Bu piyasanın tehdit altında olduğu ilk alan para transferleri oldu. Özellikle de ülkelerarası SWIFT transferleri. Neden? Hem yüksek maliyetli, hem yavaş hem de kimi zaman kimi ülkelerde yaşayanlar için ulaşması imkansız bir sistem.
Dikkat ederseniz, para transferi kişiler arası gerçekleşen finansal işlemlerin en basiti. Bir kişi kendine ait bir parasal değeri bir diğer kişiye koşulsuz olarak transfer ediyor. Dolayısıyla makineler tarafından yapılması en kolay olanı — bu nedenle merkezi olmayan yapılar tarafından ilk olarak fethedilmeye çalışan alan burası oldu.
Benzer mantıkla Blockchain bazlı yapılar öncelikle basit ve yüksek maliyetli alanlara odaklanacaklar. Teknoloji geliştikçe daha karmaşık alanlara girmeye başlayacaklar. Aslında belki şöyle demek daha doğru: Blockchain bazlı girişimler finansın her alanında mevcut sistemlere karşı yenilikler çıkaracaklar. Ancak bunlardan basit, yüksek maliyetli ve de geniş kitlelerin kullandığı alanlarda çalışan girişimlerin başarı şansı daha yüksek olacak.
Bir örnek daha verelim: Alışverişlerde kredi kartı yerine KriptoPara kullanılması.
Bu alanda kendine pay almaya çalışan pek çok girişim var. Örneğin Litecoin ve geçmiş yazılarda bahsettiğimiz Grin bunlardan ikisi. Ancak unutulmaması gereken bir durum var — o da son kullanıcı gözünde Visa ve Mastercard gibi kartlar hem hızlı işlem sağlıyorlar hem de maliyetleri çok düşük. Dolayısıyla özellikle kredi kartı kullanımının yaygın olduğu gelişmiş ülkelerde KriptoParalar ile alışveriş yapılması ilk aşamada geniş kitlelerin ilgisini çekecek mi — zor görünüyor.
Bu demek değil ki bu KriptoParalar alışveriş için kullanımda başarısız olacak. Kriptoparalar’ın kredi kartına ya da bankacılık sistemine erişimi olmayanlar tarafından kullanılması daha muhtemel. Aynı şekilde mevcut bankacılık sisteminde şu ya da bu şekilde olmak istemeyen gelişmiş dünyadaki küçük bir kitle de bu paraları kullanabilir.
Gelişmiş ülkelerde KriptoParalar’ın ödeme amaçlı kullanımı, başka ihtiyaçlar nedeniyle KriptoPara kullanımını yaygınlaşır ve bu paraların üstün bir kullanıcı deneyimi sağlaması halinde ikinci bir dalga olarak yaygınlaşır.
Peki para transferlerinin ötesinde finansın hangi alanında Blockchain bazlı girişimlerin başarı şansı daha fazla? Decentralized Finance (DeFi) olarak da adlandırılan bu yeni dalgada hangi alanlar göreceli basit ve yüksek maliyetli?
Önce bir DeFi nedir ona bakalım, bir sonraki yazımızda ise en yaygın kullanılan üyesine bakacağız bu yeni kavramın.
DeFi — yani Decentralized Finance pek çok girişimin ortaklaşa kurdukları bir protokol ve açık bir topluluk.
Kurucularının ortak özelliği Blockchain sistemleri üzerine girişimler olmaları. Girişimlerin çıkış amacı kurulduktan sonra benzer sıkıntıları paylaşmaları ve vizyonları da silo halinde organize olmuş mevcut finansal altyapıları değiştirmek. Ana prensipleri ise şu üç konu: 1-)Karşılıklı kullanılabilirlik ve açık kaynak: Bütün projelerin kurulurken karşılıklı kullanılabilir olmasına dikkat etmek. Bunun için de özellikle açık kaynak kullanmak. Böylece bütün projelerin daha kuruluşları sırasında birbirlerini inceleyerek ileri aşamalarda birlikte nasıl çalışabilecekleri ile ilgili ortak bir bilinç oluşturmak. 2-)Ulaşılabilirlik ve finansal kapsayıcılık: İnternet bağlantısı olan herkesin ulaşabileceği bir finansal sistem hayali. Aynı şekilde “değer”in (ya da bir varlığın) kişinin coğrafi konumundan bağımsız olarak dünyada serbestçe dolaşabilmesi. 3-)Finansal şeffaflık: Finansal hizmetlerin şeffaf olmayan silolarda tutulması yerine kişilerin gizliliği konusunu saklı tutmak kaydıyla tüm piyasa bilgisinin tüm katılımcılara açık olduğu bir sistem inancı.
Yorumlar (0) Yorum Yap