Uyumsuz Yazar Albert Camus'nun Sansasyonel Yapıtı 'Sisifos Söyleni' Kitabından 9 Alıntı

Varoluşçu yazar Albert Camus’yu ve onun ses getiren eseri Yabancı’yı bilmeyeniniz yoktur. Yabancı, günlük yaşam koşuşturmacasını dini ve toplumsal yargılardan sıyrılarak tarafsız sayılabilecek bir kayıtsızlıkla yansıtan bir romandır. Yazarın aynı yıl yayınladığı bir diğer yapıt ise Sisifos Söyleni’dir. Sisifos Söyleni sadece Yabancı’nın değil, Camus’nun düşünce yapısının da temelini oluşturan başkaldırı felsefesini; belirli bir olay örgüsü olmadan ve sembollere dayandırmadan okuyucuya aktardığı bir deneme özelliği taşıyor.“Duru bir dille yazanların okurları; muğlak, karmaşık yazanların ise yorumcuları vardır.” diyerek yazılarındaki sade dil özelliklerine vurgu yapan Fransız-Cezayirli yazarın yalın bir anlatımla kaleminden dökülen tespitlerinin yerindeliği, üzerinizden uzun süre atamadığınız çarpıcı bir etki bırakıyor. Altını çizip üzerine notlar aldığım pek çok satır arasından yalnızca 9 tane seçmekte zorlansam da, Sisifos Söyleni’nden mutlaka okumanız gereken ve vurucu olduğu kadar varoluşun anlamı üzerine düşünmeye de sevk eden alıntıları sizin için derledim.

…

1) “Bildiğimle ve yalnız bununla yaşayıp yaşayamayacağımı bilmek istiyorum.”

2) “Kendi durumum olarak tanıdığım durumun ne getirdiğini soruyorum, onun karanlıkla, bilgisizlikle yüklü olduğunu biliyorum, ama bana bu bilgisizliğin her şeyi açıkladığını, bu karanlığın da benim ışığım olduğunu söylüyorlar.”

3) “Ağaçlar arasında bir ağaç, hayvanlar arasında bir kedi olsaydım, bu yaşamın bir anlamı olurdu, daha doğrusu bu sorunun hiç anlamı olmazdı, çünkü dünyadan bir parça olurdum, oysa şimdi tüm yakınlık gereksinimimle onun karşısındayım. Öylesine önemsiz olan bu us, işte beni tüm evrenin karşıtı yapan bu.”

4) “Bir insanın yenilgileri koşulları değil, o insanın kendisini yargılar.”

5) “Neden çok sevmek için ender olarak sevmek gereksin ki?”

6) “Durasız aşk ancak engellerle karşılaşılırsa doğar. Çarpışmasız tutku yoktur pek.”

7) “Bizi bazı varlıklara bağlayan şeye aşk dememiz, kitapların ve söylencelerin kafamıza soktuğu ortak bir görüşe dayanmamızdandır ancak. Ama beni aşkta yalnızca bir varlığa bağlayan şu istek, sevgi ve us karışımını görüyorum. Bu birleşim bir başkası için geçerli değildir. Tüm bu deneyimleri aynı adla karşılamaya hakkım yok.”

8) “Günü gününe yaşayan insan oyalanmayı pek sevmez. Her şey onu sıkıştırır tersine. Aynı zamanda da hiçbir şey kendi kendinden fazla ilgilendirmez onu, hele ileride ne olabileceği konusunda. Tiyatrodan, gösteriden hoşlanması bundandır, birçok yazgılar sunulur kendisine, bunların acısını çekmeden şiirini alır.”