Çocuk Şiirleri: Ünlü Şairlerimizden Çocuk ve Çocukluk Temalı Şiirler

Çocukların dünyadaki değeri ve anlamı şüphesiz çok başka. Çocuklardan öğreteceğimiz şeyler olduğu kadar çocuklardan öğreneceğimiz de birçok şey var. Çocuklar için ünlü şairlerimiz tarafından yazılmış çocuk şiirlerini, çocuk şiirleri listemizde sizler için bir araya getiriyoruz. Dünyadaki ilk ve tek çocuk bayramı kutlanan ülkemizde çocuklara verilen değerin en büyük göstergesi. Listemizde çocuk şiirleri olduğu kadar çocukluğu anımsatan şiirlere de yer vermeye çalıştık. İşte çocuklar için yazılmış en güzel çocuk şiirleri:


1) 23 Nisan – Hasan Ali Yücel

çocuk şiirleri

Yirmi üç Nisan…
Yurdu koruyan
Yarını kuran
Sen ol çocuğum!..

Eskiyi unut,
Yeni yolu tut.
Türklüğe umut
Sen ol çocuğum!..

Bizi Kurtaran
Öndere inan.
Sözünü tutan
Sen ol çocuğum!..

Küçücüksün bugün,
Yarın büyürsün.
Her işte üstün
Sen ol çocuğum!..

Çalışıp öğren;
Herşeyi bilen,
Yurduna güven
Sen ol çocuğum!..


2) Ağaç Diyor Ki – Halim Yağcıoğlu

Ben küçücük bir ağacım
Yurdumun bir bahçesinde,
Topraklar tüterken görün,
Dallarım çiçeklesin de.

Her şeyimle yararlıyım,
İnsanoğluna dünyada,
Çiçeğim, yaprağım, gölgem
İri dallı zerdalimle.

Kuşlar mutlu şarkısını
Hep dalımda söylerler,
Şen arılar vızır vızır,
Kokuma koşup gelirler.

Sakın, sakın dalımızı;
Çocuklar çekip kırmayın.
Çakınızla gövdemizde
Derin yaralar açmayın.


3) Ağustos Böceği İle Karınca – Tevfik Fikret

ağustos böceği ile karınca

Karıncayı tanırsınız
Minimini bir hayvandır
Fakat gayet çalışkandır
Gayet tutumludur, yalnız
Pek hodgamdır, bu bir kusur:
Hodgm olan zalim olur.

Bir gün ağustos böceği
Tembel tembel ötüp durmak
Neticesi aç kalarak
Karıncadan göreceği
Bürudete bakmaz, gider
Bir lokma şey rica eder
Der ki: – Acıyınız bize
Coluk çocuk evde açız
Ianenize muhtacız.
Karınca bir yüreksize
Layık huşunetle sorar:
– Aç mısınız? Ya o kadar
Uzun, güzel günler oldu.
O günlerde ne yaptınız?
Böcek inler: – Açız, açız
Bakın benzim nasıl soldu
O günlerde gülen, öten
Sazla, sözle eğlenen ben
Bugün bakın ne haldeyim!
Vallah açız, billah açız,
Halimize acıyınız!
Karınca eğlenir: – Beyim,
şimdi de raksedin, ne var?
“Yazın çalan kışın oynar.”


3) Ana Öğüdü – Tahsin Saraç

ana öğüdü şiiri

Çiçekleri ezme yavrum
Çiçekler bir yüreğe benzer
Çiçek ezen, insan ezer.

Sakın sen kuş vurma yavrum
En engin bir kardeşlikte
Uçar kuşlar gökyüzünde.

Tüfekle oynama yavrum
Şakacığı bile çirkin
Bir canlıyı öldürmenin.

Gel bir çiçek ol sen yavrum
Kendi ülkenin renginde
Şu yeryüzü demetinde.


4) Anneme Verdiğim Söz – Fazıl Hüsnü Dağlarca

Ben güzel olacağım
Taşıyacağım hep
Akan suların güzelliğini.

Ben iyi olacağım
Ellerim açılacak gece gündüz
Bir bitki iyiliğinde.

Ben doğru olacağım
Gökten düşen taş gibi
Doğru…


5) Besinler – İsmail Uyaroğlu

besinler

Artık dişiniz çıktı der
süt vermez cici annemiz
Alır kucağına sever
Toprak ikinci annemiz.

Besler bizi binbir öğün
Yemişler sebzeler her gün
Beni yanına götürün
Toprak ikinci annemiz.

Hepsinden bir türkü bir ses
Buğday, dut kiraz, patates
– Haydi bana bir kavun kes
Toprak ikinci annemiz…


6) Evimiz – Fazıl Hüsnü Dağlarca

Evimiz dört odalıdır
Hadi gezelim Tuncay
Yavaş yavaş hepsini.

Konuk odası süslü
Duvarlarda bezeklere baktıkça
Giderim uzaklara ben.

Yatak odası hep uyur
Akça perdeleri inik
Tembel demez ona kimse.

Yemek odası büyüktür, güzeldir
Elma, armut, kavun kokar birazcık
Çiçek vardır masasında.

Oturma odası işte, en aydınlık odamızdır
Benim en çok sevdiğim yer
Burda ödev yaparım…


7) Kış – Yusuf Ziya Ortaç

çocuk şiirleri kış

Fırtına bir hallaç gibi,
Gökte bulutları atar.
Gittikçe bastırır tipi,
Dünya kar içinde yatar.

Uzak bir hayal olur yaz,
Rüzgar acı acı eser,
Bir ustura gibi ayaz,
Dokunduğu yeri keser.

