Tabii ki değilsin 🙂
Hey sen, merhaba!
Senden rica etsem 3 dakika kendini bir bırakabilir misin? Endişelerini, yapmakta olduğun ödevi, araman gereken insanları ya da yazacağın maili.
3 dakika…
Başka bir şeyler konuşacağız seninle bugün. Uzun zamandır içini sıkan, düşündüğün, merak ettiğin ama cesaret edemediğin bir şeyleri.
Benimle misin?
Teşekkürler! 🙂
Size bugün, diğer insanların yaptığı gibi, ne korku çığırtkanlığı yapacağım, ne de hayat kuşlar çiçekler böcekler gibi bir sanal mutluluk tarifi vereceğim.
Sizler de bana eşlik etmek isterseniz bu haftayı biraz da kendi yeteneklerimize ve yaratıcılığımıza odaklanarak yaşayalım istiyorum. Yaşayabilirsek… 🙂
Realistik optimist olarak, kendi gücümüze odaklanarak biraz daha kontrol edebildiğimiz şeylere odaklanarak. Ne dersin?
Geçtiğimiz haftalarda verdiğim eğitimde ve birlikte çalıştığım insanlardan son zamanlarda şu soruları duyar oldum:
“Benim yeteneklerim ne acaba?
Yeteneklerimi nasıl keşfederim?
Onları “İş’e dönüştürebilir miyim?”
O zaman anladım ki sadece katılımcılarla değil, sizlerle de paylaşmam gerek bildiklerimi. O yüzden adım adım birkaç yazıda paylaşmak istiyorum.
Uzun uzun yazıp sizi sıkmak istemem. 🙂
Çünkü kendi yeteneklerimizi ne kadar iyi bilirsek ve geliştirirsek, dünyanın herhangi bir yerinde bu yeteneklerimizle var olabilir, hayata anlamlı bir ayak izi bırakabiliriz diye düşünüyorum. Ve buna gerçekten de inanıyorum.
O zaman hazırsak başlayalım.
1) Çocukluğuna Geri Dön
Küçükken ne olmak istiyordun gerçekten?
O zamanlar gerçeklik duygumuz pek de yoktu. Henüz korkmayı ve başarısızlığı şimdiki gibi yaşamıyorduk, büyüdükçe öğrendik biz bunları. Öğrettiler. Başkalarının düşüncelerine ya da gerçekliğe kapılıp kendini/hayallerini sınırlamadan önceki halini biraz hatırlar mısın lütfen?
Başarısızlık korkusu bizim yeteneğimizi bulmamızı ve gerçekleştirmemizi engeller. Çocukluğumuza dönerek bu korku ve başarısızlık bakış açısından kurtulabiliriz. küçükken ne olmak istediğin bugünkü yeteneğine ve isteklerine bir nebze de olsa ışık tutacaktır.
Ejderha terbiyecisi olmak istiyorsan bu pek olası değil ama bilim kurgu yazarı olamayacağını kim söylemiş?
2) Neleri Yaparken Zaman Kavramını Yitiriyorsun?
Hani bazen sevdiğimiz şeyleri yaparken zaman nasıl geçmiş anlamayız ya, işte tam da bu anları not etmenizi istiyorum.
Lütfen kendinize çok yüklenmeyin, bazı yetenekler gizlidir ve hemen bulamayabilirsiniz ama tam da bu anlarda neler yaptığınızı lütfen anımsamaya çalışın. Mesela yazarken, oyun oynarken, müze gezerken olabilir. Bunları nasıl mı işe dönüştüreceğim? Bunlar hakkında eleştiri/fikir yazdığın bir blogun olabilir. Bununla başlayabilirsin.
İşte ya da okulda sıkılırken neler yapmayı hayal ediyorsunuz?
Kısıtsız imkan ve kaynağın olsa neler yaparsın?
Dünyanın herhangi bir yerine gitme imkanın olsa nereye gidersin? Neden?
Eğer işten ayrılsan, tüm gün neler yaparsın?
I am here and I exist.
Bütün bu sorulara verdiğin cevaplar aslında sana nelerin ilham verdiğini bulmanda yardımcı olabilir.
