1) “Günaha girmekten korkuyordu zavallı kızcağız, hangi
günahtan? Neden günah sayılıyordu insanın isteklerine uyarak yaşaması?”
2) “Ölüm varsa da, her zaman, ikinci gelir.
Çünkü her zaman en başta, özgürlük.”
3) “İnsanlar sustukları zaman, anlarsın
sonunda gerçeği öğrendiklerini ya da hiç değilse
ezberledikleri yalanları yinelememenin
o gizli gururunu duyduklarını…”
4) “Kendi ülkelerine yabancı, kendilerine yabancı, kayıtsız onlar ki
bir zamanlar sorumluluklarına inanmışlardı,
sorumluluğuna genellikle yurttaşın,
onlar ki geniş bilgileri vardı (bazen ezberlenmiş),
güzeldiler, kolayca inandırılırlardı.”
5) “Ve birden, hepsi sustu, kendilerini yapayalnız ve ötekilerden kopmuş hissederek, özgürmüş gibi, süreyle birleşmiş gibi, herkesin olan bir yalnızlıkta. Ve o zaman anladılar ki yalnızlıklarıdır biricik özgürlükleri, ama o da (gözle görülmese de) korunmasızdır, yaralanabilir, binlerce tuzak ortasında, yapayalnız.”
6) “Ve insanlar böylesine bölünmüş, görevle korku arasında, yalnızlıkla sevgi arasında, öfkeyle acı arasında, böylesine bölünmüş. Bir şey eksik bu dünyada. Bir şey eksik.”
7) “Bitmez yarıda kalan. Yeniden başlar.”
8) “Barış yemek kokusudur tüten akşamleyin, arabanın yolda durmasının korkutmadığı, kapı çalınmasının dost demek olduğu…”
9) “Kardeşlerim,
barış içinde derin derin soluk alıyor tüm dünya bütün düşleriyle. Verin elinizi kardeşlerim, işte budur barış.”
10) “Biliyor musunuz, bazen ancak parçalanmakta sapasağlam kalabileceğimize inanıyorum, bunun bilincindeysek elbet.
Hem nasıl bilincinde olmayız, bizi parçalayan ve yeniden yadsıdığımız şeylerle bir araya getiren de kendi bilgimiz olduğuna göre.”
This post is also available in: English
Yorumlar (0) Yorum Yap