Bahçeler bir kar kuyusu,
Ağaçlar bir gümüş şamdan.
Dere akmaz, buz tutar su,
Sesler kesilir akşamdan.

Bacalar tüten evlerde,
Gönül ilkbaharı özler,
Rüya görür alevlerde,
Sobalara dalan gözler.


8) Masalların Masalı – Nazım Hikmet Ran

Su basında durmuşuz,
çınarla ben.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarla benim.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınarla bana.

Su basında durmuşuz,
çınarla ben, bir de kedi.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarla benim, bir de kedinin.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınarla bana, bir de kediye.

Su basında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, bir de güneş.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, bir de günesin.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınara, bana, kediye, bir de güneşe.

Su basında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, günesin, bir de ömrümüzün.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze.

Su basında durmuşuz.
Önce kedi gidecek,
kaybolacak suda sureti.
Sonra ben gideceğim,
kaybolacak suda suretim.
Sonra çınar gidecek,
kaybolacak suda sureti.
Sonra su gidecek
güneş kalacak;
sonra o da gidecek…

Su basında durmuşuz.
Su serin,
Çınar ulu,
Ben şiir yazıyorum.
Kedi uyukluyor
Güneş sıcak.
Çok şükür yaşıyoruz.
Suyun şavkı vuruyor bize
Çınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze….


9) Tilki ile Leylek – Çeviren: Sabahattin Eyüboğlu

tilki ile leylek

Tilki hocanın iyiliği tutmuş bir gün
Hacı leyleği yemeğe buyur etmiş
– Ama, demiş tilki, bizde misafir
Umduğunu değil bulduğunu yer.
Meğer tilkinin cimrisi hepsinden betermiş
Bir çorba çıkarmış topu topu
O da sulu mu sulu
Hem nerden getirse beğenirsiniz? Tabakta.
Leylek gagasıyla uğraşadursun
Tilki bitirmiş hepsini bir solukta.
Leylek kızmış, ama çekmiş sineye.
Bir zaman sonra
O da tilkiyi buyur etmiş yemeğe.
– Hay hay, demiş tilki, nasıl gelmem?
Ben dostlara naz etmesini sevmem.
Tam saatinde gelmiş.
Leyleğe türlü diller dökmüş.
Şu güzel bu güzel,
Hele yemeğin kokusu
Gel iştahım gel!
Gerçi tilkilerin iştahı
Pek nazlı değilmiş ama
Et kokusu başka şeymiş.
– Kuşbaşı galiba, demiş
Bayılırmış etin böylesine
Hele kıvamında pişmişine.
Derken yemek sofraya gelmiş,
Gelmiş ama nasıl?
Kokusunu al, eti arada bul!
Dar boğazlı upuzun bir çömlek içinde
Tam leyleğin gagasına göre
Tilki burnunu burgu etse nafile.
Kısmış kuyruğunu evine dönmüş.
Aç kaldığına mı yansın
Bir kuşa rezil olduğuna mı?
El alemi aldatanlar
Bu masal size:
Bir gün sizi de sokarlar
Kurduğunuz kafese…


10) Uçurtma – Rıfat Ilgaz

uçurtma

Çocuklarımız neleri sevmiyorlar ki…
Uçurtmayı seviyorlar sözgelişi,
Bir havalandı mı uçurtmaları
Daha da güzelleşiyorlar.
Maviliklerde gözleri
Özgürlüğü yaşıyorlar
Uçurtmalarla birlikte.

Koparıp da iplerini hele
Bir kurtuldular mı ellerinden,
Öylesine seviniyorlar ki,
Gidiş o gidiş, bile bile…

Kızalım mı umursamayışlarına?
Kendi yaşamlarını izliyorlar boşlukta.
Onlar da birer uçurtma değil mi?

Bizim de ne süslü uçurtmalarımız vardı,
Alıp başlarını gitmediler mi?
Gözümüzden bile esirgedik
Hangi birinin ipi kaldı elimizde?


11) Ekmek – Hasan Ali Yücel

Çiftçi sürer tarlayı
Sonra eker buğdayı
Boy verir azar azar
Saplar gittikçe uzar
Başaklar olgunlaşır
İçleri dolgunlaşır.

Yazın artınca sıcak
Sararır her bir başak
Biçerler ekinleri
Şenlenir harman yeri
Olup bitince harman
Ayrılır buğday saptan.

Güzel kokulu ekmek
Olmaz seni sevmemek
Sensin yemeklere baş
Her yemeğe arkadaş…


12) İlkbahar – Aka Gündüz

çocuk şiirleri ilkbahar

Yağmur geçti kar geçti
Soğuk rüzgarlar geçti
Güneşli bahçelerden
Güzel çocuklar geçti

Meliyor kuzucuklar
Seviniyor çocuklar
Ağaçlar dallar taktı
Bin bir renkli boncuklar

Taze hayattır bahar
Ne çok ışık renk saçar
Gezdirin eğlendirin
Gürbüz olsun yavrular

Rüzgarlar ese ese
Hayat verir herkese
Civciv bile kapanmaz
İlkbaharda kümese


Çocuk şiirleri listesinden sonra göz atabilirsiniz:

Vatan Şiirleri: 15 Şairimizden Duygu Dolu Vatan Şiirleri

Şükrü Erbaş Şiirleri: Lirik Şair Şükrü Erbaş’ın 10 Sevilen Şiiri

Kategoriler: Alıntılar

Yorumlar (0) Yorum Yap

/
Exit mobile version