3) Başkalarına Sor
Bazen kendi yeteneklerimizi görme konusunda zorlanırız. Arkadaşların, ailen, seni iyi tanıdığını düşündüğün kişilere sor bakalım sen neleri iyi yapıyormuşsun?
Keşke şöyle bir yeteneğim olsa dediğin alanlarda belki de başkaları seni yeteneksiz bulacak. Hiç sorun değil! Doğuştan yeteneğin olmayan konularda kendini geliştiremeyeceğini kim söylüyor? Ya da bir konuda yeteneğin varsa hayatın boyunca onundan peşinden gitmene de gerek yok.
Mesela ailen ya da arkadaşların analitik zekanın kuvvetli olduğunu söylüyor, ama sen dağcılığa acayip tutku duyuyorsun. Bu ikisini birleştirecek bir formül bulamaz mısın gerçekten de?
4) Yeni Şeyler Dene
Eğer nelere yeteneğin olduğundan emin olamıyorsan dışarı çık ve yeni bir şeyler dene.
Başka insanların yeteneklerini izle, gözlemle ve onlarla bu konularda konuşmaktan zevk al. Dinle.
Düşünsene, en çok takdir ettiğin insanların hangi yetenekleri var. Seminerlere katıl, kongrelere git, sevdiğin insanların derslerine katılmayı teklif et. Mentorluk yap, mentorluk al.
Sor. Onlar nasıl başarmış?
“Only we are lost, that we are found.” – Jason Silva
5) Alan Yarat
Başka insanların fikirlerini sormak iyi güzel hoş da, bazen kendi kendine kalman gerekiyor. Kendi kendine sorgulaman ve kendini keşfetmen gerekiyor. Sakince, kendi halinde çünkü başkalarının düşünceleri ya da görüşleriyle hareket etmek uzun vadeli seni mutlu etmez. Onları eder.
Çoğu insan öyle bir anı bekliyor ki, hayatları değişecek, öyle bir şey olacak ki, gökten zembille ilham yağacak ve kendi yazgısını değiştirecek. Ya tabii ki ünlü müzisyenlerin kendi seslerini duydukları böyle bir an olmuştur. Ama en güzeli sessizce otururken kendi içindeki değişimi yaratacak o itki gücünü bulabilmek. Denesene, farklı bir deneyim olabilir.
Yalnız takıl biraz. Yeni deneyimleri yalnız yap. Başkasına ihtiyaç duymadan. Kendi kendine kal bakalım neler olacak.
Gizem, iyi güzel hoş diyorsun da ben bütün bunları nasıl yapacağım, asıl onu söyle diyorsanız eğer, sizler için bir kaç soru hazırladım. 🙂
Evet gerçekten de kendi potansiyelinizi keşfetmenizi çok isterim, bu yüzden zaten tüm çabalamam. Eğer 1 kişi bile kendinde bir şeyleri değiştirebilirse, güzel ve faydalı bir şeyler yaratabilirse, bu dünyaya katkısı olacağını düşünüyorum.
Bu sorular sizi gireceğiniz mülakatlara da hazırlar. 🙂 İşte sorularımız geliyor…
…
1) Neyi Sevdiğini Tanımlamak
Yapmaktan hoşlandığınız şeyleri listeleyin lütfen, kendinizi hiç yargılamadan. Başkaları okur diye rahatsız olmadan, saçma olun şeyleri bile yazın lütfen. Bunlar tutkularımızı ortaya çıkarabilecek sorulardan bazıları.
Başkası sizden istemese bile sizin severek yaptığınız şeyler nelerdir?
İnsanların sizi yapmaktan alıkoydukları, yeter artık yapma dedikleri şeyler nelerdir? (Benimkisi kitap okumaktı mesela)
Hangi şeyleri yaparken zaman kavramınızı yitiriyorsunuz?
Bedavaya bile olsa yapmaktan keyif aldığınız şeyler neler?
