Etrafımızda bizi bir şeyler satın almaya iten bir yığın etkenin bulunduğu bir çağda yaşıyoruz. Sürekli bir şeyler satın alıyoruz, çok kısa sürede yenileri çıkıyor ve hemen yenilerine yöneliyoruz. Böyle bir ortamda artık lüks ürünleri satın almak yalnızca zenginlere has bir durum olmaktan çıkmış durumda. Elbette lüks ürünlerin hepsi düşük gelirli insanlar için ulaşılabilir değil ancak insanlar büyük fedakârlıklar yaparak pahalı ürünler almaktan çekinmiyor.
Banka hesabında milyonlar olan birinin oturduğu bir evde, yıllarca kenara ayırıp biriktirdiği parası ile orta gelirli bir aile de, bunun için borçlanmaktan da çekinmeden oturabiliyor. Bunun yanında, yalnızca iPhone alabilmek için işe girip çalışan, yeterli parayı biriktirince işten ayrılan gençler olduğunu da duymuştum.
Peki, bu daha pahalısına sahip olma hırsı nereden geliyor? Neden daha pahalı, daha lüks olanı almaya bu kadar hevesliyiz? İşte BBC’nin yaptığı habere göre bu durumun psikolojik açıklaması:
Yapılan araştırmalar, bir ürünün fiyatının ürünün değerinin algılanmasında önemli bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor. Bir başka deyişle, pahalı ürünlerin daha kaliteli olduğunu düşünüyoruz, aynı kalitede daha ucuzu da olsa pahalı olanı satın alıyoruz.
Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü ve Stanford Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmada, deneklere aynı şaraplar farklı fiyatlarda olduğu söylenerek sunulmuş ve beyinlerinin fonksiyonel MRI taraması yapılmış. Yüksek fiyatlı olduğu söylenen şarapların denekler tarafından daha büyük bir keyifle içildiği tespit edilmiş.
Bu konuda yapılan başka bir araştırmaya göre, deneklere farklı fiyatlarda aynı plasebo ağrı kesiciler verilmiş. Denekler, yüksek fiyat söylenen ağrı kesicinin daha etkili olduğunu söylemiş.
…
Harvard Üniversitesi’nde profesörlük yapan psikolog Michael Norton’a göre insanlar, iki kat pahalı ürünlerin iki kat daha kaliteli olduğunu düşünüyor.
Bunun yanında, insanların bu ürünleri satın aldığında alışverişten aldığı tatmin de iki kat daha fazla oluyor. Norton’ın araştırmasına göre, yüksek deneyimler istiyoruz, bu yüzden paramızı sürekli harcamaya eğilimliyiz.
…
Bazı insanlar da, kendilerine özel bazı eşsiz deneyimleri yaşamak için fazla para harcıyor. Unutulmaz deneyimler biriktirerek, tüketiciler bir başarı elde etmiş ve gelişme göstermiş hissediyorlar ve kendine verdikleri değer artıyor.
Amatör yarış otomobili sürücüsü, girişimci ve çılgın bir Ferrari koleksiyoncusu olan Josh Cartu, yalnızca arabaları sevdiği için değil bazı özel etkinliklere katılmak, özel bir sosyal çevreye sahip olmak gibi ayrıcalıklar hoşuna gittiği için de arabalara para harcadığını söylüyor.
…
Profesör Elizabeth Currid-Halkett ise, insanların para harcama alışkanlıkların günümüzde değiştiğini düşünüyor.
Profesör Elizabeth’e göre, ABD’deki yüksek gelir grupları artık tasarımcı çantaları gibi göze çarpan şeyler yerine, yüksek kaliteli organik gıdalar gibi daha az göze çarpan lüks ürünleri satın alıyor.
Artık lüks ürünler çok yaygın olduğu için, sosyal statünün bir belirteci olmaktan çıkıyor. İnsanlar, onlara statü kazandıran deneyimlere daha çok değer veriyor.
Bunun yanında, Profesör Norton, insanların fazla para harcamasının sebebinin, bu durumun onları mutlu etmesine dayandığını söylüyor ve güzel deneyimlere para harcamanın daha önemli olduğunu düşünüyor.
…
İnsanların para harcama çılgınlığı, para harcadıkları şeyin onlara verdiği haz ile doğru orantılı olarak artıyor. Ancak elde edilen bu tatmin duygusu, çoğu zaman kısa süreli oluyor. Bu yüzden, paranızı harcarken sizi uzun süreli mutlu edecek, hayatınıza değer katacak güzel deneyimler edinmenizi diliyorum. 🙂
Yorumlar (0) Yorum Yap