Robin Sharma bu kitabında geçirdiği kalp krizi sonrasında kendini keşfetme yolculuğuna çıkan eski, başarılı fakat hırsları uğruna hayatını bir uçuruma sürüklemiş bir avukatın bu yolculuğunda öğrendiklerini bir hikaye yoluyla bizlere aktarıyor. Okurken düşündüren , sorgulatan bu kitabı kişisel gelişime meraklı olan herkesin en az bir kere okumasını tavsiye ederim.
“Başkalarını yalnızca kendini sevme sanatında ustalaştığında gerçekten sevebilirsin. Başkalarının kalplerine yalnızca kendi kalbini açtığında ulaşabilirsin. Kendini dengeli ve canlı hissettiğinde daha iyi bir insan olmak için çok daha iyi bir konumda olursun.”
…
“Hepimiz etten ve kemikten ibaretiz. Hepimiz aynı evrensel kaynaktan geliyoruz.Ancak yalnızca var olmak dışında bir şeyler yapanlar , insani potansiyellerinin ateşini canlı tutanlar ve yaşamın büyülü dansının zevkini çıkaranlar, sıradan yaşamları olan bizlerden farklı şeyler yapıyorlar. Yaptıkları bu şeyler arasında en önemlisi , dünyalarındaki her şeye karşı pozitif bir yaklaşımı benimsemektir.”
…
“Yaşamında başına ne gelirse gelsin buna vereceğin yanıtı seçme kapasitesine yalnızca sen sahipsin.Her koşulda pozitifi arama alışkanlığı geliştirirsen yaşam kaliten en yüksek düzeyine ulaşacaktır. Bu tüm doğa yasalarının en muhteşem olanlarından biridir.”
…
“Bir kez yaşama amacının ne olduğunu bulduğunda , dünyan canlanacak. Her sabah sınırsız bir enerji ve heves kaynağıyla uyanacaksın.”
…
“Yaşamını iyileştirmek ve hak ettiğin biçimde yaşamak istiyorsan, kendinle yarışman gerekir. Başkalarının senin hakkında söyledikleri bir şey ifade etmez. Yaptığının doğru olduğunu biliyorsan başkalarının yargıları hakkında kaygılanmamalısın.”
…
“Başka birinin hayalleri hakkında düşünerek geçirdiğin her saniyeyi kendinden çalmış olursun.”
…
“Uyandıktan sonraki ilk on dakika içinde düşündüklerin ve yaptıklarının günün geri kalanı üzerinde belirgin etkileri vardır. Olumlu şeyler düşün. Tüm sahip oldukların için şükret. Şükran listen üzerinde çalış Biraz güzel müzik dinle. Güneşin doğuşunu izle , hatta belki doğal bir çevrede kısa bir yürüyüş yap.”
…
“Dört yaşındaki bir çocuğun günde kaç kez güldüğünü tahmin et.
“Kim bilir?”
“Ben biliyorum; üç yüz kez. Şimdi toplumumuzdaki bir yetişkinin ortalama bir gün boyunca kaç kez güldüğünü tahmin et.”
“Elli” diye şansımı denedim.
“Şunu on beş yap.” dedi Julian.
…
“Mutlu olduğumuz için gülmeyiz. Güldüğümüz için mutluyuzdur.”
…
“Bazı insanlar başkalarının hatalarından da birşeyler öğrenebilirler. Onlar akıllı kişilerdir. Bazıları da derslerin sadece kişisel deneyimlerden elde edileceğine inanırlar. Böylece gereksiz acı ve ıstırap çekerler.”
…
“Bizler spiritüel bir deneyim yaşayan insanlar değil, insani deneyim yaşayan spiritüel varlıklarız.”
…
“Nazik ol. Hergün karşılıksız bir iyilik yapmaya çalış. Yaşam kaliteni, yaşama yaptığın katkılar belirleyecektir. ‘Sana gül veren elde hep biraz koku kalır.’ Başkalarının yaşamlarını iyileştirmek için çalışırsan, dolaylı olarak kendi yaşamını da iyileştirirsin. Hergün iyilik yapma alışkanlığını edinirsen, yaşamın çok daha zengin ve anlamlı hale gelir, her gününe kutsallık ve yücelik katmış olursun.”
…
“Gerçek anlamda mutlu ve doyurucu bir yaşam, ancak “anı yaşamak” adı verilen süreçle mümkündür. Her günün sana sunduğu özel anların tadını çıkar. Çünkü sahip olduğun tek şey “bugün ve şu an”dır.”
…
Yorumlar (0) Yorum Yap