2) İlgini Çeken Şeyleri Bilmek
Aslında neyi seversin sorusuyla benzer bir konu. Fakat ilgi alanların daha çok öğrenmeyi, araştırmayı, okumayı ya da izlemeyi sevdiğin şeylerdir.
Ne tarz şeyleri okumayı seversin?
Ne hakkında konuşmayı seversin?
Genelde gözüne takılan konular/başlıklar ne hakkında olur?
3) Önceki Başarılarını Tanımla
Aklına gelen tüm başarılarını listele lütfen. Bu liste senin zaten kullanmakta olduğun ama farkına varmadığın bazı yeteneklerini ortaya çıkarabilir.
Okudayken en sevdiğin dersler nelerdi?
Ekibe dahil olduğun için mutlulukla çalıştığın projeler nelerdi?
Kısacası vay canına, bunda gayet iyi iş çıkarmışım aslında dediğin ne varsa hepsini yaz lütfen. Sonra bütün bu başarıların ortak noktasını bulabiliyor musun? Belirli bir pattern var mı bunlarda onları araştırmanı rica edeceğim.
4) Bazı Testleri Yapabilirsin
Myers- Briggs, DİSC, 16personalities.com da bulabileceğin gibi bazı karakter analiz testleri kendini tanımanda yardımcı olabilir.
5) Birilerine Sor
Dış gözlem bazen tahmin etmediğimiz yönlerimizi görmemizi sağlar. Arkadaşlar, aile, mentor ya da koç gibi…
Size garip gözlerle bakmadan bu işi profesyonel bir destekle tamamlayabilirsiniz, fakat yakınlarınıza şu soruları sorabilirsiniz mesela:
Sence ben neyde iyiyim?
Küçükken ne olmak isiyordum? Nelere ilgim vardı? Nasıl bir çocuktum? Sence beni mutlu eden, beni idi hissettiren enerjimi yükselten şeyler neler?
6) Zayıflıklarını Bil
Ben biliyorum demiyorum, öğreniyorum, gelişiyorum.
Senin hayallerini gerçekleştirmiş insanlar var beki etrafında onları araştır. LinkedIn bu konuda harika bir yer, Networking etkinliklerine katıl, fikrine ve bakış açısına güvendiğin insanlara sor, tanış. Kendini anlat lütfen.
Herşeyde iyi olamayız. Biraz canını sıkabilir ama lütfen kendine şunları sor:
Neyi yaparken çok vakit harcıyorum?
Neleri yapmayı erteliyorum?
Neler beni garip hissettirir ya da rahatsız eder?
İnan bana sandığından daha açık insanlar. Artık bildiklerini paylaşma zamanı. Sen de kendi potansiyelini ya da yeteneklerini başkalarıyla paylaşarak onlara ilham vermek istemez misin?
Henüz kurumsal hayata ya da iş hayatına atılmamış insanlarla bir araya gelerek onlarla naçizane deneyimlerimi paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.
İstifa kararımı babama açıklarken şunu söylemiştim. Onun en büyük hayallerinden biri benim gazeteye çıkmamdı. Neden diye sormayın, ben de bilmiyorum 🙂
Ona şöyle demiştim:
“Baba, eğer bu işte çalışmaya devam edersem ben gazeteye falan herhalde 50 yaşında ancak çıkarım. Onu da ya çıkarım ya çıkamam. O yüzden ben kurumsal hayatı bırakıyorum.”
O zamanlar bana pek de inanarak bakmamıştı ama geçenlerde ana akım bir gazetede çıktığımda tabii ki çok mutlu oldu.
Ama o plazadaki masamda oturarak bunları gerçekleştirebileceğimi düşünmüyordum bile. Hatta o gazetenin beni arayarak “dreamer” olarak size yer vermek istiyoruz diyeceklerini söyleseler “Hadi canım sen de!” derdim. Ama olabiliyor. Kendinize ve hayallerinize inanın lütfen.
Siz kendinize inanmazsanız, başkaları neden inansın?
Ben size inanıyorum,
Gerçekten de 🙂
Dilerseniz beni
Insgragram’dan takip edebilirsiniz!
This post is also available in:
English
Yorumlar (0) Yorum Yap