Kızılderililerden Modern Hayatı Sorgulatan 10 Alıntı

Philippe Dumas

Philippe Dumas

Yeni nesil iş insanı

1871’de doğmuş bir Stoney kızılderilisi olan Yürüyen Boğa diye de bilinen Tatanga Mani, 87 yaşında kızılderililerin temsilcisi sıfatıyla Kanada tarafından bir dünya turuna çıkarılır.
Tatanga Mani Londra’da yaptığı konuşmasında kızılderililerin doğa ile olan ilişkisinden şöyle bahseder:

“Dağlar her zaman taş binalardan daha güzeldir. Şehirlerdeki yaşam yapay bir hayattır. Şehirlerde insanlar ayaklarının altında toprağı hissedemiyor doğa ile bağ kuramıyor, saksıdakiler dışında bitkilerin büyümesine şahitlik edemiyor, gökyüzündeki yıldızları bile caddelerdeki ışıklardan dolayı göremiyorlar.”

Doğaya olan saygıları herkes tarafından bilinen kızılderililerin modern hayatı sorgulatan düşünceleri ise şu şekilde:
1) Ağaçların konuştuğunu bilir miydiniz? Evet, konuşurlar. Birbirleriyle konuşurlar, kulak verirseniz sizinle de konuşacaklardır.
2) Asıl sorun sizin dinlememeniz, doğayı, ağaçları…
3) Biz ağaçlara zarar vermek istemeyiz. Ne zaman onları kesmemiz gerekse, önce onlara tütün ikram ederiz. Odunu asla ziyan etmeyiz, lazım olduğu kadar keser, kestiğimizin hepsini kullanırız. Eğer onların hislerini düşünmez ve kesmeden önce tütün ikram etmezsek, ormanın diğer bütün ağaçları gözyaşı dökecektir, bu da bizim kalbimizi yaralar.
4) Eğer herkes bir başkası için bir şey yaparsa dünyada ihtiyaç içinde kimse kalmaz. Sadece bir kişiye yardım et! Şu an böyle bir gelenek yok ama olacağına inanıyorum, insanlar bu yolu öğrenecekler.
5) İnsan tabiattan uzaklaştıkça kalbi katılaşır.
6) Yeryüzü bize atalarımızdan miras kalmadı. Biz onu çocuklarımızdan ödünç aldık.
7) Yapmamız gereken, her şeyi eski sadeliğine döndürmektir, böylece bozulan düzenimiz yeniden kurulacaktır.
8) Barış ve mutluluk her anda mevcuttur. Barış ve mutluluk her adımdadır. Ruhun meseleleri için siyasi çözümler yoktur.
9) Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak. Şükredecek bir şey bulamıyorsan içindeki kusuru ara.
10) Sahip olma isteği onlarda bir hastalık olmuş. Bu insanlar, zenginlerin bozabileceği ama yoksulların bozamayacağı birçok kural koymuşlar. Yönetici olan zenginleri güçlendirmek için yoksullarla güçsüzlerden vergiler alıyorlar. Bizim annemizin, toprağın, kendilerinin olduğunu söylüyor, komşularını çitler yaparak kendilerinden uzaklaştırıyorlar; toprağı binalarıyla ve öteki süprüntüleriyle çirkinleştiriyorlar. Bu ulus, baharda yatağından taşarak, yoluna çıkan her şeyi yok eden bir ırmağa benziyor.
Kategoriler: Alıntılar

Yorumlar (0) Yorum Yap

/