Yıllarca Bipolar Bozukluk ile Savaşan K.R. Jamison’ın Durulmayan Bir Kafa Kitabından 15 Alıntı 

Kay Redfield Jamison manik-depresif hastalıklar üzerine uluslararası bir uzman ve bir ABD’de tıp profesörü. Bunun yanı sıra bipolar bozukluğun karmaşa ve yıkımını yaşayan biri. Kaleme aldığı Durulmayan Bir Kafa (An Unquiet Mind) kitabında ise iradesini, azmini ve entelektüel yeteneklerini kullanarak manik-depresif hastalıkla on yedi yaşından beri nasıl savaştığını anlatıyor.
Bipolar bozukluğun belki de en acımasızı olan ilaç almama isteğinin sebeplerini, mani döneminde hayal dünyasına duyulan özlemi ve hastaları başta olmak üzere kendisinin de yaşadığı dramı ustalıkla işliyor.İşte o kitaptan bazı değerli alıntılar:

“Birdenbire aklım bana düşman kesilmişti: Boş heveslerimle alay ediyor, bütün saçma sapan tasarılarımla dalga geçiyordu; artık hiçbir şeyi ilginç ya da üstünde durmaya değer bulmuyordu.”

“Sessiz, sakin, hareketsiz bir yaşam bana uyar mıydı ?.. Şüpheliyim. Ama kimi kez öyle bir yaşamın özlemini çekiyorum.”



“Başlangıçtaki hafif manilerim son derece başdöndürücü hallerdi, bana müthiş kişisel keyif verir, düşüncelerimin başka dönemlerle kıyaslanmayacak kadar büyük bir akıcılık kazanmasını sağlar, yeni fikirlerin kâğıda dökülmesini ya da projelere dönüşmesini mümkün kılacak bitmez tükenmez bir enerji kaynağı olurlardı.”

“Ailem, arkadaşlarım, normal olmaktan memnun olacağımı, normal bir enerji ve uyku düzenine ulaşmaktan huzur duyacağımı bekliyorlardı.’ Oysa insan bir kez yıldızların üstüne basmışsa, gezegenlerin halkalarını ellerinde tutmuşsa, geceleri dört beş saat uyuyorsa, günlerce , haftalarca geceleri sabahlara kadar uyanık kalmışken artık bunu yapamıyorsa, o eski başdöndürücü uçuşlarını deli gibi özlüyor.”

“Elbette zaman zaman yüreğim daralmıyormuşçasına neşeli görünüyorum, insan içinde aklım başımdaymış gibi konuşuyorum, dışarıdan bakıldığında keyfim Allah bilir ne kadar yerinde. Oysa ruh ölümcül uykusunu sürdürüyor, kalbin binbir yarası kanıyor.”

“Hangi duygularım gerçek? Ben, hangi benim? Aklına eseni yapan, çılgın kaotik, anarşik, deli kişi mi benim? Çekingen, içine kapanık, çaresiz, intihara eğilimli, karamsar, bitkin kişi mi benim? Herhalde her ikisinden de var içimde. Umarım ikisinin de fazlası yok.”

“Bazı şeyleri anlamakta gereğinden fazla geciktimse de, sonunda anladım: Kaybolan yıllar, bozulan ilişkiler geri gelmiyor, insanın kendisine ve çok verdiği zarar her zaman telafi edilmiyor, yegâne iki seçenek delilik ve ölüm olduğunda ilaçların zorunlu kıldığı denetimden kurtulmanın getirdiği özgürlük anlamsızlaşıyor.”

“Maninin belki de tek iyi yanı, belleğinizi kısmen silmesi…”



“Birdenbire aklım bana düşman kesilmişti: boş heveslerimle alay ediyor, bütün saçma sapan tasarılarımla dalga geçiyordu; artık hiçbir şeyi ilginç ya da eğlenceli ya da üstünde durmaya değer bulmuyordu.”

“Beni böylesine kolayca, bu kadar iyi anlaması karşısında büyülendim, fiziksel olarak da müthiş etkiliyordu beni. Şişedeki şarap bitmeden çok önce ikimiz de anlamıştık ki, artık geri dönüşü olmayan bir yoldayız.”

“Uyku azalması maninin hem bir belirtisi hem de sebebidir ama bunu o zaman bilmiyordum, zaten bilseydim de pek bir şey fark etmezdi.”

“Bütün duyargalarım ayaklanmıştı, bedenim titreşimlerle çınlıyor, gözlerim fır dönüyor, çevremdeki her şeyi hissediyordum. Koşuşturuyordum. Yalnızca koşuşturmuyor, çok hızlı ve çılgınca koşuşturuyordum. Hastanenin otoparkının bir ucundan öteki ucuna fırlıyor, içimde sonsuz, yerinde duramayan, manik enerjiyi yakmaya uğraşıyordum. Çok hızlı koşuyor, yavaş yavaş deliriyordum.”

“Üniversite yıllarının pek çok kişinin hayatındaki en güzel yıllar olduğunu biliyorum. Bu benim için inanılmaz, anlaşılmaz bir şeydi. Üniversite dönemimin büyük bir bölümü korkunç bir mücadele, şiddetli ve ürkünç duygu durumlarından oluşan, sürekli yinelenen bir kâbuslar dizisi olarak geçti.”



“Aslında gittikçe artan tedirginliğim, çok çabuk sinirlenmeye başlamam, ille de heyecan peşinde koşmak istemem, kocamın eskiden en çok sevdiğim özelliklerine isyan etmeme yol açmıştı. Onun yumuşaklığı, iyi kalpliliği, dengesi, bana olan sevgisi artık hoşuma gitmiyordu. Yepyeni bir yaşama atılmak isteği duyuyordum.”

Editörün notu: Umutsuzca mani halindeyseniz etrafınız sizi anlaşılması güç buluyorsa, yalnızlığı dibine kadar tatmış bir halde bipolar bozukluğun acımasızlığı içinde savruluyorsanız bu kitap sizi anlayışla sarmalayacaktır. Anormalliğin içindeki normali keşfedecek, yalnız olmadığınızı hissedecek ve bir nebze olsun anlaşıldığınızı hissedeceksiniz. Tamamen merhem olmayacak olsa da size sadık yol arkadaşınız haline gelecek.

Kitap Görseli: @egitimcikitapligi
Kategoriler: Alıntılar

Yorumlar (0) Yorum Yap

/