Atom Bombası Faciasından Sonra Japonya Nasıl Bu Kadar Hızlı Toparlandı?

Dilara Avlupınar

Dilara Avlupınar

Boğaziçi Ekonomi

6 Ağustos 1945 günü sabahı Hiroşima tüm dünyanın bir daha unutamayacağı bir felakete maruz kalmıştı. Neredeyse tüm şehri yok eden “little boy” isimli atom bombası atılalı bugün 72 yıl oldu. Tarihin ilk nükleer saldırısı olan bu olaydan 3 gün sonra ise Nagazaki şehri aynı acıyı tatmak zorunda bırakıldı. Peki iki şehri neredeyse tamamen yok olan, Napalm bombardımanı ile Tokyo şehri harap hale gelen Japonya 15 sene içinde yaralarını kapayıp nasıl dünyanın en büyük ekonomilerinden biri oldu?

ABD mandası altında askeri harcamaları neredeyse sıfıra indirdi.

ABD, savaşın bitmesinin ardından 7 yıl kadar Japonya’yı himayesi altına alarak yaralarını sarmasına yardımcı oldu. Ayrıca ABD hükümeti bu dönemde Japonya’nın ordu kurmasını yasaklayarak askeri birliklerini dağıttı. Bu sebepten dolayı tüm harcamalar kalkınmak adına yapıldı. Dağılan birliklerdeki askerler ise ucuz işgücü sağladı. ABD mandacılığının bitmesi ile de Japonya hükümeti ve halkı büyük ataklarda bulundu.

Sanayi devrimini desteleyebilmek için eğitime çok önem verildi.

Savaş sırasında milyonlarca vatandaş ölmüş ya da sakat kalmıştı. Savaşın bitimiyle askerlerin evlerine dönmüş olması, azalan nüfusu telafi etmek gibi sebeplerle hızlı bir nüfus artışı yaşandı. Japonya hükümeti ise eğitim kalitesini artırarak bu hızlı nüfus artışından faydalandı. Dünya standartlarında, belki de en iyisi, denebilecek bir eğitim modeli yakaladı ve sonucunda kalifiye işçi sayısı arttırıldı.

Enerji sektörüne büyük yatırımlar yapıldı.

Elektrik enerjisi, kömür, çelik, gübre vb. gibi sektörlere önem verildi. Yatırımların çoğu bu alanlarda yapıldı. Enerji sektörünün büyümedeki rolü düşünüldüğünde bu akıllı yatırımlar Japonya’ya çok şey kattı.

Birçok modern şirket kurarak milyonlarca istihdam sağlandı.

Savaştan sonra ekonomiyi doğrultma amacıyla birçok KOBİ kuruldu. Bu küçük ve orta ölçekli şirketlerin birleşmesiyle de son derece büyük ve “Toplam Kalite Yöntemi”ni kullanan uluslararası şirketler meydana geldi. Tüm üretim süreçlerinin kontrol edilmesi sistemi olan “Toplam Kalite Yönetimi” ile ucuz ve taklit olarak literatüre geçen Japon malları dünyanın her yerine satılmaya başlandı.

Çevresinde gerçekleşen olaylardan faydalanmayı bildi.

1950’de çıkan Kore Savaşı, Japon ekonomisinin sıçrama noktası oldu ve üretim %70 gibi bir oranda arttı. Sonrasında 1952 yılında San Francisco Barış Antlaşması ile Japonya’ya ekonomik ve siyasi bağımsızlık kazandırıldı. Ayrıca dünyadaki silahlanma yarışı Japon ağır sanayiisinin hızla gelişmesini sağladı.
İşte böyle hamleler sonucunda hızla sanayileşmeye ayak uydurdu ve yaşadığı felaketten neredeyse 10 yıl sonra, 1950’lerin ortasında savaş öncesi durumuna geri döndü. 1970’li yıllarda ise büyüme oranları %15’i gördü ve dünyanın en büyük ikinci ekonomisi haline geldi. 1992 yılında ise ekonomik durgunluğa giren Japonya şuan dünya ekonomileri sıralamasında üçüncü sırada.
Kategoriler: Tarih, Yaşam

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version