Ayn Rand’dan Bireysel Faydacılık Üzerine Fikirlerinizi Alt Üst Edecek 15 Alıntı

Ayn Rand, objektivizm kavramının mimarı. Alışılmadık fikirleri ortaya atmış ve en çok tartışma yaratmış filozofların başında geliyor. Öyle ki sevenleri hayat felsefesini ona göre düzenlerken, sevmeyenleri acımasız eleştiri oklarını üstüne doğrultur.
Şartlar ne olursa olsun, alışılmışın dışında fikirleri ve 1200 sayfayı aşkın “Atlas Silkindi” adlı eseri birçok insanın başucu kitabı olmuştur.
Kendisine göre dünyada iki tip insan var: Vizyonu geniş, aklını dolduran insanlar ve bu vizyonu geniş insanlar sayesinde hayatta kalan, “üretmeyen” insanlar.
Ayn Rand, vizyonu geniş insanların kendilerini sürekli geliştirmelerini, tabiri caizse “bencil” olmalarını, böylelikle dünyanın da gelişeceğini öne sürer. Bencillik kelimesinin altını sıklıkla çizer, çünkü ona göre bencillik en çok yanlış anlaşılan kelimelerden biri.
Elbette objektivizm, neredeyse her kavramda olduğu gibi kendi içinde de artılarını ve eksilerini barındırıyor. Bu yüzden kendisinin fikirlerini tek taraflı bir perspektiften değerlendirmek yanlış olur.
Onun felsefesi hakkında fikir sahibi olmak için kitaplarında geçen ve kendisinin söylediği sözlere bakalım:

1) “Hayatım ve hayatıma olan sevgim adına yemin ederim ki, hiçbir zaman bir başka insan için yaşamayacağım ve hiç kimseden benim için yaşamasını istemeyeceğim.”

2) “Benim felsefem: Özünde, hayattaki ahlaki amacı kendi mutluluğunu olan, varlığının yegane amacı ve en yüce eseri olarak yaratıcı üretkenliğini gören kahramansı bir varlık, bir insan konseptidir.”

3) “Eğer emin olmamanın herhangi bir bölümü, kalbinle zihnin arasındaki bir çelişkiyle ilgiliyse: zihnini izle”

4) “Ben insanlarla mücadele etmek istemiyorum. Beni yalnız bırakmalarını istiyorum. Yaşamak istiyorum.”

5) “Yavrularına sağ kalmayı öğreten tüm canlıları düşündü. Kedilerin yavrularına avcılığı öğretmesi, kuşların uçmayı öğretmesi… Oysa sağ kalmak için aklını kullanması gereken insan, çocuğa düşünmesini öğretmeyi beceremediği gibi, eğitim süreci boyunca onun beynini mahvediyor, onu düşünmenin kötü olduğuna inandırıyor, hem de bunu o daha düşünmeyi öğrenmeden önce yapıyordu.”

6) “Sosyal yaşamda kazanılan iki büyük değer vardır: Bilgi ve ticaret.”

7) “Yaratıcı insanı motive eden, başarma arzusudur; başkalarını yenme arzusu değildir.”

8) “Yeteneksizlikten nefret ederim. Galiba nefret ettiğim tek şey o. Ama bu bende insanları yönetme isteği doğurmadı. Onlara bir şeyler öğretme isteği de doğurmadı. Kendi işimi kendi yolumdan yapma, gerekirse o yolda kendimi parçalama isteği doğurdu.”

9) “İhanet ettiği, feda ettiği her şey herkesin kendi egosu. Bütün iğrenç hareketlerin de kökü o değil mi? Bencillik değil, benliğin yokluğu bu. Bir bak o insanlara. Hile yapan, yalan söyleyen, ama görünüşte saygınmış gibi davranan insan. O aslında kendisinin namussuz olduğunu biliyor, ama başkaları onu namuslu sandığı için, çevreden saygı topluyor, oradan kendine elden düşme bir özsaygı çıkarıyor.”

10) “Yaşayan her şey büyümeli. Olduğu gibi duramaz. Ya büyürüm ya da yok olurum…”

11) “Değişim evrenin birinci ilkesidir. her şey değişir. Mevsimler de, yapraklar da, çiçekler de, kuşlar da, ahlak anlayışları da, insanlar da, binalar da. Diyalektik süreç bu…”

12) “Her insan kendi anlamını, biçimini ve amacını yaratır. Başkalarının neler yaptığı neden bu kadar önemli oluyor? Sırf kendinizin değil diye neden kutsal sayılıyor? Neden sizin dışınızdaki herkes haklı oluyor da bir tek siz olamıyorsunuz? Neden başkalarının sayısı gerçeğin yerini alabiliyor? Gerçek neden yalnızca aritmetik meselesi oluyor, onda da yalnızca toplama işlemi oluyor? Neden her şey eğilip bükülüp mantık dışına çıkarılarak başka şeylere uydurulmaya çalışılıyor? Bir nedeni olmalı. Bilmiyorum. Hiçbir zaman bilemedim. Anlamak isterdim.”

13) “Dünya bizler kurtarma ve bize iyilik etme aşkıyla dolu insanlar tarafından hep kana bulandı. Tarihteki bütün savaşları yürekleri iyilikle dolup taşan, kendini bir dava uğruna feda ettiğini düşünen kurtarıcılar çıkardı. Hitler Almanları; Stalin, işçileri; Mao, köylüleri kurtarmak için dünyayı kana buladı. Milyonlarca insan, kurtarıcıların şefkat dolu ellerinde can verdi. Onlar hep biz dediler, hiçbir zaman ben deyip kendilerini düşünmediler. Ama bilim, zenginlik, hayatı kolaylaştıran, yaşanır kılan her türlü buluş ve bilgi kendi çıkarları için çalışan işini iyi yapan bencillerin eseriydi. Onlar hiçbir zaman biz olmadılar. Sadece işlerini iyi yapmaya çalıştılar ve bizlere rağmen başardılar.”

14) “İnsan herhangi bir hayvan gibi sadece içinde bulunulan ana dayalı hareket ederek hayatta kalamaz. İnsan, amaçlarını belli bir zaman dilimi içinde planlamak ve başarmak zorundadır; insan, davranışlarını hesaplamayı ve hayatını planlamayı uzun vadeli olarak yapmalıdır. Bir kişinin aklı ne kadar iyi ve bilgisi ne kadar fazla ise, planlamasını yapacağı süre de o kadar uzun olacaktır. Bir medeniyet ne kadar ileri veya gelişmişse, o kadar uzun vadeli davranış gerektirir ve bu yüzden, insanlar arasındaki sözleşmelerin süresi o kadar fazladır ve bu sözleşmelerin güvenliğinin korunmasına duyulan ihtiyaç da o kadar aciliyet taşımaktadır.”

15) “Bencil kişi salt anlamda bakıldığında başkalarını feda eden kişi değildir. Başkalarını herhangi bir şekilde kullanma ihtiyacının üstüne çıkmış kişidir. Onun işlerliği, diğer insanların kanalıyla değildir. Birincil anlamda onlarla ilgilenmemektedir. Amacı da, düşüncesi de, arzuları da, enerjisinin kaynağı da hep onların dışındadır. Bir başka kişi için var olmasını istememektedir. İnsanlar arasında oluşabilecek tek kardeşlik, tek karşılıklı saygı bu yolla olabilir.”


Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Kategoriler: Alıntılar

Yorumlar (0) Yorum Yap

/