Şiddetin Hakim Olduğu Bir Dünyaya Barışı ve Sevgiyi Anlatmak İsteyen Barış Gelini Pippa Bacca

1974 yılında İtalya’nın Milano şehrinde doğdu Pippa. Asıl adı Giuseppina Pasqualino di Marineo idi. Ancak biz onu Pippa Bacca olarak tanıdık.  Silvia Moro adlı arkadaşı ile 8 Mart 2008’de Milano’dan yürümeye başladılar. “Barış Gelini” olarak tanımlıyordu kendini Bacca. Milano’dan başladıkları yolun güzergahı, Slovenya, Hırvatistan, Bosna, Bulgaristan, Türkiye, Suriye, Lübnan, İsrail ve Filistin şeklindeydi. Amaçları şiddetin hakim olduğu ülkelerde barış ve sevgi mesajı vermekti.
“Beraberimizde, yolculuk boyunca üzerinde birikecek tüm kirlerle birlikte götüreceğimiz tek elbise, beyaz gelinlik olacak.”

Neden “Barış Gelini” ve neden gelinlik sorularına kendi internet sitesinde şöyle açıklaıyor:

Pippa, sadece tek bir gün kullanılacak bir elbise için bu kadar çok özen gösterilmesini saçma buldu ve aklına gelinliği aksi bir şekilde kullanma fikri geldi. Öyle bir elbise ki; bir deneyimin tanığı olarak giyiliyor, anıları üzerinde topluyor, tükenerek ve kirlenerek… Savaşın, bir gerçeklik ya da yakın bir hatıra olduğu ülkeleri otostopla geçeceği özel bir seyahatte taşımak için tek bir elbise, sadece uyumak ya da yıkamak için üzerinden çıkaracağı.
… Tüm bu örneklerden sonra, yakın bir geçmişte savaş yaşamış ya da şu an yaşayan ülkelerle, evliliğin pozitif sembolü arasında gerçek bir karşılaştırma yapma fikri doğdu; bu memnuniyeti orada yaşayan kadınlara ve sanatçılara götürmek, değişiklikleri aşmak, küçük günlük kadınsı eylemlerle onların sıkıntısını bir nebze paylaşmak için. Pippa aksesuar olarak da beyaz topuklu ayakkabı giymeye karar verdi; çünkü bu da kadın olmanın sembolüydü ama aynı zamanda rahatsız ve acı vericiydi. Çünkü kadın olmak ve anne olmak, hepimizin barışı sağlamak için yaptığı yol gibi cesaret ve güç gerektiren bir şeydi.



… Etek, saflığın ve masumiyetin simgesi olan zambağa benziyordu, her bir katı ise zambağın yapraklarını andırıyordu. Etek, her birinin, kızların gittiği ülkeleri simgelediği (Slovenya, Hırvatistan, Bosna, Sırbistan, Bulgaristan, Türkiye, Lübnan, Suriye, Mısır, Ürdün, İsrail) değişik doğal materyallerden yapılmış on bir kattan oluşmaktaydı. Her bir kat, tıpkı gerçek bir kitap gibi numaralarla tanımlanmıştı ve bir de, yıkaması daha kolay olabilmesi için hepsinin çıkabildiği bazı katlarda da bu on bir ülkenin sembolü olarak, bayraklarının bazı desenleri dikiliydi; projenin çok kültürlülüğünü vurgulamak için eteğin bazı kısımlarında Bosna bayrağının yıldızlarını ve Türk bayrağının ay’ını, Hırvatistan’ın dama’sını, Slovenya’nın dağlarını bulabiliriz.

Otostop insanlara güvenerek seyahat etmenin bir yoluydu.

Bu yolculuk için uzun bir çalışma yaptı Pippa, bir sene boyunca Arapça çalıştı, ülkeler hakkında daha çok bilgi edinmeyi denedi. Otostopla seyehat edeceklerdi çünkü bu sayede yerel halka daha rahat ulaşabileceklerdi ve de aynı zamanda otostop insanlara güvenerek seyahat etmenin bir yoluydu. İstanbul’da arkadaşı Silvia’nın yolları ayrıldı. Beyrut’ta tekrar birleşeceklerdi.


Pippa’dan son haber 31 Mart’ta alındı.

31 Mart’tan sonra Pippa’ya uzun süre ulaşamayan ailesinin girişimleri sonucunda 3 Nisan’dan itibaren Pippa’nın kayboluşu medyada yer almaya başladı. Pippa’nın Kocaeli’nin Gebze ilçesinde en son bindiği kamyonun sahibi  Murat Karataş’ın yakalanması ve itiraf etmesi üzerine, Tavşanlı Köyü’nde Pippa’nın cesedi bulundu. Murat Karataş önce tecavüz etmiş ardından ise onu vahşice katletmişti. Mustafa Karataş’ın cezası ömür boyu hapis oldu.




Simone Manetti, Pippa Bacca’yı beyaz perdeye taşıdı.

Hikayeler ve insanlar ancak söylenirse vardır diye açıklıyor Simone Manetti. Pippa’nın hikayesini dinledikten sonra daha fazla araştırmak istemişti onu. İnsanların aklında onun hikayesini canlı tutabilmek ve amacını yaşatabilmek için bu yola giriyor Manetti. Pippa’nın ailesinin de yardımıyla geniş bir arşiv taraması yapılmış.
Film ilk olarak Film 37. Torino Film Festivali’ne sunuldu ve 5 Mart’ta İtalya’da sinemalarda ilk gösterimini yaptı. Ancak ardından tüm dünyayı etkisi altına alan korona pandemisi gerçekleşti. Sinemalar kapatıldı. Tükiye’de ne zaman vizyona gireceği nerelerde gösterileceği ne yazık ki henüz belli değil.


Editörün Notu:

Barışı ve sevgiyi anlatmak için yola çıkıp vahşice katledilen Pippa’nın hikayesi benim için yeri hep bambaşka olan bir hikayedir. O zaman asla anlayamamıştım neden böyle bir şey yaşandığını. Barışı ve sevgiyi göstermek isteyen bir insan neden katledilmişti?
Ardından haberlerde kadın cinayetleri daha çok dikkatimi çekmeye başladı. Bu olayın üzerinden 12 yıl geçti. Su getirmediği için dövülen, şort giydiği için tekmelenen, evlenme teklifini kabul etmediği için öldürülen, bir an başka birine benzetildiği için katledilen yüzlerce kadın hikayesi daha yaşandı. Kadın cinayetlerini durdurmak için ise elle tutulur tek bir adım bile atılmıyor. 2008’de eğer medya olayı irdelemeseydi belki de Pippa’nın başına gelenler asla aydınlatılamayacaktı. Pippa ve hayatını kaybeden kadınlar için susmayacağız, tüm dünyaya barışı ve sevgiyi anlatacağız!
Kaynak.
Kategoriler: Yaşam

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version