Orta Yaş Kavramını Yok Eden Bir Nesil: Perennialler

kendi dünyasında

kendi dünyasında

Dünyamda yer tutan gelişmeleri uzay boşluğuna bırakıyorum.

Zamanın ve yüzyılın değişmesi ile beraber sahip olunan tüm algılar da değişmeye başladı. Dünya’nın nüfus algısı da bu değişime direnemedi. 50 yıl önce orta yaş kavramı kadınlar için 50 yaş civarı olarak algılanıyordu.
Yaşların getirdiği anlamların değişmesi ile beraber dünya şu an yaşlı bir nüfusa sahip ve genç nüfusu çoğaltmak için topluma maddi manevi cezbedici çalışmalar yapılmaya başlandı.
50 yıl önce orta yaşlı bir kadın; emekli ya da ev hanımı olarak algılanıyordu. Dünyanın globalleşmesi ve teknolojinin bu denli yaygınlaşması ise yeni trendleri takip eden, kendine zaman ayırmak için hobilerinin peşinden giden ve teknolojiyle içli dışlı olan yaşsız bir nesil olan “Perennialler” ortaya çıktı.
Peki kim bu Perennialler? Nasıl bir nesil? Dünyaya bakışları, yaşam tarzları ve farklılıkları neler? Hep birlikte bakalım.

“Kalıcı” Perennialler

Her şeyin bir kökü olduğu gibi Perennial de Perennializm felsefesinden gelmektedir. Temel ilkesi “kalıcılık” olan felsefesi literatürde şöyle açıklanmaktadır:

“Eğitimin temel ilkelerinin değişmez ve daimî olduğunu kabul eder. Devamlılığın değişmeden daha gerçek olduğu görüşündedirler. Daimîciliğin temel ilkelerinden birisi, insan doğası devamlı ve değişmez olduğundan, eğitim de değişmezdir. Eğitim de herkes için aynı olmalıdır.”

Sürekli, kalıcı ve tekrar eden ve uzun ömürlü olan bir döngüyü düşünürsek, “daimicilik” ve “kalıcılık” anlamlarının “yaşsız” insanlar için aslında ne kadar anlamlı olduğunu görebiliriz.
Gelişmiş ülkelerin en büyük özelliği insanları biyolojik yaşları ile sınıflandırmadan, hayatla ne kadar iç içe olduğu ve dünyayı nasıl gördükleriyle ilgileniyor. Dünya gerçekten değişiyor ve insanları nesillere ya da yaşlarına göre ayırmak yavaş yavaş geride kaldı. İnsanlar birbirlerini sergilediği davranışlara göre değerlendiriyor ve ayrıştırıyor.




40 Yaş Üstü Kadınlar Kendilerini Tanımlıyorlar

The Telepgraph dergisi global bir anket düzenledi. Sonuçlara bakacak olursak yakın geçmişin aslında ne kadar çok değişim geçirdiğine şahit olabiliriz. İşte 40 yaş üstü kadınların kendilerini tanımlaması;
%96’sı orta yaşlı gibi hissetmiyor.
%80’i, orta yaşlı kadınlarla ilgili yaygın görüşün kendi hayatını yansıtmadığına inanıyor.
3/2’si hayatının doruk noktasında olduğunu düşünüyor.
%59’u hayatı boyunca olduğu kadar genç ve hayat dolu hissediyor.
%84’ü kendisini yaşıyla tanımlamıyor.

Perennialler, Orta Yaş Kavramını Çöpe Attı

Orta yaş kavramına dair alışılagelmiş tüm kavramlar tozlu raflarda yerini almaya başladı. Global markalar, trendleri takip etmeyerek hala bu algıya kapılabiliyor. Hala gelenekselliği takip eden markalara karşılık Netflix ve Amazon çalışmalarında Perennialler için sınırlamaları kaldırdı.
Netflix ve Amazon yaptığı algı ve reklam çalışmalarında global dünyaya ayak uydurması ile örnek  teşkil ediyor. Bu markalar hedef kitlelerini belirlerken yaşlarını değil, sahip olduğu zevkleri ve beğendikleri şeylere yönelik içerikler sunuyor.
1960-1980 yılları arası doğan nesil, X jenerasyonu olarak biliniyor. Bu jenerasyona yönelik yapılan araştırmalar sonucu, finansal olarak güçlü ve alışverişlerinde söz sahibi olarak bilinen bir nesil karşımıza çıkıyor.



Bu alanda Perennialler ortaya çıkıyor, Hayatın içinde var olduklarını ve hala ilgi sahibi insanlar olduklarını belirtiyorlar.
Kategoriler: Yaşam

Yorumlar (0) Yorum Yap

/