Türk Sanat Tarihinden Bilinmesi Gereken 10 Kadın Ressamımız

Edanaz Aksoy

Edanaz Aksoy

Editör - Bilgi Hukuk

Ülkemizde sanatçı olmak bu kadar zorken bir kadın sanatçı sanıldığından da zor dönemlerden geçmiştir. Cumhuriyet öncesi ve Cumhuriyet’i oluşturan kuşaklar içinden gelen sanatçılarımızı sizlerle paylaşmak istedim. 

1) Emine Fuat TUGAY (1897-1973)

Türkiye’ye yön veren devlet yöneticilerine dayanan bir aileden gelmektedir. Ressam kişiliğinin yanında hayırseverliğiyle tanınmıştır. Engin kültür bilgisi ve İngilizce yazdığı Oxford tarağından basılan kitabı ile tanınmıştır. 

2) Fahrelnisa ZEİD (1901 – 1991)

Pek çok sanatçı yetiştiren Kabaağaçlı ailesinden olan ressam, yurtdışında bir çok akımdan etkilenmiş bunu sanatına yansıtmıştır. Eserlerinde ve Sergilerinde krallar, kraliçeler ve statü sahipleri insanları konu edinmiştir. 

3) Aliye BERGER (1903-1974)

Ressamımız küçük yaşlarda keman çalmaya başlayarak sanata olan ilgisini ortaya koyuyor. Türkiye’nin ilk oyma gravütür sanatçısı olan Aliye Berger, dışavurumcu kimliğini sevdiği ve hayatını devam ettirdiği Büyükada da şekillendirmiş olsa gerek. Oyma baskı tekniğini yaymak için, İstanbul manzaraları ve tebrik kartları da üretmiştir.

4) Şükriye DİKMEN (1918-2000)

Yurt dışında Sanat Tarihi eğitimi aldıktan sonra Türkiye’ye döndü. Çağdaş Türk sanatında Soyutlamacı üslubu ile dikkatleri üzerine çekti. Kendisiyle eşlenen eseri ise tek figürlü kadın ve genç kız portresi olmuştur. 

5) Sabiha BOZCALI (1904-1998)

Endüstri üretimini konu olan, Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet’e geçişi ve Türkiye’nin modernleşmesini anlatan ressamımız eğitimini Almanya da tamamlıyor. Farklı perspektifleri aktarmayı seven Sabiha Bozcalı, Türkiye’nin ilk Kadın illüstratörü.

6) Maide AREL (1907 – 1997)

Ressamımız Türkiye’de kadın sanatçılar arasında kübizmden hareket eden ve geometrik soyutlama getiren bir öncüdür. Kübist üslupta figürü kendi içinde geometrik formlara bölerek ve renklerle boyayarak ve yöresel motiflere de yer vererek uyarlamıştır.

7) Eren EYÜBOĞLU (1907 – 1988)

Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun eşidir. Bedri Rahmi bu durumu su şekilde izah etmiştir “Ben sonradan ressamım. Eren anadan doğma ressamdır”. Ressamımız aslen Romanyalı olup eğitimini orada tamamlamıştır. 

Eserlerinde folklorik özellikleri plastik değerlerle birleştirmiş, biçim algısını ve anıtsallığı benimseyerek süslemecilikten kaçınmış; porte ve figürlerde ışık gölge dağılımını bu esas doğrultusunda uygulamıştır. 

8) Bedia Güleryüz (1908 – 1991)

İzlenimci sanat akımını benimseyen ve manzara resimlerini özellikle açık hava resimlerini tercih etmiştir. Renklerin uyumunu konunun çok daha ötesine taşımıştır. 

9) Fürümet TEKTAŞ (1912-1961)

Ressamımız yurt dışında eğitimini tamamladıktan sonra sanat hayatına Türkiye de devam etti. Sanatçı kimliğinin yanı sıra Girişimci kimliği ile ilk Flarmoni derneğini kurdu.

10) Leyla Gamsız SARPTÜRK (1921 – 2010)

Sanatını “Ben resim yaptığım sürece varım ve resim yapabildiğim zaman dünyayı yaşamaya değer buluyorum. Yaşantımla resimlerim bu nedenle bir bütünlük arz eder. Gerçek figür düzenlemelerimde gerekse peyzajlarımda, natürmortlarımda olsun ölçülü bir deformasyona, yalınlaştırılmış bir çağdaş biçim anlayışına önem veririm”diyerek özetler.
Kategoriler: Kültür, Sanat

Yorumlar (0) Yorum Yap

/