniz konu mutlaka ve mutlaka Nobel ödülü kazanmak ölçüsünde büyük bir şey olmayabilir. Sabah kendinize koyduğunuz yürüyüşe çıkmak, odanızı toplamak gibi basit bir amacı o gün içerisinde gerçekleştirdiğiniz için de kendinizi takdir edebilirsiniz, hatta etmelisiniz.


3) Kişisel algılamazlar.

İşler istediğimiz gibi gitmediğinde, kişisel olarak ele almamak oldukça zor olabilir. Olayları kişisel algıladığımızda; duyguları, öfkeyi, hüsranı ve mutsuzluğu daha derinden hissederek kendimizi daha da savunmasız hale getiriyoruz. Bu, sırtımıza ağır bir yük koymaktan farksız. Basit bir gerçek: Kimse sizin düşüncelerinizi sizin kadar umursamıyor. Yazar Don Miguel Ruiz der ki:



 “Başkalarının söyledikleri ve yaptıkları şey kendi realitelerinin, kendi hayallerinin bir izdüşümüdür. Başkalarının görüş ve eylemlerine karşı bağışıklık geliştirdiğinizde, gereksiz acı çekmenin kurbanı olmayacaksınız.”


4) Varsayımlarda bulunmazlar.

Eksik bilgilerin yokluğunda, boşlukları gördüğünüz veya duyduğunuz şeyleri yorumlayarak doldurmaya çalışırsınız. Fakat bunu yaparken, gerçekten ilgili bilgileri kaçırmak çok mümkün. Durumu anlamlandırmaya çalışırken, bugün ve geçmiş arasında kurduğunuz bağlantılar şu an içerisinde geçerliliğini kaybetmiş olabilir. Aynı olaylar; zamana, kişilere göre farklı sonuçlar doğuracağından o anki şartlara göre değerlendirilmelidir. Duygular, birçok hassas noktaya temas edebilir, eskiden zarar gördüğünüz anları su yüzüne çıkarabilir. Olumsuz yanlılığınızı beslemeyin. Varsayımlarınızı bunlara göre şekillendirip modunuzu düşürmeyin.




5) Değişimden korkmazlar.

“Değişim” kelimesi birçok insan için bir tehdit gibi algılanıyor, birçoğu değişimden korkuyor hatta değişimin fikrini bile reddediyor. İlk başta biraz göz korkutucu olabilir, ama uzun vadede daha yetkin halinize ulaşmanız bu yoldan geçiyor. Değişim olmadan asla neler yapabileceğinizi öğrenemez, tam potansiyelinizi keşfedemezsiniz. Değişime direnmeyin, onu kucaklayın.

This post is also available in: English

Kategoriler: Yaşam

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version